İnsanlar çiçeklere benzer; çiçekler önce tomurcuk olur sonra açar  yavaş yavaş meyveye döner ve zamanla olgunlaşır sonra da ölür insanlar da ayn

İnsanlar çiçeklere benzer; çiçekler önce tomurcuk olur sonra açar  yavaş yavaş meyveye döner ve zamanla olgunlaşır sonra da ölür insanlar da aynı;önce doğar, tomurcuk bir çiçek gibi narindir sonra büyür bütün güzelliğiyle kendini rüzgara bırakmış çiçek gibi sonra daha da büyür meyveye dönen çiçek gibi, sonra olgunlaşmaya başlar ve büyüdükten sonra ölür. İkisi arasında üç fark vardır; insanlar uzun yıllar sonunda yaşar tüm bunları ama sonunda ölüm de olsa çiçekler her yıl yeniden tomurcuk olup çiçekten meyveye döner insanlar ise öldükten sonra tekrar doğmaz ama sonu olmayan bir başlangıca adım atar sanki hiç solmayan bir çiçeğe dönerler,insanlar öldükten sonra geride ona ağlayacak yasını tutacak birileri olur hep,çiçeklerinse   öldükten sonra geride ağlayacak  toprağına bir damla su dökecek kimsesi olmaz ama o çiçek her yıl yeniden doğar tüm yalnızlığına inat eder gibi, insanlar için bu durum aynı değildir ölünce arkasından ağlayan toprağını sulayan biri vardır elbette ama o insan yeniden doğmaz çünkü onun arkasından ağlayan da toprağını sulayan da gün gelecek onun gibi ölecek ve ancak o şekilde ona kavuşacaktır.Bir çiçek açtığı zaman etrafında açan başka çiçekler de görür, insanlar da doğduğu zaman etrafında başka insanlar görür ama bir insanın ölen bir insana tekrar kavuşması için kendisininde ölmesi gerekir ama çiçekler her yıl yeniden doğarak tekrar kavuşur birbirine.İnsanlara hiç benzemeyen bir çiçek vardır birde,sevda çiçeği; açtığı zaman asla solmaz,kimseyede görünmez çünkü ne toprakta nede ağaçta açar sevda çiçeği onun yeri kimin için açtıysa ona râm olan sevdalının kalbidir hiç solmaz orda tâki açtığı o  kalp durup sahibi ölene kadar ancak o zaman solar sevda çiçeği solar ama açtığı kalp sevdalısı olan kalbe kavusana kadar işte o zaman o kalplerin bütün güzelliğini alarak öyle bir açar ki sevda çiçeği birdaha solmamak üzere.