ANKARA


Türkiye'nin Suriye'de askeri güç olarak sahada ve diplomatik olarak masada olduğunu gören terör örgütü PKK ve destekçileri, terörist faaliyetleri "proje örgütler"le maskelemeye çalışıyor.


AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, terör örgütünü destekleyen uluslararası güçler, Türkiye'nin sınırlarındaki terör örgütü PKK/KCK-PYD-YPG tehdidini ortadan kaldırmak için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatıyla, Türkiye'nin kararlılığını ve Suriye'de Türkiye'siz bir çözümün olamayacağını gördü.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Zeytin Dalı Harekatının ardından terör örgütü PKK/KCK-PYD-YPG'nin elinde bulunan Fırat'ın doğusundaki bölgeler ile örgüt açısından stratejik öneme sahip Sincar'ın yeni harekat noktaları olabileceği yönündeki açıklamaları, hem terör örgütünde hem de bölgede örgüt ile hareket eden ülkelerde endişe yarattı.



Terör örgütü farklı ülkeleri devreye sokmaya çalışıyor


ABD Başkanı Trump'ın "Yakın zamanda Suriye'den çıkacağız" mesajı ve terör örgütüne yardımları durdurma kararına rağmen ABD Menbiç'teki güçlerini takviye etmeye devam ediyor.


ABD'nin Suriye'den çekilmesiyle terör örgütünün "üzerindeki zırhın kalkacağı korkusuyla paniğe kapıldığı ve ABD'nin yerine Fransa gibi ülkeleri devreye sokmaya çalıştığı" kaydediliyor.


Terör örgütünün kendi içerisinde yaptığı toplantılarda Fransa'nın "kendilerini kurtaracak güçte olmadığı" ve ABD'nin bölgeyi terk etmesinin terör örgütü açısından "felaket"olacağına dair değerlendirmeler yaptığı belirtiliyor.



Terör örgütü üyeleriyle karar toplantıları yapıldı


Türkiye'nin Suriye'de askeri güç olarak sahada, diplomatik olarak da masada olduğunu gören PKK terör örgütü ve destekçileri, terörist faaliyetleri "proje örgütler"le maskelemeye çalışıyor.


Terör örgütü imajından kurtulmak için ABD'li yetkililer tarafından daha önce sözde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında terör örgütü PKK güdümünde yapay bir oluşum meydana getirildi. Türkiye'nin baskılarını azaltmaya dönük bu taktik adıma rağmen ABD başarılı olamadı.


Bu doğrultuda yeni bir adım olarak ABD'nin talimatıyla Suriye'nin Geleceği ismiyle bir sözde parti, 27 Mart'ta Rakka Stadyumu'nda düzenlenen kongre sonrasında kuruldu.


Bu kongreden önce ABD Dışişleri, istihbarat ve askeri yetkililerinin YPG/PYD ile yeni bir parti kurulmasına yönelik karar toplantıları yaptığı belirlendi.


Suriye'nin Geleceği adlı sözde partinin kullandığı logo ile kongre ortamında terör örgütü PKK'nın elebaşı Öcalan'a ve örgütü simgeleyen işaretlere yer verilmese de sözde partinin programı, terör örgütü ilişkisini açıkça ortaya koydu. Siyasal, toplumsal, ekonomik, yasama, basın, eğitim, kültür, ekolojik savunma, kültür, savunma ve iç güvenlik ve dış politika başlıkları altında 10 maddelik parti programının, elebaşı Öcalan'ın sistemleştirdiği demokratik özerkliğin 9 boyutunun kopyası olduğu açıkça görüldü.


Dikkat çeken noktalardan birisi de kongrede kullanılan afişlerde "çok renkli ve ademi merkeziyetçi" sloganların kullanılması oldu. Bu ifadeler, örgütün rejim ile müzakerelere açık olduğu ve federasyon talebinden vazgeçtiği şeklinde yorumlandı. Kürtçe kısaltması HSM, Türkçe kısaltması SGP olan yeni partinin sloganı, "Demokratik, çoğulcu, ademi merkeziyetçi Suriye" olarak açıklandı.


Sözde parti kongresinin yapıldığı 27 Mart'ta, terör örgütünün sözde üst düzey yöneticilerince Tel Abyad'da düzenlenen toplantılarda ise terör örgütü PKK/KCK-PYD-YPG'nin isminin değiştirilmesi ve dünya kamuoyunda terör örgütünden ayrı ve bağımsız olarak hareket edildiği etkisinin yaratılması kararı alındı ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin kullanılması yasaklandı.



Sözde parti yöneticilerinin terör örgütü bağlantıları


Sözde partinin başkanlığına iç savaş öncesi dönemde Baas Partisi'nin Menbiç teşkilatı üyelerinden İbrahim Katfan getirildi. Katfan, Münbiç'in YPG/PYD işgaline girmesinden sonra Menbiç'in yerel meclis başkanlığını üstlenmişti. Arap kökenli Münbiç'te doğan İbrahim Kaftan, Beyrut'ta lisans eğitimi aldı.


Partinin genel sekreterliğine ise 2016 yılında YPG/PYD'ye katılan ve PYD'nin isimlendirmesi ile Cezire Kantonunun ekonomi komisyonu başkanlığını yürüten Hefrin Halaf seçildi. 81 kişiden oluşan yürütme kurulunda PYD/YPG'nin hakimiyetinde olmayan İdlib, Halep ve Afrin gibi bölgelerin yanı sıra örgütün kontrolünde bulunan veya faaliyet gösterdiği Deyr ez Zor, Rakka, Ayn el Arap (Kobani), Tel Abyad, Menbiç ve Şehba'dan da temsilciler bulunuyor.



ABD, sözde partinin bölge yapısını temsil ettiği görüşünde


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, "Suriye'nin Geleceği"nin kurulması konusunda "Suriye'de BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı Suriye'nin geleceği için siyasi müzakere sürecini öngören kararına saygı duyan her siyasi partiyi memnuniyetle karşıladıkları" ve ''Suriye'deki korkunç durumdan çıkışı, askeri değil, siyasi çözümde gören bütün grupları elbette destekleriz." şeklindeki açıklamaları ile, ABD'nin terör örgütü PKK/KCK'nın başka ad altında maskeleme faaliyetlerinin arkasında olduğunu belirtti.


Ayrıca Nauert, "Suriye'nin Geleceği, size göre PYD/YPG'nin bir parçası mıdır?" sorusu üzerine, yeni partinin çoklu bir etnik yapıdan oluştuğunu ve o bölgenin yapısını temsil ettiğini düşündüklerini dile getirdi.