Sizlerle paylaştığım ikinci bölümde; aynı hedefe farklı açılardan ulaşmaya çalışan, sıkıştığında da bin bir dereden su getirerek af dileyenl

Sizlerle paylaştığım ikinci bölümde; aynı hedefe farklı açılardan ulaşmaya çalışan, sıkıştığında da bin bir dereden su getirerek af dileyenlerden, sinip, sessiz kalarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin surlarının yıkılmasına, sırlarının afişe olmasına seyirci kalan komutanlardan bahisle, manşetlere taşınan ve gündeme oturan hazin tabloyu sergilemeye çalışmıştım..
Üçüncü ve bu son bölümde ise, bizi yönetenlere, cevaplarını da içinde bulunduran bazı sorularım olacaktır. Yorum tamamen siz sevgili okurlarımındır.
Suçlu Olduğunuzu Türk Ulusunun Gözünün İçine Bakarak Açıklayan Sizler!
Uzun zamandır Amerika’nın güdümünde bulunan, ayrıca vatan hainliği tescilli olan Fetullah’ın hem en yakın destekçisi olacaksınız, ve ona methiyeler düzeceksiniz, hem de FETÖ’nün ülke hakkındaki hedef ve menfaatlerini bilmeyeceksiniz!
SİZLER(!), 15 yıldır hem AKP iktidarıyla birlikte bu ülkenin yönetiminde etkin olacaksınız, hem de “haksız yere yargılananlara kodese tıkılanlara, izzetinefsine yediremeyip yaşamına son verenlere”, “TSK bağırsaklarını temizliyor” diyeceksin!...
“Suçunuzu kabul edip özür/af dilemekle kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Adaletin demokratik normlara göre tecelli edeceğine inanıyor ve sizlere verilecek cezaları sabırsızlıkla bekliyoruz….”
Çünkü biliyoruz ki, suçsuz masum insanların canına kasteden, hayatını karartan, ocaklarını söndürenler de sizlersiniz!.. Kuran-ı Kerim’i birkaç kez altını çizerek okuyan bir mümin olarak sorarım sizlere; suçsuzları, günahsızları cezalandırmak kutsal kitabımızın neresinde vardır ve bir özürle geçiştirilebilir?!..
Kıytırık bir özürle Müreffeh yaşama kaldığınız yerden devam mı etmeyi hayal ediyorsunuz yoksa?!..
YİNE SİZLER!,

15 Temmuz darbe gecesine ilişkin olarak “Ne kadar da ahmak bir insanmışsın, herkes söylüyordu, herkes bunu söylüyordu, sen itiraz ediyordun diyebilir.” Şeklinde açıklama yapan zat-ı muhteremi (!) artık bilmeyen yoktur umarım. Yemezler efendiler! Yemezler! bu sözcüğün altında yatan gizli düşünlerin neler olduğunu bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?
Ahmak yakıştırmasını kabullenenler unutmayınız ki, akılsız ve ahmak insanlar; gençlik yıllarından bu güne kadar siyaset arenasında 50 küsur yıl boy gösteremezler ve etkili olamazlar!..
Siyasi platformun raconuna terstir ve İmkansızdır bu “Ne kadar da ahmak bir insanmışım” benzetmesi!....
Zeki insan işidir bu güne kadar arenada boy gösterebilmek, önemli mevkilerde etkin olabilmek.
Sıkıştığında af dileyerek kurtulacağını uman zat-ı muhteremlere Türk literatüründe çok güzel bir deyiş/yakıştırma vardır.
‘Özrü kabahatinden büyük….’
Nede güzel ve anlamlı bir ata sözüdür bu!...
Bu nedenledir ki son zamanlarda sıkıştıkça bu yola baş vuranların, görünürdeki kabahatlerini gölgede bırakan BÜYÜK özürleri kitaplara sığmaz inanın bana!...
Son söyleyeceğim nedir derseniz? Böyle Giderse Halkın İnancını, Güvenini ve Desteğini Kaybedeceksiniz ki, akıbetinizi belirtmeye dilim varmıyor!..
En iyisi bende saklı kalsın…..
Güvenilir, adam gibi adam olanlaradır sevgilerim, saygılarım..