Değerli okurlarım, ikinci bölümde, bizleri katliam yakmakla suçlayan art niyetli emperyalistlerin nasıl bir faciaya imza attığından gerçek verile

Değerli okurlarım, ikinci bölümde, bizleri katliam yakmakla suçlayan art niyetli emperyalistlerin nasıl bir faciaya imza attığından gerçek verileri ortaya koymuştum.. Şimdi ise Dünya devi olma mücadelesinde , arkasına bakma zahmeti bile göstermeden ( arkasına baksa belki yaptığı vahşeti görüp biraz insafa gelir) her geçen gün tüyler ürpertici insanlık suçlarını işlemeye hız veren ABD cephesine göz attığımızda korkunç bir tabloyla karşılaşırız.. Acaba insanlığı ( özellikle Müslümanlığı) yok etmek adına ne gibi katliamlara imza atmış ve atmaya acımasızca devam etmektedir, bir bakalım!..

ABD. cephesi:

1945 de Japonya’nın Hiroşima - Nagasaki bölgelerine kullandığı kitle imha silahıyla (atom bombası) 350.000 nüfuslu her iki şehirden 80.000+40.000 =120.000 masum insanın ölümüne ve iki şehirde % 98 ‘e varan tahribata neden olmuştur.

Bundan daha acımasız soykırım örneği olabilir mi?

Yine ABD’nin yakın tarihimizde gerçekleştirdiği jenosit örneklerini , ( kızıl derililerin katli, Afganistan müdahalesi, körfez harekatları ), sinsi planla İran ve Irak’ın yıllarca savaşıyla Müslümanların katli ve son Irak’a vurduğu darbeyle 100.000'leri aşan masum insanların yok edilmesini soykırım sınıflamasına sokmamak mümkün mü?..

Sözde katliam ve Ermeni sorunu ile ilgili gerçekleri, o günleri yaşayanların ağzından dinlemek istersiniz diye düşünerek yaşanmış olayları dile getirmeyi görev addediyorum..

Bakın değerli yazar ve bilim adamı olan Şevket Süreyya Aydemir o günleri yaşayan biri olarak nasıl anlatıyor:

Nedir Ermenilerin iddiası? Osmanlı,1915 yılında Rusya ile yapılan savaşta ordusunu arkasından vurduğu için 2 milyon Ermeni’yi yaşadığı Osmanlı topraklarından sürüp atıyor..Tehcire (zorunlu göç) zorladığı Ermeni’leri çoluk çocuk demeden kesiyor.. 1,5 milyon Ermeni’yi kesen Osmanlı’nın yaptığı katliamdır.

Bu nedenle Türk’ler suçlarını kabul edip Ermeni’lerden öncelikle özür dilemelidir..

Daha da ileri giderek önce tazminat, daha sonra da büyük Ermenistan hayalleri ile toprak talebinde bulunmaktır.. İki neden araştırıldığında dört T” isteği ortaya çıkmaktadır.

T-Ermeni iddialarının tanıtılması

T-Türkiye tarafından tanınması

T-Türkiye’den tazminat talebi

T-Batı Ermenistan olarak adlandırılan toprakların alınması

Ermenistan; “büyük Ermenistan” (Kars-Ardahan-Erzurum-Bitlis- Van- Siirt-Elazığ- Sivas) hayaline ulaşmak için, seçimlerin yaklaştığı Avrupa ülkeleri ve ABD’de, etkin Ermeni lobilerinin baskısıyla tarihi bilinçli olarak saptırmayı planlıyor..

Bakın sayın Şevket Süreyya Aydemir tilki zihniyetiyle hareket eden Ermeni lobisinin kötü niyetini nasıl açığa çıkarıyor.

“Alman Korgeneral Bronsart Schellendorf, Türk Kuvvetlerinin baş komutanıdır. Sadrazam (Başbakan) Talat paşa ise yakın dostudur. Birinci Dünya harbinde Osmanlı ordusuyla, İngiliz ve Fransız ordularına karşı, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise, Rus ordularına karşı savaşıyor. Tabii olarak savaşın cereyan ettiği bölgelerde Ermeni’ler yaşıyor. İlerleyen Rus ordusuna çeşitli bölgelerde Ermeni’ler destek veriyor, daha da ileri giderek bağlı oldukları Osmanlı ordusunu arkadan hançerliyor. O arada Van –Bitlis-Maraş ve Adana’da Ermeni isyanları başlıyor.

Türk , Kürt köyleri basılıyor. Korkunç katliamlar Ermenilerce gerçekleştiriliyor.

Ayaklanmalarda maddi destek Ruslardan geliyor. Eli silah tutan 15-16 yaşındaki gençler askere alındığı için köy, kasaba ve şehirlerde bulunan bir yığın masum ve güçsüz Türk insanı, fırsat kollayan Ermenilerce acımasızca katlediliyor.

Hızını alamayan Ermeni’ler daha sonraları Türkiye’nin seçkin ve yetkin kişilerini katlederek hedeflerine ulaşma gayreti içine giriyor..15 Mart 1921 de Almanya’da bulunan Talat paşa, NEMESİS örgütüne (ASALA’ dan önce Ermeni TAŞNAK partisine bağlı bir alt örgüt olarak 1920’lerde , adını her nedense Yunan mitolojisindeki “Adalet ve İntikam Tanrıçası”ndan alan ilk gizli Ermeni terör örgütü) bağlı yaşlı bir militan olan Tehliryan tarafından şehit ediliyor. Daha sonra aynı örgütçe 05 Aralık 1921de Roma’da hariciye nazırı Sait Halim paşa şehit ediliyor...Gelişen bütün olayları bilen Alman Korgeneral B.Schellendorf , 1916 da bildiği bütün gerçekleri, baskılar nedeniyle ancak beş sene sonra yani Temmuz 1921 de açıklayabilmiştir..

Bütün bu olaylara paralel olarak Ermeni ayaklanmaları devam ediyor..

Talat paşa kendi ordusunu arkadan vuran Ermeni’leri haklı olarak Kuzey Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat’ın birleştiği yer olan Suriye- Irak bölgesine nakledilmesi (Tehcir) kararını veriyor. Kesinlikle katliam olarak adlandırılacak imha etme emrini vermiyor.. Talat paşa verdiği kararla Ermeni’ler tarafından düşman ilan edilmiş ve 1921 yılında yukarıda bahsedildiği şekilde şehit edilmiştir. DEVAM EDECEKTİR.