Sizi en son Ulusal Kanal’da “Bi Ondan Bi Bundan” programında izledik. Zor pandemi koşulları arasında bu programı yapmaya nasıl karar verdiniz?

Tiyatro tamamen bitince zaten aklımızda bir televizyon projesi vardı “Hadi onu hayata geçirelim” dedik. Kanal da çok sıcak baktı. Zaten böyle bir program istiyorlardı. Televizyon kanallarında da çok büyük önlemler var. Elemanların hiçbiri hes kodu olmadan girmiyor. Dizi setlerinden daha az vaktimizi alıyor program çekmek. Biz genelde haftanın yorumunu yapıyorduk. O yüzden bir hafta öncesinden araştırmalara başlıyorduk. Çok güzel, severek yaptığımız bir program oldu.

Şuan yeni bir program görüşmeleriniz var mı?

Şu an evet yeni program görüşmelerim var. Bir kadın kuşağı programı için görüşüyoruz. Hafta içi her gün yayınlanacak içeriğinde örgü, yemek , konuklar ve güncel konular olması planlanıyor .

Bu program magazin programı gibi bir program mı olacak?

Hayır magazin olmayacak içinde, ben kendim de magazine çok uzak olduğum için magazin işlemek istemiyorum. Tv seyircisinin, özellikle kadın seyircinin bir şeyler öğrenip kendilerini geliştirme fırsatı bulacakları bir program içeriği planlanıyor.

Bir buçuk yıldır dünyayı etkisi altına alan covid-19 virüsüyle mücadele ediyoruz. Siz kendi dünyanızda neler yaptınız? Bu virüsle nasıl başa çıkma formülleri geliştirdiniz?

İnsan mecbur kalınca her şeye uyum sağlamak zorunda kalıyor. Benim motivasyonum her zaman çok çabuk gelişir. Kitap okurum, yemek yaparım, senaryolara göz atarım illa kendimi besleyecek bir şey bulurum. Zaten o kadar çok yapacak şey birikmişti ki boş zaman kalmadı diyebilirim. Kızım Ayşe’yleyiz evde. Zaten onunla ilgilenmek baya bir zamanımı alıyor. Benim için bu süreç çok kötü geçmedi. Genelde evde olmayı seven biriyimdir. Bir ara covid geçirdim. O zor oldu (gülerek)

Zor mu geçti?

Hastanelik olmadım, ama daha önce geçirdiğim hiçbir gribe benzemiyor. Zaten o psikolojinin içine girmek rezalet bir duygu. Her dakika oksijen ölçüyordum, her an ölecek miyim?” düşüncesi ile baş başa kalıyordum

Ne kadar sürede geçirdiniz?

İki ayı buldu. Tam iyileşiyor gibi oluyordum, tekrar yataklık oluyordum. O gel gitleri de sayarsak iki ay sürdü.

En son Yosi Bey ile severek izlediğim “Seninle Evlenir miyim?” oyununu yapıyordunuz. Bu pandemi süreci en çok da tiyatrocuları vurdu. İlerleyen günlerde sizi sahnede görebilecek miyiz?

Umudumuz o yönde. En son Gemlik’te bir canlı performans oynadık. Canlı olmasa bile belediyelerin düzenlediği destekler var fakat bizim oynadığımız tarz oyunlar dijitalde olmuyor. Komedinin seyirciyle oynanması lazım. Biz çekerken de seyircisiz çekmekten son derece rahatsız olduk. O çok hareketli oyun birden bire çok yavan bir oyuna dönüştü. Sadece belediyelerin desteği yetmiyor. Özel sektöründe bir şekilde yardım eli uzatması lazım. Bir tek biz değil, tiyatro sahipleri, perdenin arkasındakiler… Birçok kişi şuan çok mağdur durumdalar. Tekrar tiyatrolarını hayata geçiremeyecek çok insan var. Özel tiyatro dediğiniz şey kolay kurulan bir şey değil, battı mı geri dönüşü yoktur. Şuan da hala salon kiraları çok yüksek. Halk eğitim merkezleri “Parayı peşin isteriz. Eğer iptal edilirse parayı vermeyiz” tutumu içine girmişler. Pandemi bittiği anda, çıkın sokağa dendiği anda salonlar dolacaktır.

​​​​​​​

Yazın açık hava tiyatroları yapılacak mı?

Bir umudumuz var. Açık havada hem pandemi de daha az risk alıyorsunuz hem de seyirciyle buluşmuş oluyoruz.

Yaz tatili için planlarınız neler?

Bu yıl yaz tatilini kısa tutuyorum. 5-6 günlük gitgellerle geçiriyorum.

Dreamcast ajansta eğitimler devam ediyor. Ara vermedik yazın da.

Ayşe babasıyla bodrumda uzun bir tatilde ve mutlu. Ben de dolayısıyla kış projeleri için daha fazla çalışma imkanı buluyorum.

Ayşe 12 yaşına bastı. Özellikle evde kaldığımız bir zamanda çocuk büyütmenin zorlukları neler?

Çok zor, çünkü şuan ergenliğe giriyor ve uzun bir süredir evdeler. Bir tek Ayşe değil, bütün çocuklar çok sıkıldı. Birbirleriyle görüşemiyorlar, sosyalleşemiyorlar. Zaten bence uzaktan eğitim bir çöp. Bu koşullar altında baya zorlanıyoruz.

Ergenlik dönemi şimdi size tam bir kız annesi olduğunuzu hissettirdi mi?

Çook (gülerek) Dolu dolu ergenlik dönemini yaşıyoruz. Hala da yaşayacak çok yolumuz var. Bu süreçte onlara hak veriyorum. Bazen anneler bir araya toplanıp, hafta sonu da olsa bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ergenlik çok sabır gerektiren bir dönemmiş.

Ayşe de annesi gibi büyüdüğünde oyuncu olmak istiyor mu?

Şu anda hiç istemiyor. Ben onu bir drama okuluna yollamıştım, ama oyuncu olsun diye değil, kendini daha iyi ifade edebilsin, Türkçesi gelişsin diye istedim, ama onu da istemedi. Şu ana kadar hiç oyuncu olacağım lafını duymadım. İleride ne olur bilmiyorum. Öyle bir durumda kızımı desteklerim. Benim ailem zamanında ben oyuncu olmak istediğimde karşı çıkmıştı. Oradan bir acım olduğu için kızıma karşı çıkmam.

Önünüzde sürpriz projeler var mı?

Dizi-film çok istiyorum, ama koşullar imkan vermiyor. Gelen teklifler var, ama sıcak baktığım teklifler yok.

Oyunculuk için “Mutlu bir acıdır” diye tarif edilmiş. Sizin gözünüzde oyunculuğun tarifi nedir?

Oyuncu olmak için biraz deli olmak lazım. Pek normal insanların yapabileceği bir şey değil.