Bursa, Mudanya’da yaşayan bir aileden bahsetmek istiyorum:   80’li yaşlarda olan baba, son derece otoriter ve ben tavrı içerisinde bir hayat sürmü

Bursa, Mudanya’da yaşayan bir aileden bahsetmek istiyorum:  
80’li yaşlarda olan baba, son derece otoriter ve ben tavrı içerisinde bir hayat sürmüş. Eşine gençlik yıllarında çok ağır fiziksel şiddet uygulamıştı.  
Bugün hepsi evli barklı olan 2 kız 2 erkek, dört çocuğun hiç biri baba ve anne sevgisini hiç tanıyamadan kabus gibi çocukluk devrelerini geçirmişler. Dördü de kendinden büyük kadın ve erkeklerle evlenmiş bu ailenin çocukları. Üstelik en az 10-15 yaş büyüklerle.  
Ancak bu evliliklerin 2 si boşanmayla neticelenmiş. Erkekler anne, kızlarda baba sevgisini eşlerinde aramışlar. Evli kalan diğer iki kişi aradıklarını bulmuşlar, bu konuda şanslılar ve mutlular. Baba şu an ölüm döşeğinde ve 70’li yaşlardaki eşi adeta ölmesi için onun gözlerine bakmakta. Ailenin boşanmış çocuklarından biri olan bugün 50 yaşlarına yaklaşmış olan kızı yıllar sonra ilk defa babasını kucaklamakta ona sarılmakta ve onun yaşaması için tüm gücünü ortaya koymakta.  
Yıllar önce çocukluğun da ki hayaline; babasını kucaklama hayaline kavuştuğu için son derece mutlu. Babası güçten düşmeseydi, yataklara mahkum olmasaydı, kendi yemeğini kendi yiyebilse, kendi yıkanabilse kızı ona sarılamayacaktı. Baba mecburen kendisini kızının kollarına bırakmıştı.  
Anne ise durumdan hiç hoşnut değildi. Kızıyla hep çatışma halinde “neden bu kadar babanla ilgileniyorsun rahat bırak onu” diyerek memnuniyetsizliğini belirtmekte. Baba ağlayarak kızına “evet kızım ben hayatı anlamam için ölüm döşeğine girmem gerekiyormuş. Annenin nefretinin çok iyi farkındayım. O haklı. Yılların acısını benden çıkartmaktadır. Benim ölmem onun mutluluğu olacak. Bunu çok iyi görüyorum bana nefretle bakmasından.  
Ve sizlere çok üzülüyorum vicdanım sızlıyor. Sizin baba sevgisini ellerin adamlarında aramanız, boşanmanız ve sevgi açlığının hiç dinmeyecek olmasını şimdi anlıyorum. Bana sarıldığın o anda bana aktardıkların beni hayata döndürüyor… 
”Baba kız ağlamaktalar. Kız çoktan babasını affetmiş, tek gayesi onu yaşatmak. Diğer çocukları ise nefret ettikleri babalarını merak bile etmemekteler. Kinleri onları zehirlemeye devam ederken, affedip unutmayı beceren kadın, çoktan zehri dışarı atmış ve 50 yaşından sonra adeta hayata yeniden gelmiş gibi bıraksalar kuş olup uçacaktı sanki.  
Sevgi-Disiplin Dozu 
İlaçla zehri ayıran dozudur. Disiplinin ve sevgi ilaç gibidir. Azıda, çoğu da zararlıdır. Disiplinsiz aile ortamı çocuklara dış dünya ile uyum sorununa neden olur. Evin içinde istediğini yapabilen, kural tanımayan çocuk dışarıda sürekli disiplin suçu işlemeye eğilimli olacaktır. Aşırı disiplin otorite çocuklarda öz güvensiz, silik, içe kapanık bağımlı yapı gelişir. Disiplinin fazlası çocuğun hata yapma hakkını elinden alır. Hatalara çok sert yaptırımlarla karşılık verildiği için içe kapanır öz güven sorunu yaşar. 
 Sevgisiz çocuklar ruhsal ve duygusal yönden sorunludurlar. Çünkü sevgi ruhun en büyük gıdasıdır, var olmanın temelidir ve sevginin bittiği ailede insanın ruhu yaralıdır. Sevginin fazlası ise şımarıklık her şeyi kendisine hak görme istediğini yapma ve dünyanın merkezine kendisini koymayı getirir. Empati yoksunu bencil yapı gelişir sınır ve sorumluluk bilinci gelişmez. Çocuklarınızı dinleyin, anlayın, kuralları sınırları sorumlulukları aile içi değerleri hakkaniyet duygusunu diğer insanlara saygıyı birlikte oluşturun. Sohbet içinde kalın. 
Sevginin doğru ifadesi önemlidir? 
Eğer sevgisi 
“...davranırsan/çalışırsan/yemeğini yersen/uslu durursan.. daha çok severim” kaygı oluşturabilir. 
İçin sevgisi 
“…not aldığın için/erken yattığın için… daha çok seviyorum” sözleri  şartlı sevgidir ve değersizlik hissi yaşatır 
Rağmen sevgisi  
Şarta bağlanmadan her şeye rağmen sevmek, yani onu o olduğu için sevmenin yaşattığı olumlu his çocuğun davranışlarını olumlu etkileyecektir.