ANKARA

Başbakan Binali Yıldırım, "Adli Veri Bankası Tanıtım Töreni"nde yaptığı konuşmada, yargı alanında son yıllarda reform niteliğinde birçok düzenlemenin hayata geçirildiğini ancak algıdaki düzelmenin yapılanlarla orantılı olmadığını belirtti.

Yıldırım, bugün adliye saraylarının, bulundukları il ve ilçenin en gösterişli ve itibarlı binaları haline geldiğini belirterek, "Adalet devletin temeli, adalet olmayınca hiçbir şey olmaz. Onun için ülkemizin en acil konusu, adalete hak ettiği itibarı kazandırmaktır." diye konuştu.

Adaletin 'Google'ı görücüye çıkıyor

Yeni uygulamanın büyük kolaylık sağlayacağını söyleyen Yıldırım, bu imkanları Türkiye'de her alanda kullanmanın, vatandaşın hayatını kolaylaştırmanın, yaşam kalitesini artırmanın hükümetlerinin en önemli görevleri arasında olduğunu belirtti. Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"O yüzden bizim partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. İki temel konuyu esas aldık. Adalette, kalkınmada çok daha fazla şeyi çok daha önce yaptık ama adaletteki yapacaklarımızda biraz geciktik. Çünkü maalesef ihanete uğradık. Artık bunlar da geride kaldı. İşte yargıdaki her türlü temizlik tüm hızıyla devam ediyor. Şunu büyük bir memnuniyetle sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu alçak FETÖ ile ilgili temizlikte yargıdaki başarımız diğer kurumlara göre çok daha iyi durumda. Bu tesadüfi değil. Çünkü siz en önce yüzleşen kurumsunuz. 2010 referandumundan sonra bu FETÖ'cüler su yüzüne çıktılar, kazık attılar size ve kendilerini ifşa ettiler. O kadar özgüven sahibiydiler ki 'Artık bize kimse bir şey yapamaz'... Orada listelerde ayıklama yaparken kendilerini ele verdiler ve günü geldiğinde de hepsini teker teker tespit edip, ayıkladınız. Bugün 3 bin 581 hain sizin aranızda artık yok. Bu önemli bir gelişme. Ayrıca yardımcı personelden 4 bin 235'ini yine sistemden temizlediniz. Fakat bunlarla yetinmeyin. Hala alt kademelerde mutlaka bu yapıya sahip olan, PDY ve FETÖ organizasyonuna sahip olan insanlar vardır. Bu konudaki çalışmalara rehavete düşmeden özellikle devam etmenizi bekliyorum."



"Bir dinleme yapılıyor, benim en yakınımdaki insan için"
Başbakan Yıldırım, "İsim vermeyeceğim, bir dinleme yapılıyor, benim en yakınımdaki insan için. Bunu bir şekilde ben öğreniyorum. İçişleri Bakanı'na, o dönemdeki söylüyorum, diyorum ki 'böyle bir dinleme var.' Gidiyor ilgili birime, diyor ki 'böyle bir şey yok.' Adalet Bakanı'na söylüyorum, 'böyle bir şey var' gidiyor diyor ki 'efendim böyle bir şey yok.' 'Olmaz, gidin bir daha bakın' diyorum. Bir daha bakıyorlar, yine bir şey yok. UYAP'a bakıyorlar, UYAP'ta yok, polisin dosyalarına bakıyorlar orada yok. 2 gün sonra bu dinleme kesiliyor. Sonra ikinci hakimlikten yapılan bu dinleme, dördüncü hakimlikten tekrar başlıyor. Bu sefer tekrar arkadaşları yola çıkarıyoruz, gidip geliyorlar yine bir şey yok. O dosya 17 Aralık'ta önümüze çıkan dosya. Ne UYAP'a koyuyor ne kollukta bir soruşturma numarası veriyor, tamamen masa altı, çekmece altı bir çalışma. Yani yasa dışı bir yasal işlem. Bu camiaya yakışır mı? Bu camianın itibarını aşağıya çeken, onlarca olay yaşadık geçmişte. Allah'a şükür bunlar geride kaldı." değerlendirmesinde bulundu.

"Geç kalan adalet, adalet değildir"
Yargıyla ilgili şanssızlıkların bununla sınırlı kalmadığını anlatan Yıldırım, Erzincan'da başlayan sonra büyüyen, kamu vicdanını yaralayan birtakım gelişmelerin yargıyla ilgili yeni bir reformu gündeme getirdiğini belirtti.

Yıldırım, amaçlarının, yargıdaki etnik yapılanmayı, adam kayırmacılığını ortadan kaldırma ve "Adalet mülkün temelidir." prensibini hakim kılma olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bir tehlikeyi bertaraf ederken farkında olmadan başka bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varmadık. Bizim memlekette bir tabir vardır, 'Tatarından kurtardık, beterine rastladık.' FETÖ'cüler sinsice maalesef 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faaliyetleri aleni hale getirmiş ve yargıyı tamamen kendi kirli emelleri uğruna kullanma cihetine gitmiştir. Ondan sonra da yaşanan 17, 25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimi artık bu aymazlığın, bu hukuk tanımazlığın zirveye ulaştığı olaylar olarak karşımıza çıktı. Bunları hep beraber yaşadık."

"Önümüzdeki günlerde devreye alacağız"
Başbakan Yıldırım, olağanüstü halin vatandaş için değil devlet için ilan edildiğine dikkati çekerek, bu alçak örgütün mensuplarının başka türlü temizlenme imkanı olmadığını söyledi.

Olağanüstü halin devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Olağanüstü hal dolayısıyla memuriyetten çıkarılanlarla ilgili yargı yolu biliyorsunuz kapalıydı ve bu yüzden de 70 bin civarında dosya, bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesinde bekliyordu. Şimdi en son yaptığımız düzenleme ile itiraz yolunu hukuki bir zemine kavuşturduk. Bu idari işlemler her bakanlıkta, her kurumda bugüne kadar yapılageldi. Buna da imkan veren Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümleri var ancak bunu yeterli görmedik. İleride bu davaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitme ihtimaline karşı bir yeni düzenleme yaptık, bir itiraz komisyonu oluşturduk. Bu itiraz komisyonu 7 kişiden oluşturulacak. Atama şekilleri belli. 3'ü Başbakanlık, diğerleri Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yargıtay ve Danıştayın tetkik hakimlerinden HSYK tarafından seçilecek ve böylece oluşturulan bu komisyon, bu itirazları inceleyecek. Bu inceleme sonunda ya görevine iade edilecek ya da 'İdarenin verdiği karar doğrudur' diyecek. Bunu yaptıktan sonra artık bu kişilere yargı yolu açılmış olacak. Bulunduğu konuma göre ya Danıştaya gidecek ya da İdare Mahkemesine gidecek, ondan sonra kademe kademe hak arama yollarını deneyecek. En son bireysel başvuruya gidecek."

Bireysel başvurudan da sonuç alamayanların AİHM'e gideceğini vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaptığımız bu düzenleme bir anlamda OHAL süresince dahi hak arama, yargı yolunun açılmasıdır. Böylece, bütün mağduriyetleri ortadan kaldıracak. Her ne kadar ihanet yapmış, suç işlemiş olsalar da Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devletinin gereği de herkesin hakkını, hukukunu sonuna kadar aramasıdır, araması için zemin hazırlanmasıdır, yaptığımız budur. Bu itiraz mekanizmasını da önümüzdeki günlerde devreye alacağız. Böylece etkin itiraz sistemini de başlatmış olacağız. Burada verilen kararlar adli karar değil burada verilen kararlar idari kararların kesinlik kazanmasıdır. Dolayısıyla bu kararlar hak arama yollarını açmaya yarayan kararlar olacak."

"Mağduriyetlerini önlemek bizim görevimizdir"
Hazırlanan mekanizmayla itiraz yapılabileceğini aktaran Yıldırım, "Yargılama yolunu açmış oluyoruz ama bu ülkeyi yıkmaya çalışanlar, tekrar sağdan soldan, arka kapıdan içeri giremezler. Bunu da bilsinler. Böyle bir imkan yok. Bu kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız, yılların biriktirdiği yıkıcı bir faaliyetle karşı karşıyayız. Ola ki tek tük kazaya kurban gidenler olabilir, mümkündür, bunların mağduriyetlerini önlemek hukuk devleti olarak da bizim görevimizdir. Bunun için bütün hukuki mekanizmaları eksiksiz çalıştırmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." diye konuştu.

Merhamet duygusu ya da intikam duygusuyla değil adaletle muamele edeceklerini belirten Yıldırım, "Çünkü adalet mülkün temeli. Adalet olmayan yerde hiçbir şey olmaz. Onun için hepimizin, hepinizin görevi, adaletin gecikmeden tecellisi için bütün imkanları seferber etmemiz lazım." dedi.
Editör: TE Bilisim