İstanbul’da hem oturup yiyip içeceğiniz, hem de orman havası alabileceğiniz çok güzel bir mekan tavsiyesi ile geldim. 

ON NUMARA CAFE… Şişli/Nişantaşı’na bağlı konumu. Kapıdan içeriye girdiğinizde kendinizi ormanın içinde buluyorsunuz. 

DÖRT DUVAR OLAYINDAN UZAK… Bir yandan doğanın güzellikleriye temiz oksijen alırken bir yandanda arkadaşlarınız ile sohbet muhabbet edebileceğiniz Bir mekan. 

Bir diğer cafe tavsiyem, Balat’ta ki NAFTALİN CAFE… Bu kafe gerçekten tarih kokan bir mekan. Çokca eskileri anımsatıyor. Masa üzerindeki örtü de tıpkı anne çeyizini andırıyor ve sohbetinize bir nevi nostalji katıyor. İçerisindeki soba, renkli eski örtüler vb. . Hatta daha çok kedili kafe de diyebiliriz. :) Çünkü etrafta dolaşan kedilerin varlığı, menü üzerindeki kedi figürü, kedili kurabiyeler ve daha hatırlayamadığım başka sebeplerden ötürü. . . O yüzden şunu belirtmeliyim ki, kediler ile aranız iyiyse tam sizlik bir yer. 

Bu önerim kitap kokusunu, kitap severlere. . . 

Üsküdar da MÜZELİK KAFE… Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedeceğiniz bir mekan. Mekana girdiğiniz de karşınızda eski kitaplarla dolu bir raf görüceksiniz. Cafedeki en yeni şey 50 yıllık. Gerçekten müze gibi. . Eski bir berjere gömülüp bir tarafta kahvenizi yudumlarken bir yandan da kitap okumanın keyfini çıkarın. 

Yine Üsküdar da merkeze çok yakın bir cafe önerisiyle geldim. 

CAFE SAKLIKÖY… Cafenin içerisi çok büyük ve ferah. Cafenin bir bölümü sade dizayn edilmişken diğer bölümü ise rengarenk dizayn edilmiş. 2 katlı. Teras katında oturduğunuz da İstanbul’da görmeye hasret kaldığımız ağaçları görüceksiniz.