İstanbul

Şentop, İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen "Balkanlar ve Avrupa: Ortak Geçmişten Ortak Geleceğe Uluslararası Konferansı"nın açılışındaki konuşmasında, kalıcı çözüm bekleyen pek çok sorunun küresel ve bölgesel gelişmelerle giderek derinleştiğini, bu problemlerin özellikle Balkanlar için belirgin düzeyde olduğunu söyledi.

Yugoslavya'nın dağılmasının ardından 90'lı yıllarda yaşanan acı tecrübelerin halen herkesin hafızasında önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Şentop, her ne kadar bu acıların hafifletilmesi, Balkanlar'da barış ve istikrarın korunması için birçok adım atılmış ve olumlu gelişmeler sağlanabilmiş olsa da kalan pek çok soruna henüz kalıcı ve etkin çözümler üretilemediğini kaydetti.

Bu durumun sorunları giderek daha da karmaşıklaştırdığını ve çözümü zorlaştırdığını dile getiren Şentop, "Bunun en somut örneğini ise Bosna-Hersek'te sıklıkla karşılaştığımız siyasi tıkanıklık ve kırılgan istikrarda görüyoruz. Uluslararası müdahale sonrası yapılan Dayton Anlaşması, çatışmaları sona erdirip hem Bosna-Hersek'e hem de bölgeye bir barış getirse de barışın sağlanması için kurulan hassas dengenin maalesef son zamanlarda kimi aktörler tarafından sınanmaya çalışıldığına şahit oluyoruz." ifadelerini kullandı.

Şentop, o günün şartlarında bir barış ortamı sağlamış olsa da Dayton Anlaşması'nın kalıcı istikrar için güçlü bir zemin hazırladığının tartışmaya açık olduğunu aktardı.

"Tüm Balkan ülkelerinin en kısa zamanda Birlik üyesi olmalarını ümit ediyoruz"

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Balkanlar'ı da etkilediğini dile getiren Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşın küresel ve bölgesel olumsuz etkileri, Balkanlar'da da derinden hissediliyor ve bölgenin istikrarı açısından önemli bazı riskleri beraberinde getiriyor. Şüphesiz Avrupa Birliği de hem bu risklerin farkında olarak hem de değişen stratejik dengelere karşı yeni bir karşılık oluşturabilme hesaplarını da yaparak bölgenin entegrasyon sürecine hız kazandırdı. Samimiyetle yürütüldüğü takdirde bölgenin istikrar ve refahına önemli katkılar sağlayabileceğine inandığımız bu süreci, Türkiye olarak biz de destekliyoruz. Tüm Balkan ülkelerinin en kısa zamanda Birlik üyesi olmalarını ümit ediyoruz."

Şentop, bölgedeki barış ve istikrarının korunmasının, bölgenin önemli bir parçası Türkiye için de son derece önem arz ettiğini vurgulayarak, yaşanan sorunlar karşısında Türkiye'nin tüm taraflarla diyalog içerisinde, uluslararası kuruluşların çalışmalarına aktif katkı verdiğini anlattı.

Türkiye'nin çok taraflılığı teşvik ederek bölgenin barış ve istikrarının korunması için elinden gelen tüm çabayı gösterdiğine dikkati çeken Şentop, şöyle devam etti:

"Yaşadığı bu acı tecrübelerden sonra Türkiye'nin sağladığı başarıyı, diğer Balkan ülkelerinin de aynı şekilde elde edebildiğini söylemek maalesef pek mümkün değildir. Elbette ki 90'lı yıllarda yaşananların üzerinden fazla zaman geçmemesi bunda önemli bir faktördür. Bu acı ve trajik olaylara bizzat tanıklık edenlerin de önemli bir kısmı halen hayattadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu yaraların iyileşmesi için zaman kadar emek de gereklidir. Bunun için ise bölgedeki her toplumun ve her kesimin özverisine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu ihtiyaca karşın son yıllarda, özellikle bazı siyasetçiler tarafından aklıselim ve sorumlu davranılmadığına üzülerek şahit oluyoruz."

"Sınırları kağıt üzerinden çizenlerin torunları Balkanlar'a yeni yeni sınırlar çizmeye kalkıyor"

Mustafa Şentop, Balkanlar'ın huzurunun Türkiye'nin huzuru demek olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

Yerel seçim için son hazırlıklar Yerel seçim için son hazırlıklar

"Hem ikili hem de çok taraflı düzeyde bölge ülkeleri ile olan ilişkileri de giderek geliştirdik. Öte yandan bölgede oynadığımız tüm bu barışçıl, istikrar sağlayıcı ve yapıcı role rağmen Türkiye'yi Balkanlar'dan koparmaya çalışan, Balkanlar'dan Türkiye'nin izini silmeye çalışan girişimler görüyoruz. Sınırları kağıt üzerinden çizenlerin torunları Balkanlar'a yeni yeni sınırlar çizmeye kalkıyor. Güney Doğu Avrupa, Batı Balkanlar gibi kavramlarla kendilerine sahte çitlerle arka bahçe çevirmeye kalkan kurnazlar var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kürsülerinde oturup verdikleri kararlar Türkiye ile ilgiliyse takibinde şahin olan, Batı Trakya'daki soydaşlarımızla ilgiliyse pişman olmuşçasına deve kuşu taklidi yapıp kafasını kuma gömenler var. Avrupa Parlamentosunun kuytu köşelerinde sözde dezenformasyon ve demokratik süreçlere müdahalelere karşı mücadele raporları yazıp TRT World, Anadolu Ajansı ve YTB gibi güzide kurumlarımıza Balkanlar'daki halkları manipüle etme ithamıyla iftira atanlar var."

"Tarih Batı'ya günah çıkarmak için yeni bir fırsat verdi"

Türkiye'nin huzurunu kaçırmak ve böylelikle Balkanlar'a olan konsantrasyonunu bozmak isteyen güçlerin bulunduğuna işaret eden Şentop, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Onlara buradan sesleniyorum. Balkanlar'da herkes bilir ki Balkanlar'ın güneşi Türkiye'den doğar, Avrupa'dan batar. Türkiye'nin olmadığı Balkanlara tarihte de günümüzde de kan ve gözyaşından başka bir şey reva görmediniz, karanlıktan başka bir şey getirmediniz. Tarih Batı'ya günah çıkarmak için yeni bir fırsat verdi, Türkiye ile hesaplaşma derdinde olan kimi mihraklar uğruna bunu heba etmeyin. Türkiye sadece bölgesinde değil, tüm dünyada barış ve istikrardan yana adımlar atıyor. Kirli hesaplar, kanlı paylaşımlar, zulme çanak tutanlar karşılarında her yerde, her zaman ve en önce Türkiye'yi buluyor. Bundan rahatsız olanlar bugünlerde seçimler dolayısıyla bakıyoruz ki el birliği etmişçesine yine devredeler. Türlü yayınlar ve yorumlarla Türkiye'yi yıpratmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki Türkiye sınırları içine hapsolsun, gönül coğrafyasını terk etsin, mavi vatandan vazgeçsin. Unutmasınlar ki dışarıdan yapılan bu tür manipülasyonlar, dış müdahale kokan analizler ve Türk milletine bir şeylerin dikte etme girişimleri nafile çabalardır. Türk milleti, uzaktan kumandalı iktidar değiştirme oyunlarının figüranı olmayı her zaman reddeder."

Konferansa, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kurt ile Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu da katıldı.

AA