Türkiye genelinde, 18 yaş ve üstü nüfusta en az iki doz aşı yaptıranların oranının en yüksek olduğu Ordu, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre vaka yoğunluğu en çok artan iller arasında yer alıyor. 570 bin 663 birinci doz, 554 bin 402 ikinci doz, 219 bin 899 üçüncü doz olmak üzere toplam 1 milyon 344 bin 964 doz aşının yapıldığı kent, her 100 bin nüfusta 312,98 vaka oranıyla altıncı sırada yer alıyor. Uzmanlar, vaka sayılarındaki artışın en büyük nedeninin, aşı yaptıran vatandaşların maske ve mesafe kurallarını ihlal etmesi, kış mevsimi nedeniyle ev ziyaretlerinin artması ve aile içi temastan kaynaklandığını belirtiyor.

‘BEN AŞIMI OLDUM, VİRÜS BANA BULAŞMAZ ÖZGÜVENİ VAR’

ODÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Enginyurt, son aylarda Karadeniz Bölgesi genelinde yaşanan vaka artışlarına dikkat çekti. Karadenizlilerin virüse karşı özgüven duyduğunu belirten Prof. Dr. Enginyurt, “Vaka sayıları sadece Ordu’da değil, Karadeniz ve tüm Türkiye’de artıyor. 1980’li yıllarda tüm dünyada AIDS paniği başlamıştı. Virüs keşfedilip, ilk vakalar görülmeye başladığında bir Karadeniz şehrinde yapılan röportajda ‘AIDS’ten korkar mısınız?’ diye mikrofon uzatıldığında, ‘Ben pancar çorbası içiyorum, o yüzden AIDS dediğiniz şey bana bulaşmaz’ cevabını veriyordu. Karadenizlilerde böyle bir özgüven var. Peki bu özgüven neye neden oluyor? O zamanki pancar çorbasını aşıya benzetebiliriz. ‘Ben aşımı oldum, virüs bana bulaşmaz’ özgüveni var. Karadenizliler zamanında pancar çorbasına duyduğu güveni şimdi aşıya duyuyor. Bu özgüven nedeniyle sokaklarda maske takılmıyor, sosyal mesafe korunmuyor” diye konuştu.

 ‘AŞI HASTANEYE YATIŞI ÖNLÜYOR’

Aşının bulaşma riskini azaltmadığını, hastalığın ağır seyretmesinin önüne geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Enginyurt, şunları söyledi:

“Bu bir üst yol enfeksiyonudur ve bunun bulaşma şeklini gribe benzetebiliriz. Grip aşısı olduğumuzda amacımız hiç hasta olmamak ya da virüsü taşımamak değildir. Covid aşısında da hiç hasta olmamak, virüsü taşımaya engel olmak değildir. Amaç; hastaneye yatışı önlemek, yoğun bakıma yatışı önlemek, ölümleri önlemektir. Bunu keza görüyoruz. Aşılı olanlarda, özellikle tam doz aşılı olanlar da hastaneye ve yoğun bakıma yatışı olmuyor, ölüm hiç yok denecek kadar. O zaman aşı gerçekten etkili. Karadenizli pancar çorbasına duyduğu güveni şimdi aşıya duyuyor. ‘Pancar çorbası içtim hasta olmam’ diyen Karadenizli, şimdi ‘aşı oldum hasta olmam’ diyor. Bu ‘pancar çorbası içtim hasta olmam’ demeye benziyor. Vatandaşlarımızın aşıya güvenmeleri gerekiyor ve aşılıyken de tedbiri elden bırakmamaları gerekiyor. Aşı olduktan sonra da maske, mesafe, hijyen ve sosyal zamana dikkat etmemiz gerekiyor.” 

‘AŞI GERÇEKTEN KORUYOR'

Vatandaşlardan Özlem Aksu, insan yoğunluğunun olduğu caddelerde, toplu taşıma araçlarında maske kuralının ihlal edildiğini belirterek, “Koronavirüs vakalarındaki artışın sebebi insanların korunmamasından kaynaklıdır. Çoğu insan maskesiz sokaklarda dolaşıyor. Hatta 'maskenizi takın' diye uyardığımızda ‘Sana ne, sen ne karışıyorsun maskeme’ deyip tepki gösterenler var. Ben kanser hastasıyım. 3’üncü doz aşımı vuruldum. Buna rağmen maskemi ağzımdan çıkarmıyorum ve 15 dakikada bir maskemi değiştirip atarım. Covid bana bulaşmaz, diyerek ben de maskemi çıkartabilirim. Ama aşı tek başına koruyucu değil. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymamız gerekiyor. Tabii ki aşımızı olmamız gerekiyor. Aşı gerçekten koruyor ama koruduğu kadar yine bir tehlike bizi bekliyor” ifadelerinde bulundu.

‘TEDBİR ALACAKSIN, TAKDİRİ ALLAH’A BIRAKACAKSIN’

Beytullah Şahin ise, “‘Aşı oldum’ diye kurallara riayet etmemek olmaz. Nedense biz insanlar

vurdumduymazız. Ben burada devletin bir suçu olduğunu düşünmüyorum. Devlet ne güzel 24 saat ücretsiz aşılama yapıyor. Aşı olsanız bile maskenizi takacaksınız, kurallara riayet edeceksiniz. Tedbir alacaksın, takdiri Allah’a bırakacaksın. Ama biz ihmalkarız, kurallara riayet etmiyoruz” dedi.