Yıllardır PKK terör örgütü ile sürdürülen mücadelede terör defalarca bitme noktasına getirilmiş olsa da, yapılan hatalar sonucu malumları terör

Yıllardır PKK terör örgütü ile sürdürülen mücadelede terör defalarca bitme noktasına getirilmiş olsa da, yapılan hatalar sonucu malumları terör her defa toparlanmış hatta yeni teknik ve taktiklerle saldırılarına devam edebilmiştir.
İflas eden çözüm sürecini müteakip kırsalı terk eden PKK, şehirleri ve büyük kalabalıkları seçti. Baskın-pusu yerine bombalı saldırılara ve muhtelif tuzaklara ağırlık vermeye başladı.
Önceleri daha çok kırsal alanda ve hava şartlarının uygun olduğu zamanları tercih eden PKK, ağır kış şartlarında şehirlerde ve büyük kalabalıklar içinde kolaylıkla eylem de yapabiliyordu.
Ayrıca şimdi artık Güneydoğu gibi ülkenin pek çok yeri ve özellikle şehirler terör için hassas bir alanlar olarak değerlendirilmektedir.
PKK’nın kullandığı her yeni teknik ve taktikler; güvenlik güçleri için eğitimden kullanılan silah ve teçhizata, emir ve komuta düzeninden teşkilata ve ilave yetkilere kadar, tabii yeni ihtiyaçları ortaya çıkarıyor.
Devlet var gücü ile bu ihtiyaçları karşılamak için emek ve kaynak tahsis etse de, zaman faktörü yine öne çıkmakta ve önem kazanmaktadır.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen kahraman ve yiğit askerlerimizle polislerimiz ve korucularımız ülkenin bölünmez bütünlüğünü cansiperane koruma azim ve gayreti içinde, bölücü hainlerin ensesindedirler.
Türk-Kürt ayırım yapmadan halkımız da terörün karşısında, güvenlik güçlerimizin yanında ve desteğindedir. Bu kararlı duruş, devletin her kademesinde azim ve kararlılık olarak ifadesini bulmaktadır.
Bölücü teröre kesin darbenin vurulabilmesini kolaylaştırmak ve çabuklaştırabilmek için; öncelikle PKK’nın siyasi uzantısının anayasal çizgiye çekilmesi ve PKK’ya verilen her türlü desteğin önlenmesinin önemi ortadadır.
Özellikle büyük şehirlerde kamu düzeninin sağlanabilmesi için; güvenlik güçlerinin miktarları dahil yeterli hale getirilmesinin gerektiği de ortadadır. Sayısal olarak gece bekçilerinin yeniden ihdasına kadar, mevcut özel güvenlik teşkilatları’ndan faydalanılmasının ve TSK’nın olağanüstü hal veya sıkıyönetim hallerinde kullanılmasının faydaları da dikkate alınmalıdır.
Terör suçları için ihtiyacı karşılayacak yeni düzenlemelerin gecikmeden sonuçlandırılması ve koşul-kural dengesi’nin sağlanması talepleri de kabul görmüşe benzemektedir.
Terörle topyekûn mücadele şimdilerde daha da önce çıkmıştır, ve bu beladan kurtulma zamanıdır.
Değerli okurlarım,
Terörle mücadele ta başından beri bir egemenlik mücadelesi olarak ortadadır. Bir ara hedef olarak ortaya atılan özerklik taleplerinin, pek çoğunun altında egemenlik paylaşımı olduğu da ortadadır.
Ulu Önder Atatürk’ün de belirttiği gibi “Egemenlik hiç kimse tarafından hiç kimseye ilim gereğidir diye görüşme ve tartışma ile verilmez”. Tarihin her devrinde egemenlik kuvvetle kudretle, zorla alınmıştır.
Bugün de kural budur.