NEFES KOÇLUĞU FEDERASYONU TÜRKİYE’DE BİR İLK’E DAHA İMZA ATTI.



NEFES KOÇLUĞU RESMİ OLARAK MESLEK OLDU!



 

Son yılların en gözde mesleklerinden birisi haline gelen ancak meslek olarak anılmayan Nefes Koçluğu, Nevşah Fidan Karamehmet Başkanlığında kurulan Nefes Koçluğu Federasyonu’nun öncülüğünde Ulusal meslek standartlarına uygun ve yeterli bulunarak MESLEK kabul edildi.

 

Nefes Koçluğu Federasyonu öncülüğünde T.C. Mesleki Yeterlilik Kurumu ve görüşe katılan diğer ekoller ile birlikte üzerinde uzun süre çalışılan Nefes Koçluğu Standartları kapsamında, nefes koçlarının mesleği yapabilmeleri için yeterli bilgi/ beceriye sahip olması, mesleki alanda aldığı eğitim, tutum ve davranışları, çalışmayı yapacağı mekan, kullanacağı araç gereç ve ekipman gibi ana başlıklar altında toplanan maddeler ile bire bir örtüşmesi gerekiyor.

21 Aralık 2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve yürürlüğe girerek mesleki kabul gören ‘’Nefes Koçluğu ‘’ Türkiye ve dünyada bir ilk olarak biliniyor.

 

Nefes Koçluğu’nun doğru ve sağlıklı yapılması için getirilen standartlarla yeni bir dönem başladı.

 

Nefes Koçluğu Federasyonu öncülüğünde Mesleki Yeterlilik Kurumuna yapılan başvuru ile süreç içinde   oluşturulan ’’ mesleki standartlar’’ sayesinde bundan böyle nefes seansı ve eğitimlerini almak isteyen kişiler, nefes koçlarının mesleki standartlara uygun olup olmadığına bakabilecek.

Son yıllarda trend haline gelen Nefes Koçluğu adı altında nefes terapisi ve nefes teknikleri eğitimlerinin çoğalması mesleki standartların getirilmesine neden oldu.

 

 



SAĞLIKLI KALBE GİDEN YOL SEVGİDEN GEÇER



 

 

Kalbimizde kelebekler uçuran, heyecandan ne yapacağımızı şaşırtan aşk, aslında kalbin değil hormonların oyunu. Buna karşın kalbimiz cam kadar da narin. Kırık kalp sendromu, ölüme dahi neden olurken, sevgi ve aşk ömrü uzatıyor.

 


  • İnsanın hayatı boyunca tadabileceği en tarifsiz duygu aşk, sadece kalbi değil beyni ve bedeni de esir alıyor. Aşık olan kişinin beyninde adeta hormon fırtınası yaşanıyor. Önce haz ve keyif veren dopamin, sonra mutluluk veren seratonin, ardından da ‘bağımlılık’tan sorumlu oksitosin hormonu salgılanmaya başlıyor. Beynin ‘empati’ ile ilgili bölgesinin devreye girmesiyle büyük aşkın hiçbir kusuru görülmez oluyor. Böylece ‘aşkın gözü kördür’ sadece bir deyim olmaktan çıkıyor ve bilimsel bir gerçeğe dönüşüyor.

  • Aşk, sanki yıllardır eksikliği hissedilen, bulunduğunda da hayatın tüm anlamının değişeceğine inanılan bir duygu olarak tanımlanabilir. Eksikliğini tamamlama isteği ve tamamen bir arama davranışıyla yola çıkan insanoğlu, bulduğunda da bu duyguya adanmışlık hissi ile teslim olur. Öyle bilinçli bir durum da olmadığı için genellikle tercihler söz konusu olmaz. “Başa gelen çekilir” gibi, başa gelince yaşanan bir durum olarak devam eder.



 

SEVGİ HORMONU EŞİTTİR AŞK SARMALI


  • Aşk, sadece duygusal değil aynı zamanda fizyolojik bir süreçtir. Aşık olan kişinin davranışlarında değişiklikler ortaya çıkar. Bu değişiklikleri de fizyolojik süreçler belirler. Aşk, insan beyni için bir çeşit haz kaynağıdır. Bu sistem, ödül ile yakından ilişkili dopamin (DA) salınımı ile aktive olur (haz, keyif). Dopamin ile ilişkili bu sistem, seratoninin (mutluluk hormonu) de azalmasına sebep olur. Aynı zamanda ‘sevgi hormonu’ olarak bilinen oksitosinin salınımı ile birlikte bağlanma mekanizması devreye girer. Bağımlı kişilerde de benzer mekanizmalar çalışır.


  • Bayındır İçerenköy Hastanesi

  • Psikiyatri Uzmanı Dr. Esra Uğurlu Koçer



 



 



SAFRA KESESİ TAŞLARINDA TEK YOL AMELİYAT MI?



 

Her ne kadar uygulandığı şekliyle tıpta pek yeri olmasa da check up denilen uygulama günümüzde pek revaçta. Bunun bir sonucu da, yapılan karın ultrasonografilerinde tesadüfen saptanan safra kesesi taşları. Sık sık, herhangi bir şikayete neden olmayan bu taşlara ne yapılması gerektiği sorulur.

 

Safra kesesi taşı ne gibi şikayetlere yol açar?

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, genel cerrahi bölümünden, Prof. Dr. Sümer Yamaner safra kesesi taşı herhangi bir şikayete yol açmayacağı gibi çok şiddetli akut ağrılarla acil ameliyat gerektirebilecek klinik tablolara kadar farklı şekillerde kendini göstereceğine dikkat çekiyor;

Taş safra kesesinin boynuna sıkışıp safra kesesinin boşalmasını engelleyebilir. Bu durumda kasılan safra kesesi içindeki basınç artarak bizim “visseral ağrı” dediğimiz “iç organ ağrısı”’na yol açar. Bu ağrı göbekle göğüs kafesi arasındaki bölümde ve ortada hissedilir. Hastalar sıklıkla “gazları olduğunu” ya da “midelerinin ağrıdığını” söylerler.

Bu ağrı şiddetli olduğunda buna “biliyer kolik” ya da “safra kesesi koliği” deriz. Safra keseindeki gerilme çok artar da kan dolaşımı bozulmaya başlarsa artık safra kesesi duvarında iltihaplanma başlayabilir. Bu durumda ağrı karnın sağ üst kesiminde, sıklıkla da sırta vurur tarzdadır. Nefes alırken batma olabilir ve ağrı artar. Artık “akut kolesistit”’ten söz edebiliriz.

Şikayete yol açan safra kesesi taşları varlığında, hastanın ameliyata mani olacak özel bir durumu yoksa cerrahi girişimle safra kesesi taşlarla birlikte çıkarılmalıdır. Ameliyata engel olacak çok ciddi bir sağlık sorunu varsa, bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografi kılavuzluğunda safra kesesine ince bir tüp yerleştirilip safra boşaltılarak (kolesistostomi) geçici de olsa bir iyileşme sağlanabilir.

 

Şikayete yol açmayan taşlar söz konusu ise ne yapılmalı?

Bu oldukça tartışmalı bir konu. Ancak aslında çok net kriterlerimiz olduğu söylenebilir. Öncelikle gerçekten herhangi bir şikayete yol açmadığından emin olunmalıdır. Bu hastanın öyküsünün derinleştirilmesi ile sağlanır. Çünkü öykü derinleştirildiğinde aslında hastada özellikle yemek sonraları karında gaz hissi olduğu ortaya konulabilir. Hastanın “gaz” dediği şey birçok durumda bizim “iç organ ağrısı” olarak tanımladığımız durumdur. İyi bir anamneze (sorgulama) rağmen gerçekten hiçbir

 

Temel kural olarak, genel tıbbi durumu iyice değerlendirildiğinde, 20 yıl ve üzerinde yaşam süresi beklentisi olan insanlarda safra kesesi taşı şikayete yol açmasa bile ameliyat önerilmelidir. Bunun dışında şeker hastalarında da ameliyat önerilmelidir çünkü şeker hastaları akut kolesistit olduğunda normal şahıslardan çok daha az ağrı hissederler ama enfeksiyon çok daha hızlı yayılır ve safra kesesi delinerek çok ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Safra kesesinde çok küçük (3 mm’den küçük) taşların varlığı da bir ameliyat sebebidir zira bu taşlar bazen ana safra kanalına geçerek sarılık ve safra kanalı iltihabına (kolanjit) yol açabilirler. Kolanjit ölüm riski bile taşıyabilen bir durumdur.

 

 

Ameliyat laparoskopik olursa ne kadar zamanda ayağa kalkarım, kaç günde işime dönerim?

Komplikasyonsuz bir ameliyat sonrası ameliyat akşamı hastalar ayağa kaldırılır, ertesi gün taburcu edilir ve yaklaşık bir hafta içinde işlerine ve günlük yaşamlarına geri dönerler.

 

 



Gliss Serum Deep Repair ile 5 Kullanımda Tamamen Onarılmış Saçlar…



 

Hayatta bazı şeyler zaman alsa da tamamen onarılmış saçlar için beklemeye gerek yok!

Gliss Serum Deep Repair, içeriğindeki Keratin Serum ve Amino Asitlerin güçlendirdiği yoğun serum bakımı ile 5 kullanımda tamamen onarılmış saçlara kavuşmanızı sağlıyor.

Amino Asit ve Keratin Serum ile yıpranmış saçlar için yoğun serum bakımı…

Dünyaca ünlü Alman saç bakım markası Schwarzkopf tarafından geliştirilen Gliss Serum Deep Repair ailesi, canlılığını yitirmiş ve yıpranmış saçlara özel olarak Amino Asit & Keratin Serum içeriği ile yoğun serum bakımı sağlıyor ve 5 kullanımda tamamen onarılmış saçlar yaratıyor. Saçın 10 kat derinine kadar nüfuz ederek saçlara ipeksi yumuşaklık ve esneklik kazandırıyor.

 

 

Protez Göz Özgüveni Geri Getiriyor !





Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr.Barış YENİAD konu ile ilgili bilgiler verdi.

Son yıllarda, körlük ve görme kaybı yaratan göz hastalıkları için optogenetik, bionik lensler ve kök hücre tedavileri ile büyük ilerlemeler kaydedildi ancak halen ciddi yaralanmalar ile görme yeteneğinin kaybedildiği durumlarda protez göz tek seçenektir. Kayıp gözdeki görmenin geri kazanılması bu noktada mümkün olmaz fakat protez göz kişiye en azından doğal bir görünüm ve güven duygusu sağlar. Birçok kişi bunun sadece kozmetik amaçlı yapıldığını düşünmesine rağmen bu süreç kişinin toplum içinde çok daha rahat yer alması, öz güveninin artması ve hayata bağlılığını arttırması nedeni ile kişinin restorasyonu olarak kabul edilmelidir.



Bu süreçte ilk adım protezin gözün yerleşeceği bir yuvanın oluşturulmasıdır. Bunun için “eviserasyon” dediğimiz bir operasyon ile gözün işe yaramayan içeriği boşaltılır ve bilye yerleştirilir. Buradaki amaç daha sonra yapılacak olan protez gözün anahtar-kilit gibi birbirini tamamlaması ve rahat hareket edebilmesini sağlamaktır. Günümüzde, tümörler haricinde göz tümüyle alınmamaktadır, göz kasları ve kendisi korunmakta sadece içeriği boşaltılmaktadır. Bu da ameliyatın çok daha rahat ve kısa (yaklaşık 30 dakika) olmasını sağlamaktadır. Ameliyat ile oluşturulan yuva yaklaşık 1 ay içinde iyileşmekte ve protez göz takılabilir hale gelmektedir.

 

 

OIL ULTIME İLE GÖZ ALICI SAÇLAR İÇİN



MODUNUZA ÖZEL AROMATERAPİ…





Gerçek güzellik, uyum ve denge ister… Kusursuz güzellikte saçlar için yenilikçi ürünler ve uygulama sistemleri geliştiren Schwarzkopf Professional da şimdi baş derisi, saç ve zihni dengeleyerek içten dışa yansıyan, göz alıcı bir güzellik oluşturmak üzere OIL ULTIME serisini yarattı. Serinin en özel ürünlerinden Essential Oil Relaxing, lavanta ve yasemin içeren temel yağların doğal karışımı sayesinde vücut ve zihni rahatlatıyor. Essential Oil Energizing ise mandalina ve ylang ylang içeren temel yağların karışımı ile vücuda ve zihne enerji veriyor.