Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Zafer Cantürk, son dönemde vaka sayılarındaki artışa değinerek, bir kez daha koronavirüs salgınında aşılamanın önemini vurguladı. Aşılama konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini belirten Cantürk, hastaneye ve yoğun bakıma yatışta hastaların çoğunu aşı yaptırmamış kişilerin oluşturduğunu belirtti.

Vaka sayılarının artış göstermesine rağmen hastaneye ve yoğun bakıma yatış oranlarında yükselme olmadığını kaydeden Prof. Dr. Cantürk, “Bizim hastanemize de koronavirüs hastaları geliyor ama önceki dönemlerdeki gibi bir artış henüz söz konusu değil. İl Sağlık Müdürlüğü ile sürekli temas halindeyiz, onlar da sayıların arttığını, Türkiye genelindeki artışa paralel bir artış olduğunu görüyoruz. Hastaneye ve yoğun bakıma yatış oranlarında bir artış henüz yok. Sonuç itibarıyla aşılamanın getirdiği bazı avantajları yaşıyoruz yeterince aşılama olmamasına rağmen daha fazla aşılama oranını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu. 

‘İKİNCİ DOZU YAPTIRMAK ÇOK ÖNEMLİ’

Koronavirüs aşılarında ikinci dozu yaptırmanın kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cantük, “Özellikle ikinci doz aşılamanın yapılması çok önemli. Hastaneye yatan hastalara baktığımız zaman da bunların içinde aşılanmış olanlar ve aşılanmamış olanlar, diye bir ayrım yapıldığı zaman aşılanmamış olanların hastaneye yatış oranı daha yüksek. Yatanların durumunun aşılanmamış olanlarda daha kötüye gittiğini biliyoruz. Kişi aşı oldu ama sonrasında koronavirüs oldu, deniliyor. Bu kişilerin büyük çoğunluğu birinci doz aşı olup, ikinci dozu olmayan kişiler. Ya da ikinci doz aşıyı olmuşlar fakat aradan sadece 1 hafta geçmiş bağışıklık sistemi ile ilgili bir oturma süresi olmamış. Şunu biliyoruz ki ABD’de yapılan çalışmalarda aşı olanlarda hastalığın ve hastanede yatma oranlarının anlamlı şekilde düşük seyrettiğini görebiliyoruz. Demek ki aşı koruyucu, aşıdan kaçmamak gerekiyor” dedi. 

‘GRİBAL ENFEKSİYONLARIN YAYILMAMASI İÇİN DE TEDBİR GEREK’ 

Prof. Dr. Cantürk, son dönemde hava sıcaklıklarının yüksek olması nedeniyle artan yanlış ve orantısız klima kullanımına bağlı olarak bazı hastalıkların da artış gösterdiğini belirterek, “Üst solunum yolu enfeksiyonları, gribal enfeksiyonlar, Covid-19 semptomlarıyla birbirine benziyor. Dolayısıyla bu koronavirüs döneminde herkes oluşabilecek her türlü üst solunum yolu semptomunu koronavirüs ile ilişkilendiriyor. Gribal enfeksiyonların da son günlerde hava sıcaklıklarında yaşanan değişiklikler, hava sıcaklıklarının çok yüksek olması nedeniyle klimaların çok kullanılıyor olması, klimalara karşı oturulması, araçlarda klimaları açık bırakıp uzun süreli seyahat yapılması insanların bağışıklık sistemlerini etkileyebiliyor. Koronavirüs dışındaki virüs hastalıklarını ya da tamamen soğuğun etkisiyle oluşabilecek bazı kırgınlıkların ortaya çıkmasına yol açıyor. Koronavirüs olmasa bile bu tür durumlarda tedbirli olmak gerekiyor. Kişilerin sadece koronavirüs için değil gribal enfeksiyonların yayılmaması için de maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat ederek başkalarının sağlığını korumayı birincil görev olarak kabul etmeleri gerekiyor" diye konuştu.