İSTANBUL (DHA) – Üniversite öğrencileri tarafından Yılın En İyi Tiyatro Oyunu seçilen ‘Süper İyi Günler’in yönetmen ve oyuncuları öğrenciler ile bir araya geldi. Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyede bulunan Yönetmen Nedim Saban, “Şu anda çok fazla oyuncu adayı var. Yönetmenlik, yazarlık, teknik, sahne amirliği gibi önemli meslekler de var. Bunlara da kafa yorsunlar. Yazsınlar okusunlar ama mutlaka kamera önünde olmayı hedeflemesinler” dedi.

Tiyatrokare bünyesinde, Nedim Saban yönetmenliğinde hazırlanan ‘Süper İyi Günler’ oyunu, İstanbul Kent Üniversitesi öğrencileri tarafından Yılın En İyi Tiyatro Oyunu seçildi. Yönetmen Nedim Saban, Sanat Koordinatörü Bülent Seyran ve oyunculardan Celile Toyon, Korel Cezayirli, Ayça Erturan ve Emir Özden üniversitede öğrencilerle buluştu. Kariyer ve Gelişim Merkezi tarafından, Yaşamboyu Eğitim Merkezi (KÜYEM) katkılarıyla gerçekleşen söyleşide İstanbul’da bulunan özel tiyatrolar, imkanları ve zorlukları konuşuldu.

“DERDİMİZ GENÇLİĞİ TİYATRO İLE BULUŞTURMAK”

Üniversite tarafından kendilerine verilen ödülün çok özel olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Nedim Saban, “Süper İyi Günler bu yıl 6 ödül aldı ama bu ödül çok özel. Bizim bütün derdimiz gençliği tiyatro ile buluşturmak. Bu zaten bir gençlik oyunu, içinde genç bir kahramanı var. Onun için üniversitelerle buluşması beni çok mutlu ediyor. Çok inovatif bir oyun. Türkiye’de ilk defa böyle bir teknoloji kullanıldı. Üç boyutlu efektler ve animasyon tasarımı, Türk tiyatrosuna yeni bir şeyler getirecek diye umuyorum. Dolayısıyla gençlerin bunu fark etmesi de çok hoş” dedi. 

“11 AY BOYUNCA KONSEPTE ÇALIŞTIK”

Oyun prodüksiyonunun farklı olmasından ötürü ilk etapta korktuklarını belirten Saban, “Oyunun orijinal National Theatre prodüksiyonunda da, hikaye bir otizimli karakterin yüreğinin içinden anlatıldığı için aynı konsept uygulandı ama biz buna 11 ay boyunca çalıştık. Oyunun komple hazırlanması ise 2 buçuk yıl sürdü. Hangi sahneye hangi görselin olması gerektiğine karar verdik. Korktuk, çünkü aslında bir alfabesi yok. Animasyon tasarımı ekibi ile konuştuğumuz zaman ‘Tren gerçekten çocuğun üstüne gelecek mi’ diyorduk çünkü başka bir şekilde anlaşma şansımız, bir dilimiz yoktu. Ve gerçekten de üç boyutlu etkiyi yaratabildik” diye konuştuk.

“OYUNUN SPONSORLARI ÇOK ÖNEMLİ”

Özel tiyatroların yaşadığı zorlukları anlatan Saban ,”Bizim tiyatromuz gerçekten bir vakıf gibi çalışıyor. Bazı oyunlar öteki oyunları destekliyor. Bu noktada sponsorlar çok önemli. Bu oyunumuzun bir şansı da Kültür Bakanlığı başta olmak üzere güçlü sponsorlarının olmasıydı. Ama her şey seyircinin desteğiyle oluyor, son sözü yine seyirci söylüyor. Ve siz ne kadar iyi eleştiri alırsanız alın, salonunuz boşsa özel tiyatronun ayakta durması imkansız. Ve bu durum gittikçe zorlaşıyor. Eskiden 100-150 kişi geldiği zaman bir şekilde döndürebiliyordunuz. Artık 300-400 kişilere dayandı. Yani neredeyse salonlar dolsa bile zarar eder hale geldik” dedi.

“ÇOK FAZLA OYUNCU ADAYI VAR”

Oyuncu olmak isteyen öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Saban, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Bazı moda meslekler vardır. Bizim gençliğimizde anne babalar çocuklarına ‘Aman tiyatro yapma’ derken şimdi ‘Aman tiyatrocu ol’ diyor. Özel üniversiteler dahil, eğitim yerini çok iyi seçmeleri lazım. Bana ulaşanlara ilk sorum ‘Eğitiminiz var mı’ oluyor. Oyunculuk en az 5-6 aylık eğitim gerektirir. Çok duyarlı ama bir o kadar da çevrenin dış etmenlerine kapalı olabilmeleri, çok okumaları ve araştırmaları gerekiyor. Dünyada oyunculuk metotları değişiyor, her şey yeniden yazılıyor. Tiyatroyu, çok ciddi bir meslek olarak görüp tutku ile yapabileceklerse seçsinler.

Ve bence şu anda çok fazla oyuncu adayı var. Yönetmenlik, yazarlık, teknik, sahne amirliği gibi önemli meslekler de var. Bunlara da kafa yorsunlar. Yazsınlar okusunlar ama mutlaka kamera önünde olmayı hedeflemesinler.”