Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı davanın üçüncü oturumunun öğleden sonraki bölümünde sanık ifadelerinin alınmasına devam edildi.

Davanın 2 numaralı sanığı şirketin genel müdürü Ramazan Doğru, duruşmadaki savunmasında, Soma Kömürleri AŞ'nin 6 maden ocağından sorumlu olduğunu belirterek, faciadan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Doğru'nun, kazada ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilemesi üzerine, madenci yakınlarından "Dileme, taş basıyoruz taş" sesi yükseldi.

"Kaybettiğimiz arkadaşlarımız şehit, dışarıda kalanlar sanık oldu"

Soma'da, 25 yıllık meslek hayatının 24'ünün geçtiğine dikkati çeken Doğru'nun, "Çalışanların çoğunun babasıyla birlikte çalıştık. Hepsi, çalışma arkadaşımdır. 13 Mayıs'a kadar madencilik konusunda Soma'da kariyerim olduğunu düşünüyordum ama bu yerle bir oldu" ifadeleri, salondakilerin yoğun tepkisini çekti.

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın salondakileri uyarıp sakinleştirmesinin ardından Doğru, sözlerine şöyle devam etti:

"Tepkide haklılar. Biz de üzgünüz. Bu işi yaparız. 50'le yakın mühendis çalışıyordu, bir kısmını kaybettik. Bunlar arasında iş güvenliği baş mühendisi Mehmet Efe, suçladığınız insan, arkadaşlarını kurtarmak uğruna kendini feda etti. Kaybettiğimiz arkadaşlarımız şehit, dışarıda kalanlar sanık oldu. Bu, maden mühendisliğinin kaderinde olan bir olay.

"Bizden kaynaklanan yangınsa kendimi yakacağım"

Davanın 3 numaralı sanığı konumundaki işletme müdürü Akın Çelik ise kurtarma çalışmalarına katıldığını, 1 dakikayla kurtarıldığını ve hayatta kaldığını belirterek, "Ailelerin acılarını, yürekten hissediyorum. Belki benim de ailem, onların arasında olacaktı" dedi.

Çelik, Dokuz Eylül Üniversitesi'ni bölüm birincisi olarak bitirdiğini, madencilerin çalışma şartlarını öğrenmek amacıyla 1995 yılında 6 ay süreyle madende çalıştığını anlatarak, şöyle konuştu:

"Her gün yüz yüze baktığım arkadaşlarımı öldürmekle suçlanıyorum. Keşke ölseydim diyorum, her gün yataktan ağlayarak uyanıyorum. Nasıl olduysa her türlü cezaya razıyız. Onlar dostumuz, tanık olarak karşımıza gelecekler. Böyle bir şey olmasaydı da biz de böyle bir şeyin kurbanı olmasaydık. Eğer kendinden yanan, bizden kaynaklanan yangınsa Soma'daki madenci anıtında kendimi yakacağım. Hepimizin yüreği yanıyor. Kimin vicdanı rahat, kim üzülmedi. Yanlış anladılar, yanlış kanaat getirdiler. Gerçek neden bulunsun."

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın duruşmaya ara verdiğini açıklamasının ardından madenci yakınları, "Asın kendinizi, oradan çıkmayın" gibi sözlerle sanıklara tepki gösterdi.

Savunmasını "Ayakta duramıyorum" sözleriyle bitiren, ara sırasında da rahatsızlanan Akın Çelik'e, salon dışında bekleyen sağlık ekiplerince müdahale edildi.

Madenci yakınlarından ifadelere tepki

Öte yandan, oturumunun sona ermesinin ardından duruşma salonu önünde gazetecilere açıklama yapan madenci yakınları, tutuklu sanıkların verdiği ifadelere tepki gösterdi.

Eşi Ali'yi madende işe girdiği dördüncü gün yitiren Gülten Kavas, 2 çocuğuyla baş başa kaldığını dile getirerek, "Akın Çelik, İsmail Adalı, Ramazan Doğru ve Can Gürkan ifade verdi. Akın Çelik biz protesto yapınca fenalaşmış, gelmedi mahkemeye. İsmail Adalı da diyor ki 'Benim 6 yaşında oğlum var, ben 11 aydan beri görmüyorum' diyor. Benim 8 yaşında oğlum var 3 günden beri buraya geliyorum bana diyor ki 'Anne, babamı mı getireceksin, anne bana babamı getir' diyor" şeklinde konuştu.

Olayda hayatını kaybeden Mustafa Kocabaş'ın eşi Nursel Kocabaş ise tek günah keçisi seçildiğini, onun da Mehmet Efe olduğunu söyledi.

Oğlu Adem Çetiner'i maden kazasında kaybettikten sonra eşini de kaybeden, gelini ve 3 torunu ile oturduğunu ifade eden baba Çetiner ise tutuklu sanıkların ölen kişilerin üzerine suçu atmaya çalıştıklarını ifade etti.

Sanıklar hakkında istenilen cezalar

Davada, tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.

Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanık ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
Editör: TE Bilisim