k biz dinlendik açıklaması yaparken duymadım. Gerçek müziği,gerçek sanatı, popüler kültürün arasında iyi korumayı bilen bu isimler Spotify’de 2016 yılında en çok din
lenen isimler oldu.İ-Tunes’da 2017’nin ilk haftasında en çok dinlenen parçalara baktığımızda ilk 10’da sadece 4 Türkçe şarkı var.Gece Gölgenin Rahatına Bak - Çağatay Akman,Tuesday - Burak Yeter (Şarkı Türkçe değil ama Türkiye’yi dünya müziğinde eşsiz temsil eden Burak Yeter son zamanların en çok dinlenen yabancı şarkısına imza atmasını bildi), Affet - Müslüm Gürses, Aşk Mı Lazım - Buray. Top 10’da 5. Çağatay Akman, 7. Burak Yeter, 9. Müslüm Gürses ve 10. Buray oldu. Gördüğünüz gibi yine en çok biz kralız, kraliçeyiz diyenleri listede göremedik. Kendinizi star ilan etmeyin, bırakın da halk sizi star ilan etsin niteliğinde listeler, herkes şapkasını önüne koyup düşünsün.
17’SİNDE BÜYÜK BAŞARI; 70 MİLYON DİNLENDİ
Hepimiz onu, kendi bestesini akustik bir kayda aldığı ve o kaydı dijital ortamda paylaşmasıyla keşfettik. Yoksun adlı şarkısının akustik videosuyla 70 milyon kez dinlenen Naz Ölçal, artık şarkısını dijital marketlere de taşıdı. Sözü ve müziği kendisine ait şarkısının düzenlemesi Caner Karamukluoğlu tarafından yapılmış. Pasaj Müzik etiketiyle bizlerin beğenisine sunulan şarkı, duygusundan ziyade Naz Ölçal’ın sesiyle yüreğimizin içinde bir yerlere sığınıyor. Naz Ölçal gerçekten 17 yaşındayken böyle güzel sesini bizlerle buluşturduğu için biz çok şanslıyız. Ne yeteneklerin var olduğunu bilmek bizlere umut vermektedir. Şebnem Ferah sevgisi sayesinde bestecilik yoluna koyulan Naz Ölçal,bestelerimi Şebnem Ferah’a ithaf ediyorum diyor. Gaziantep’te 17 yaşında bir lise öğrencisi olan Naz Ölçal klibinde de sadece yüz hatlarının kullanılmasını istemiş. Çok mantıklı ve hanım hanımcık bir karar;çünkü daha 17 yaşında ve şarkısıyla birlikte yüzünün de tanınması gerekiyor bu müzik piyasasında. Ben yeni isimleri hep desteklemiş biri olarak Naz Ölçal’ın sesinin ölümsüz kalacağını düşünmekteyim.
CANSU İLE BERKAY’IN UYUMU ‘’DELİGÜL’’
Popüler müziğin giderli mi giderli, atarlı mı atarlı şarkılarına imza atıp,sektörün bir çok popüler isminin daha da popüler olmasını sağlayan Cansu, kendisine hep dingin şarkıları ayırmıştı. Biz popüler kültürün esiri olmuşken, o şarkıların değerini bildik mi,onlarla yeterince ilgilenebildik mi? Bu konu hakkında bir terazi olacaksa değerini bilmediğimiz yönü ağır basacaktır. Cansu'yu eleştirdik de. Neden böyle şarkılar,neden başka isimlere verdiği şarkılar zirvedeyken kendisini zirvede göremiyoruz demiştik. Ve Deligül dedi Cansu. Kendisini daha iyi anlattığı bu şarkıyla kara gün şarkısı mı dersiniz,kötü gün şarkısı mı dersiniz bilemem ama büyük bir esareti,büyük bir suskunluğu cesaretlendirecek bir şarkı bu Deligül. Yıllarca yerine sabitlenmiş taşları kımıldatacak bir eser. Sözleri Cansu’ya ait olan şarkının müziğini ise Cansu ile Fettah Can’ın yapmışlar. Şarkının aranjesini Çağrı Telkıvıran üstlenirken şarkıda 90’ların 80’lerin ortalarındaki o umudu hissedebiliyoruz. Mevsimle örtüştüğünden mi bilmem ama Cansu’nun Deligül’ü, bizleri bu günlerde umuda sarıp,huzura kavuşturabilecek tek şarkı gibi görünüyor. Melodisi ve sözlerinin uyumu; saf,yüreğe dokunan,akılda kalıcı olmasıyla birlikte Berkay’ın arabesk nağmeleri de şarkıya bambaşka bir değer katmış. Berkay popun hem arabesk tarafında hem popüler kültür tarafında adeta bir köprü görevi gören ender isimlerden birisidir. Ve ben onun bu arabesk tarafını da aşırı sevmekteyim. Cansu’yla sesinin uyumu ve dostlukları da şarkıyı samimi,naif kılan diğer bir diğer güzellik. Cansu bu şarkısıyla hem popüler,hem özgün hem de kariyerinin en yüreğe dokunan şarkılarından birine imza atmış oldu. Şarkıdaki sözlerde bir çok insanın belki de yaşam felsefesi olacaktır ‘’ Beklediğine değecek günler olmalı’’ diyen şarkı belki de şimdiden birçoğumuzun felsefesi olmuştur. Ne dersiniz? Hala var mı umut yaşama dair?EMRE AYDIN’IN YENİ ŞARKISI
Böyle mevsimlerde, beyazlı siyahlı günlerde kendimizi griye hapsolmuş hissederiz. Haksız da sayılmayız aslında. Ya hep yalnızızdır, ya hep aklımız geçmişi kurcalar. Genel de böyledir,geleceği düşünmeyiz gri bulutların kaplı olduğu yerlerde, zamanlarda.. Bu düşünce zamanlarında birkaç şarkı bize eşlik eder, ya da bir sanatçının birçok şarkısı... Mesela Git şarkısı da böyle bir şarkıydı, Alıştım Susmaya’da. Soğuk Odalar’da aynı ruhtaydı, Son Defa’da. Bu Yağmurlar’da her zaman yanımızdaki şarkılardı. Yani Emre Aydın, bizi her zaman yaptığı şarkılarla, yüreğiyle besleyen bir değerdi,kimimize göre değerden öte bir nimet, kimimize göre de sevgilimizi unutamadığımız zamanlarda dertleşeceğimiz bir ‘’Emre Ağabey’’. Düşünüyorum da gerçekten de Emre Aydın böyle zamanların sanatçısı. Olayı çözüme kavuşturmaz, yeniden de aşık etmez. Suskunluğun en büyük mimarıdır Emre Aydın, benim için en azından öyle...Bazen sen zahmet etmezsin ağzını açıp konuşmaya,susmaya alışmışsındır; o zaten senin için gerekeni düşünmüştür, söylemiştir, melodileriyle işlemiştir nakış nakış. Sözü ve müziği Emre Aydın’a düzenlemesi ise Tuna Velibasoğlu’na ait Sen Beni Unutamazsın şarkısıyla Emre Aydın gene iddiasını konuştururken, ölümsüz kalacak şarkıları arasına bir eser daha eklemiş oldu. Klibini ise kendisi çeken sanatçı, yüreğini de sözlere yansıttığı gibi kameralara da güzel aksettirmiş. Yüreği-
mizdeki buhranlar, acılar belki de şarkı dinleyerek çözülecektir diyerek bu haftaki yazımı noktalıyorum. Müzik varsa umut var cümlesinin değerini kaybettiğini düşündüğümüz bu günlerde daha çok müziğe, duyguya ve umuda ihtiyacımız var halbuki. Ortak paydaya müzik ile ulaşabiliriz
Editör: TE Bilisim
