İstanbul’un Galata semtinde, binaların arasından heybetle yükselen, şehri 360 derece seyretme keyfi veren efsanevi kule. Karaköy’den Galata’ya doğru tırmandığınız yokuşun bitiminde karşılar sizi. Yanına vardığınızda görkemli yapısının yanında kendinizi ufacık hissedersiniz. Ayaklarından tepesindeki külaha doğru boynunuzu kaldırıp alabildiğine incelersiniz merak ve hayretle. Tarihten bugüne dimdik durmanın gururunu yaşadığını gözlemlersiniz.

Galata Kulesi Bizans İmparatoru Anastastius Oilous tarafından 528 yılında inşa ettirilmiştir. Kule o zamanlarda ahşap olarak yapılmış olup, ilk ismi Fener kulesidir. İstanbul’un Balat, Üsküdar, Aksaray yangınlarında gibi olduğu Fener kulesi de yangından nasibini almış ve Cenevizliler tarafından 1348 yılında yığma taşlardan İsa Kulesi adıyla yeniden yapılmıştır. Ayrıca yapıldıktan 97 yıl sonra tekrar yükseltirmiştir. Kule yeni haliyle şehrin en yüksek binası olmuştur. İster Haliç’ten bakın, ister Üsküdar’dan bütün ihtişamı ve gizemi ile boy gösteriyor İstanbullulara.



1453 İstanbul’un fethinden sonra kule Osmanlı idaresine geçmiştir. Şimdiye kadar savunma amaçlı kullanılan Galata kulesi artık başka amaçlar ile de kullanılmaya başlanmıştır.

Galata kulesi 16.yy’da Tersanede çalıştırılan Hristiyan esirlerin barınağı olarak daha sonra ise Sultan III. Murat'ın emriyle müneccim Takiyüddin tarafından bir rasathane kurulmuş fakat kısa süre sonra kapatılmıştır.

 


UÇAN ADAM ; HAZERFAN AHMET ÇELEBİ


Galata kulesi deyince hepimizin aklına gelen olay 17.yy’da yaşanmıştır .Geniş ilim bilgisi ve tasarımlarıyla bilinen Hazerfan Ahmet Çelebi kuş kanatlarına benzer bir deri kanat tasarımı yaparak Galata kulesinden uçma planları yapmaktadır. Bütün hazırlıklarını yaparak Galata kulesine çıkan Hazerfan Ahmet Çelebi’nin uçuşunu ve Sultan Murat tarafından sürgün edilişini Evliya Çelebi ‘’Seyahatname’’sinde şöyle anlatır.

“İptida Okmeydan’ın minberi üzere, rüzgar şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu’nda Sinan Paşa Köşkü’nden temaşa ederken, Galata Kulesi’nin taa zirve-i belasından lodos rüzgarı ile uçarak, Üsküdar’da Doğancılar meydanına inmiştir. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: “Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil, ” diye Gazir’e (Cezayir) nefyeylemiştir (sürmüştür). Orada merhum oldu.”



Bu olay tüm Avrupa’da büyük ilgi görüp yankı uyandırmıştır. Bizlerde bu bilgi ile Hazerfan Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesinden Doğancılar’a kadar uçtuğunu nesillerden nesillere gururla anlatıp sonunda da hayret etmiş ifademizi yüzümüze takınarak Sultan IV.Murat tarafından sürgün edildiğini belirtiriz. Kule daha sonrasında 1831 yılında yangınlar ile tekrar hasar görmüş ve onarılmıştır.1875 yılında büyük bir fırtına ile hasar görmüştür. Bugün ki görünümüne 1967 yılında kavuşmuştur. Kulenin orta boşlukta kalan bodrum kısmı zindan olarak kullanılmış olup birçok intihar olayı yaşanmıştır. Hatta ünlü şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın 15 yaşında ki oğlu Vedat kuleden atlayarak intihat etmiştir.6 Haziran 1973 günün yaşanan bu olay ardından Ünlü şair bu dizeleri yazmıştır.

 

GALATA KULESİ


Pırıl pırıl bir yaz günüydü


Aydınlıktı, güzeldi dünya


Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden


Kendini bir anda bıraktı boşluğa


Ömrünün baharında


Bütün umutlarıyla birlikte


Paramparça oldu


Bir adam düştü Galata Kulesinden


Bu adam benim oğlumdu


****


Küçücüktü bir zaman


Kucağıma alır ninniler söylerdim ona


Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni


Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat


6 Haziran 1973


Galata Kulesinden bir adam attı kendini


Bu nankör insanlara


Bu kalleş dünyaya inat


Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona


Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat


  

Şimdilerde restaurant olarak kullanılan kule hem yemek yemek hem de İstanbul’u panaromik olarak doyasıya izlemek isteyenler için uğrak bir ziyaret noktası olmuştur. Galata kulesini her gün binlerce insan ziyaret ettiğinden dolayı kapıda uzun bir kuyruk olduğunu göreceksiniz. Fakat bu sizin gözünüzü korkutmasın biraz sabrederseniz eğer sizde kulenin tepesine çıkıp muhteşem şehri tüm güzelliği ile ayaklarınızın altında hissedebilirsiniz.

Dünyanın sonuna dek başı külahlı yağız delikanlı Galata Kulesini İstanbul semalarında görmek dileğiyle…