Abbott'un ziyaretini "tarihi bir ziyaret" olarak değerlendiren Başbakan Davutoğlu, görüşmede uluslararası gündemdeki sorunları da ele aldıklarını aktardı. Başbakan Davutoğlu, kendisinin Suriye ve Irak konusundaki gelişmelerle ilgili kanaatlerini Abbott ile paylaşma imkanı bulduğunu söyledi.

Türkiye'nin Avustralya'nın Ortadoğu'da, Avrupa'da, Karadeniz havzasındaki bütün ilişkilerinde her zaman bu ülkeye yardıma kararlı ve hazır bulunduğunu anlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu çerçevede ele aldığımız hususlardan birisi de terörizmle mücadele konusu. Her tür terörizme karşı, Avustralya ile Türkiye ortak bir tavır içindedir. Bugün de bu çerçevede ortak açıklama yapacağız. Hem DEAŞ ve benzeri örgütlerin Suriye'deki faaliyetleri, hem de diğer bütün terör örgütlerine karşı alınacak ortak tavır konusunda, Türkiye ile Avustralya, değerli dostumla ben aynı kanaatleri paylaşıyoruz. Bu çerçevede de bundan sonra istişarelerimize devam etme kararlılığındayız. Yine bu bağlamda özellikle Müslüman toplulukların, her tür aşırıcılıktan uzak bir şekilde, barışçıl bir tarzda, içinde bulundukları topluluklara entegre olmaları ve İslamofobik tarzda yaklaşımların olmaması yönünde de hangi adımların atılabileceği yönünde tecrübelerimizi paylaştık."

'Türkiye her konuda görüşlere, görüşmelere açıktır'

Davutoğlu, daha önce bu konuları ABD Başkanı Barack Obama ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve kendisinin görüştüğünü hatırlattı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da Amerika'da olduğunu anımsatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Tekrar bu konuları paylaştık. Ben derin tecrübesiyle son 8 yıl ABD Başkanı olarak kazandığı bütün bu deneyimler ışığında Sayın Obama'nın Türkiye'yi rencide edecek bir açıklamada bulunmayacağını ümit ediyorum. Çünkü Türkiye ve Amerika stratejik temelli ikili ilişkilere sahip ülkelerdir. Çok özel ilişkilerdir. Bununla şunu kastetmiyorum. Bu özel ilişkiler dolayısıyla doğru olan bir tutumu terk etsin değil, doğru olan da Türkiye ve Ermenistan arasında şimdi görüşleri ve çatışmaları tahrik etmek ve provake etmek değil, aksine çatışmalardan bir dostluk, işte bugün bizim gerçekleştirdiğimiz gibi bir dostluğu nasıl çıkartırız, bunu sağlamak. Türkiye her konuda görüşlere, görüşmelere açıktır. Her girişime açıktır ama dediğim gibi tarihi bilmeden, araştırmadan yapılacak siyasi baskılara kesinlikle taviz de vermeyiz, boyun da eğmeyiz. Bu konuda atılacak adımların üçüncü taraflarca da dikkatli atılmasını ümit ediyoruz."

'Biz göz mesafesinde herkesle konuşuruz'

1915 olaylarına ilişkin bazı ülkelerin yaptığı açıklamaların hatırlatılması ve bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Davutoğlu, bu basın toplantısının bile hem Ermeniler'e hem de bu konuda karar alan ve almaya çalışan 3. ülkelere güzel bir ders olması gerektiğini söyledi.

Avustralya ve Türk bayraklarının, bundan 100 yıl önce karşılıklı savaşan iki tarafın askerlerinin cephelerinde bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, Türk tarafının da Avustralyalılar'ın da kendi bayraklarını bir tepeye dikmeye çalıştığını ifade etti.

Şimdi bu bayrakların yan yana olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Aynen biz Tony ile omuz omuza verdiğimiz gibi, yüzyıl önce savaşanların torunları olarak bu bayraklar da yan yana. Şimdi Ermeniler'in, Ermenistan’ın ve bütün dünyanın, eğer bir gün Türkiye ve Ermenistan bayraklarını da dost ve komşu iki ülke olarak görmek istiyorlarsa, geçmiş tarihten nefret ve öfke çıkarmaktansa ders almayı öğrenmeliler. Hepimiz bu konuda gereken çabayı göstermeliyiz.

Biz bu konuda, Türkiye olarak son 10 yıldır özellikle, 15 yıldır, bizim iktidarımız döneminde ama 2005’te de bütün partilerin katılımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde aldığımız kararla, Ermenilere aslında bir tarihi fırsat sunduk. Gelin ortak tarih komisyonuyla, bütün bu tarihi tekrar birlikte ele alalım, dedik. Biliyorduk 100. yıla ilişkin bu provokasyonların yapılacağını, 90. yılda bu çağrıda bulunduk."

2009'da Türkiye ile Ermenistan arasında bir protokol imzalandığını, bu protokolün de bugün rafa kaldırıldığını söyleyen Davutoğlu, 2014'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde bir taziye mesajı yayımladığını anımsattı.

Bu yıl da kendisinin hem Hrant Dink'in ölüm yıl dönümünde hem de geçen günlerde taziye mesajı yayımladığını hatırlatan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bu mesajımızda 3 unsur önemlidir. Bir, ortak tarihimizi adil hafızayla tartışalım, acılarımızı paylaşalım. Biz sizin acınızı anlıyoruz ve size taziye diliyoruz. İki, gelin ortak bir geleceği birlikte kuralım. Üç, üçüncü taraflara da bizim aramıza nifak ve fitne sokmak yerine veya bizim aramızda düşmanlığı körükleyecek kararlar yerine dostluk kurmamıza yardımcı olun. Bu 3 mesaj da taziye mesajında iletildi. Şimdi, tabii Sayın Papa'nın açıklaması son derece şanssız bir açıklamadır. Bu konudaki tutumumuzu açık bir şekilde dile getirdik. Vatikan da aslında Papa'nın gerçekte kendi görüşünü ifade etmediği, daha önceki bir görüşe atıfta bulunduğu gibi tevil edici yorumlar geldi."

Avrupa Parlamentosu kararı sonrasında da Başkan Martin Schulz ile bir saati aşkın süreyle telefon görüşmesi yaptığını anımsatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O da kendisinin oturumda olmadığını, prensipte şahsi görüşlerinin tarihi olayları tarihe bırakmak olduğunu, Avrupa Parlamentosu'nun kararı konusunda da kararı zikrederek Avrupa Parlamentosu'nda bu tür çok kararlar alındığını ifade ederek, kararı sıradanlaştırma yoluna gidildi, orada yapılan açıklamada.

Dün de Sayın Merkel ile uzun bir telefon görüşmesinde Alman Parlamentosu'nun Türkiye'yi rencide edecek bir karar almaması yönünde kendisinin de devrede olmasını rica ettim. Kendisi de bu tarihi olayların siyah ve beyaz olarak değerlendirilemeyeceği konusundaki geleneksel görüşünü zikretti. Ayrıca biz de Birinci Dünya Savaşı'nda Türkiye ile Almanya aynı saftaydı. Bu konuda Alman arşivlerinin de Türk arşivlerinin de her yerde Ermeni arşivlerinde de bu belgeler var, hep beraber bunu inceleyebiliriz, bu konuda hiçbir kaygımız yok. Daha önce de zikrettim, biz göz mesafesinde herkesle konuşuruz ama herhangi bir taraf ister dini bir makam olsun siyasi ister şu ister bu, göz mesafesinin üstüne çıkıp da bize yukarıdan kibirli konuşmaya kalkarsa kesinlikle onun cevabını da veririz. Her şeyi kabul ederiz, her türlü acıyı paylaşırız ama bize kibirli bakan kim olursa olsun o konuda tutumumuz açık ve nettir."
Editör: TE Bilisim