Couple suffering from cold in bed


Grip deyip geçmeyin! Devam eden soğuk algınlığı tehlikeli olabilir!


Kışın soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara yakalanmamak için sihirli bir ilaç bulunmadığını belirten Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, bu hastalıklardan korunmak için koruyucu ve destekleyici yöntemleri disiplinle uygulamanın en önemli anahtar nokta olduğunu vurgulayarak, “Bu yöntemlerin arasında, sık el yıkama alışkanlığının edinilmesi, farklı renkteki meyve ve sebzelerin düzenli tüketilmesi ve bu hastalığa yakalanmış kişilerden uzak durulması korunmanın temeli. Meyve ve sebzeleri bol tüketmek en etkili grip ilacı” dedi.

İki haftadan uzun sürüyorsa dikkat


Gribal enfeksiyonlar iki haftadan uzun sürüyorsa uzman hekime gidilmesi gerektiğini anlatan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:

“Gribal enfeksiyonlar, genellikle hafif atlatılıp kendiliğinden geçer. Ancak risk gruplarının daha dikkatli olması gerekir. Küçük bebekler, yaşlılar ve çeşitli bağışıklık sisteminde zafiyet yaratan hastalıklar başlıca risk gruplarını oluşturuyor. Dünya genelinde, özellikle 2 yaş altındaki bebekler ve 65 yaş üstündeki yetişkinler gribal enfeksiyonlar nedeniyle hayatlarını kaybedebiliyor. Eğer gribal şikayetler, 2 haftadan uzun zaman sürüyorsa, 39 dereceye ulaşan ateş yükselmeleri varsa, baş ağrısı, solunum sıkıntısı, balgamlı öksürük ve göğüs ağrısı gibi şikayetler mevcutsa, uzman bir hekime gidilmelidir. Gribal enfeksiyonlar üst solunum yolundan, alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre, bronşit) yayılmaya başlamışsa, uygun tedavinin başlanması zorunludur” diye konuştu.

 



YORGUNLUĞUN 20 SEBEBİNE DİKKAT!


Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi, iç hastalıkları-endokronoloji ve matabolizma bölümünden, Prof. Dr. Haluk Sargın pek çoğumuzun yaşadığı kronik yorgunlukla savaşta adım adım öneriler getiriyor;

  1. Depresyonda mısınız? Halsizlik, yorgunluk başağrısı, iştahsızlık en sık rastlanan bulgularıdır.

  2. En son ne zaman yeterli ve kaliteli uyudunuz? Yetişkinler ortalama günlük 7-8 saat uyku uyumalılar. Büyüme gelişme çağındaki çocuklar ise 9-10 saatten daha az uyumamalıdır. Uykusuzluk vücudun uykuda yenilenmesi işleminin yeterince yapılamamasına sebep olduğunu biliyor muydunuz?

  3. Uyku apnesi sorunu yaşıyor olabilir misiniz? Obez ve KOAH hastalarının en büyük derdi! Uyku esnasında belirli aralıklarla solunum durur. Bu kesintiler kişiyi uykudan uyandırır ya da derin ve sağlıklı bir uyku dönemi yaşamasına mani olur. Kişi yatakta yatar fakat debelenip durur. Mutlak çözüm mü istiyorsunuz: aşırı kiloları vermek sigara ve benzeri risk faktörlerini hayattan uzaklaştırın!

  4. Beslenme düzenini değiştirmenin vakti geldi? Az yeme sonucu oluşan enerji eksikliği, bitkinlik, kan şekerinin düşük seyretmesi kişiyi yorgun ve dermansız kılar. Ne mi yapacaksınız: 3 öğün düzgün yemek yiyerek ve ara öğünler protein ve kompleks karbonhidrat tüketimine dikkat ederek hayat daha hafif ve kolay olacak…

  5. Kansızlıkla mı savaşıyorsunuz? Adet kanamasının aşırı olduğu durumlar en sık sebebi oluşturur. Bu da demir eksikliğine sebep olur. Demir kırmızı kan hücrelerinin yapısına iştirak eder. Dokulara oksijen taşınmasını sağlar. Eksiğin yerine konması (Demir,B12,Folikasit gibi…) ve iyi ve yeterli beslenme ile çözümünü bulabilirsiniz…

  6. Aşırı tüketilen çay ve kahveye dikkat!Sinirlilik, uykusuzluk, kalp atım hızının artması tansiyon yüksekliği… Aşırı kafein tüketimi yorgunluğa sebep olur. Kafein içeren içecek, ilaç kahve ve çayın aşırı tüketiminden kaçının!

  7. Yeteri kadar su içmiyor olabilir misiniz?

  8. Vardiyalı bir işte mi çalışıyorsunuz? Çözümü uyuduğunuz alanı sessiz, loş tutarak bulabilirsiniz, kaliteli uykuya özen gösterin…

  9. Herhangi bir besine karşı alerjiniz var mı? Alerji yapan besinlerin tesbitinin yorgunluğa derman olacağını biliyor muydunuz?

  10. Kalbe dikkat! Özellikle egzersiz ve aktiviteye dayalı durumlar sonucunda yorgunsunuz. Giderek kolay yapılan işlerin yapılmasında zorluk çekme söz olacaktır. Vakit geçirmeden doktorunuza gitmelisiniz…

  11. Şeker Hastalığı: Yüksek kan şekeri, hücreye girip metabolize edilemediğinden enerji kaynağı olarak kullanılamaz. Yeterince besin tüketilmesine rağmen enerjisiz kalan vücutta yorgunluk baş gösterir. Uygulanacak ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz hastalığı kontrol altına alacaktır.

  12. İnsülin direnciniz mi var? Gün içinde acıkma atakları, tatlı çekme, yemek sonrası uyku gelmesi, halsizlik, yorgunluk sık bulgularındandır.

  13. Hipotiroid ve yorgunluk: Metabolizma yavaşlar kişi kendini halsiz ve yorgun hisseder, kilo alır, vücutta doku aralıklarında ödem olur. Dışarıdan verilecek tiroid hormonuyla yeniden vücut dengesinin düzelebileceğini biliyor muydunuz?

  14. Yorgunluğunuz belki idrar yollarındaki bir enfeksiyondan kaynaklanıyor: İdrarda yanma hissi acil işeme hissi olmaksızın yorgunluk ve halsizlik ortaya çıkar. İdrar tetkik ve antibiyoterapi ile 1 haftada sorun çözülür.

  15. Alkole dikkat! Çok fazla alkol tüketiminin uykuya geçişi ve derin uykuya mani olduğu için yorgunluğa sebebiyet verdiğini biliyor muydunuz?




İdrar renginiz ne anlama geliyor?


İdrar renginizin sağlığınız hakkında ipucu verdiğini biliyor muydunuz?

İdrar, vücutta bulunan atıkların dışarı atılmasında önemli rol oynamaktadır. Böbrek tarafından süzülen fazla su ve suda çözünebilen bazı maddeler idrar yoluyla atılır. Böylece vücutta birikebilen zararlı maddeler ve toksinler, idrar sayesinde vücuttan uzaklaştırılmaktadır.

"İdrarda bulunan koku ve idrar renginin değişmesi, yiyeceklerin dokunması gibi basit bir durumun göstergesi olabileceği gibi, kanser ve enfeksiyon gibi tehlikeli hastalıkların da habercisi olabilir. İdrar rengi, genel olarak vücuttaki bir sorunun göstergesi olabilmektedir." diyen Kontinans Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Oktay Demirkesen, idrar renkleri ve hastalıklar hakkında önemli noktalara değindi.


Koyu veya beyaz idrar 


"İdrar sadece renk değil, bulanıklık açısından da değerlendirilmelidir. Bunun dışındaki bazı özellikler ancak laboratuvar ortamında yapılacak kimyasal testlerle saptanabilir. Normal açık sarı renk bir çeşit ürokrom adı verilen doğal pigmentten kaynaklanır. Ancak bu renk, idrar konsantrasyonun değişmesi yanında bazı yiyecekler, ilaçlar, metabolik ürünler ve enfeksiyon ile de değişebilir. Bu nedenle her idrar rengi değişmesi her zaman hastalık anlamına gelmez. Özellikle daha koyu sarı veya beyaza yakın ifadeleri çoğunlukla sıvı tüketim miktarı ile ilişkilidir. Yaz aylarında yetersiz sıvı tüketimi idrar renginin daha koyu olmasına, vücuttan daha az sıvı atılmasına neden olur. Bu aslında böbreklerin görevini iyi yerine getirdiğinin bir ifadesidir. Çeşitli nedenlerle sıvı tüketimi çok ise o zaman da idrar rengi daha beyaza yakın olacaktır.

Bulanık idrar


Normalde taze idrar berrak olur. Bulanıklık genelde fosfatüriden kaynaklanır ve aralıklı olarak oluşur. Çok miktarda süt veya sütlü ürünler tüketilmesi bu duruma sebep olabilir. Bu kişilerde genellikle başka yakınma yoktur. İdrar analizi yapılarak yoğun fosfat kristalleri gösterilebilir. İdrar yolu enfeksiyonu da bulanık idrar sebebi olabilir. Keskin ve farklı kokusu ile fosfatüriden ayırt edilebilir. Ancak kesin sonuca idrar analizi ile ulaşılır. İdrarı bulanık yapan daha nadir sebepler de vardır ancak bunların hepsi için idrar analizi gerekli olacaktır. İdrar kaçırma sorunu varsa hekime başvurana dek hijyeni sağlamak adına mesane pedleri kullanılabilir." dedi.

İdrar renkleri ve yoğunluğu ile ilgili doktora başvurmak isteyen hastalar için öncelikli olarak idrar analizi yaptırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Oktay Demirkesen, idrar yolu enfeksiyonları ve yukarda da belirtildiği gibi idrar rengi kırmızı ise en azından bunun kanama olup olmadığının ortaya konması için derhal idrar analizi yapılması gerektiğinin altını çizdi.

 

 



Donanımlı ve Yeterlilik Belgesi Olan Nefes Koçları ile Çalışın!


15 yıl önce Türkiye’yi limitsiz doğal nefes ile tanıştıran ve bu güne kadar nefes çalışmaları ile binlerce insana destek veren Nefes Koçluğu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Nevşah Fidan Karamehmet, nefes çalışmalarını Türkiye’de yaygınlaşmış olmasından duyduğu memnuniyet ile birlikte doğal nefesle tanışmak isteyen herkesi uyarıyor!

Nefes Koçluğunun Türkiye’de tanınarak yayılması, eğitim süreci ve yeterlilik standartları, meslek olarak kabul edilmesi gibi birçok konuda bu güne kadar maddi manevi özveriyle çalışan Nefes Koçluğu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Nevşah Fidan Karamehmet, etkin ve donanımlı bir nefes koçunda olması gereken kriterleri açıkladı.

Nevşah Fidan Karamehmet, Nefes seans veya seminerleri vermek için yeterli donanıma sahip olan kişilerin üniversite eğitimi gibi eğitimini tamamlamış, kendi alanında yüksek lisans yapmış olması gerektiğini, bu donanıma sahip olmayan kişilerin insanların hayatını riske atabileceğini ifade ederken, aranması gereken kriterleri şöyle sıralıyor!

‘’Nefes Koçlarının öncelikle ilk aşamada fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı, kendisi ve tüm çevresiyle tatmin edici, iyi ilişkiler içinde olması gerekiyor. Nefes seanslarından yararlanmak isteyen farklı sağlık sorunları yaşayan insanlarla çalışılabilmesi için nefes eğitimi ile birlikte davranış biçimleri ve solunum fizyolojisi eğitimini tamamlamış olması çok önemli. İyi bir nefes koçunun üç yıl boyunca eğitim programında yer alan prosesi tamamladığına dair diploma yerine geçerli sayılabilecek Nefes Koçluğu Federasyonundan onaylı profesyonel nefes koçluğu sertifikası olması gerekli’’ dedi.

 

ÇOCUKLARDA EN SIK DEMİR EKSİKLİĞİNE BAĞLI ANEMİ GÖRÜLÜR


 

Bebeklik ve adölesan dönemde en çok görülen çocuk hastalıklarından biri de demir eksikliği anemisidir.

Önlenebilen bir hastalık oluğu için önemlidir. Demir eksikliği anemisini önlemek için anne ve babalara da büyük görev düştüğünü söyleyen Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Türkoğlu; erken dönemde belirtilerin çok kolay gözden kaçabileceğinden sağlam çocuk takiplerinin çok önemli olduğunu vurguladı ve şu bilgileri verdi

  • Kansızlık (anemi) hemoglobin konsantrasyonunun veya kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarların) o yaşa uygun normal değerlerin altına düşmesi sonucu oluşan bir klinik tablodur. Her yaşta görülebilen bir sorundur. Ancak bebeklik ve çocukluk çağında daha sık görülür ve genellikle demir eksikliğine bağlı anemi olarak karşımıza çıkar.

  • Demir eksikliğine bağlı kansızlık basit bir sorun değildir. Sadece fiziksel rahatsızlıklara neden olmakla kalmayıp zekâ düzeyini de etkiler. Bu yüzden önleme ve erken tanı çok önemlidir. Anne ve babalar kansızlığın belirti ve etkileri konusunda bilinçlendirilmelidir.


HIZLI BÜYÜME DÖNEMLERİNDE BESLENMEYE DİKKAT!




  • Kansızlık çocuklarda kendini çok değişik biçimlerde gösterir. Diyetin en önemli olduğu yaş grupları 6 ay-2 yaş arası ve adölesan dönemdir. Büyümenin çok hızlı olduğu bu iki dönemde diyetle yeterli demir alınmaması sonucunda demir eksikliği anemisi meydana gelebilir. Adölesan kızlarda adet kanamalarının düzensiz ve fazla olması da demir eksikliğine katkıda bulunan bir faktördür.

  • Kan yapımında önemli rol oynayan diğer iki besinsel faktör vitamin B12 vitamini ve folik asittir. Ancak bu iki besinin eksikliğine bağlı anemiler çocuklarda demir eksikliğine bağlı anemi kadar sık görülmezler.

  • Sadece diyet değil bazı ilaçların kullanımı da çocuklarda anemiye neden olabilir. İlaçlar alyuvarların yıkımına katkıda bulunarak veya kemik iliğine doğrudan etki göstererek alyuvar yapımını baskılamak suretiyle anemi meydana getirebilir. Kronik hastalığa sahip çocuklarda da anemi görülebilir.