Türksat'ta çalışan görevlilerin basireti ve aklıselim çalışmasıyla 15 Temmuz gecesi yayınların kesilmediğini belirten Satır, böylece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım'ın o gece yaptıkları çağrıların halka ulaştığını ve bu sayede halkın sokaklara çıkarak darbeyi önlediğini ifade etti.
Satır, "Eğer FETÖ'cüler Türksat'ı ele geçirmiş olsalardı, halkın üzerinde psikolojik bir baskı uygulayacaklardı. Böylece sadece TRT'deki o açıklama yayınlanacaktı ve başka bir yayın olmadığı için halk sokaklara çıkamayacaktı. FETÖ'ye karşı mücadele eden milli asker ve polisimiz de bu mücadelesinde zorlanacaktı. Bu nedenle Türksat önemliydi." dedi.
Türksat'ın şehir dışında bir yerde bulunduğunu ve başında asker kökenli bir genel müdürün olduğunu vurgulayan Satır, 15 Temmuz'dan sonra kurumda çalışan 41 kişinin işine son verildiğini bildirdi.
"Yayınları kesme konusunda gerekli yetkinliğe sahip kişiler"
Belma Satır, şu bilgileri verdi:
"Darbeciler 15 Temmuz gecesi yayını kesemeyince, dışarıdan yayını kesmek için ekip çağırıyorlar. İzmir, İstanbul ve Kocaeli'nden gelen dört kişi AŞTİ'de buluşuyor. AŞTİ'de saat 01.30'da özel bir araç kiralayarak, saat 02.00'de Türksat'a geliyorlar. Türksat'a girerken emniyet görevlileri bu kişilerden şüpheleniyor ve aracı durduruyor. Kapıdaki emniyet kuvvetleri niçin geldiklerini sorunca, Türksat'ta çalıştıklarını söylüyorlar. Kimlik göstermeleri istenince kimlik gösteremiyorlar ve 'arkadaşlar destek için bizi çağırdılar' diyorlar. Fakat şüpheli hareketlerde bulunmaları üzerine emniyet kuvvetleri onları gözaltına alıyor.
Bu kişilerin isimleri; Birol Baki ve Salih Mehmet Dağköy eski Samanyolu TV çalışanları. Aydın Yavuz ve Burhan Güneş ise TÜBİTAK'ta eski daire başkan yardımcıları, daha sonra görevden alınmışlar ve Şifa Hastanelerinde teknik personel olarak çalışmışlar. Bu kişiler, bilgisayar mühendisi ve yayınları kesme konusunda gerekli yetkinliğe sahip kişiler. Şu anda da Sincan F Tipi Cezaevinde tutuklular."
Editör: TE Bilisim
