ANKARA -Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Covid-19 ile mücadelede alınan izolasyon tedbirleri kapsamında, ailede pozitif vaka çıktığında aşılı yetişkinlere karantina uygulanmadığını hatırlattı. Ceyhan, "Bu çok yanlış; çünkü aşı bulaşmayı engellemiyor. Aşılı bir insan evdeki pozitif kişiden virüsü alıp, götürüp, iş yerinde bulaştırabilir. Aşılı, aşısız ayırt etmeden herkese izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız" dedi.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ailede 1 kişide pozitif vaka çıktığında, ailedeki aşılılara izolasyon tedbiri uygulanmadığını söyledi. Çocuklara izolasyon uygulanırken diğer yetişkinler aşılıysa izolasyon uygulanmadığını ve işlerine devam etmelerinin istendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Bu çok yanlış çünkü artık hepimiz biliyoruz ki aşılı insanlar hastalıktan korunuyor; ancak aşı bulaşmayı engellemiyor. Yani aşılı bir insan o evdeki virüs pozitif kişiden virüsü alıp götürüp iş yerinde bulaştırabilir. Biz böyle bir uygulama yaptığımız için insanlar alıp virüsü götürüp iş yerlerine bulaştırıyorlar. Dolayısıyla aşılı, aşısız ayırt etmeden herkesin negatif sonucunu görene, belli bir süre geçene kadar izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız. Ne mantıksal ne bilimsel anlamda böyle bir uygulamayı izah etmek mümkün değil. Madem ki kabul ediyoruz, aşılı insanlar da alıp bulaştırabilir virüsü, o zaman 'aşılı', 'aşısız' diye bir ayrım yapmak son derece yanlış" diye konuştu.

'4'ÜNCÜ DALGA 4 AYDIR DEVAM EDİYOR'

Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalganın başladığını kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, "Biz 3'üncü dalgayı İngiliz 'Alfa' varyantıyla 63 binler civarında bir pik noktasıyla yaşadıktan sonra yine aynı şeyi yaptık. Bütün tedbirleri bir anda kaldırdık. Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalga başladı. Şimdi 4 ayı geçti. Hala günlük vaka sayımızı 20 binlerin altına indiremedik. Her gün 200-250 civarında ölüm ortaya çıkıyor. Bu 4’üncü dalga yaklaşık 4 ay 10 gündür devam ediyor. Her gün bu civarda vaka ve ölüm gördüğümüz için sanılanın aksine 'Delta' varyantında gördüğümüz 4’üncü dalgada daha önceki 3 dalganın toplamından daha fazla vaka ve daha fazla ölüm gördük. ‘Toplumu belli bir oranda aşıladık, onun için vakalar çok yüksek seyretmiyor’ diye düşünmek yanlış. Aşının çok önemli bir fonksiyonu var. Yüzde 80’in üzerinde insanı eğer aşıyla bağışık hale getirebilirsek bu salgın bitecek; ama yüzde 80’in altında yüzde 50-60 aşılayarak salgına herhangi bir etkide bulunamazsınız çünkü hala toplumda çok ciddi o salgını devam ettirebilecek sayıda insan var" dedi. 

'HEDEFTEN UZAKLAŞIYORUZ'

Prof. Dr. Ceyhan, aşılamanın çok yavaşladığına da vurgu yaparak, "İlk başta 1,5 milyon doz günlük 1'inci doz aşı yaparken, geldiğimiz noktada günde 50-60 bin doz 1’inci doz aşı, 10-20 bin doz 3’üncü doz aşı yapar duruma geldik. Oysa normal 2 doz aşısını yaptığı halde süre geçtiği için bağışıklığını kaybeden insan sayısı bizim aşıladığımızdan daha fazla. Yani biz her gün biraz daha yaklaşmak yerine o hedeften uzaklaşıyoruz. Bunun mutlaka belli tedbirlerle düzeltilmesi lazım. Yeni bir tedbir icat etmeye gerek yok. Avrupa’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan tedbirler belli. Bizim de birincisi aşıya zorlayıcı bazı tedbirler almamız lazım. İkincisi PCR testini aşının alternatifi gibi sunmamamız lazım çünkü en iyi PCR testleri bile yüzde 50-60 civarında duyarlı. Siz ancak yarısını bulabiliyorsunuz. Negatif bile çıksa o insanda virüs taşıma riski devam ediyor. Oysa aşılı olsa en azından virüsü bulaştırabilir; ama kendinin korunacağından emin olursunuz. O yüzden mutlaka o test alternatifini kaldırıp, belli durumlarda aşılı olma şartı aramalıyız" diye konuştu.