Sevgili okuyucularım bu yazımda manevi bir duyarlılık ifadesi olan minnettarlık konusuna değineceğim. Bu yazımda içimden gelen duyguları önce tarifi

Sevgili okuyucularım bu yazımda manevi bir duyarlılık ifadesi olan minnettarlık konusuna değineceğim.
Bu yazımda içimden gelen duyguları önce tarifini yaparak sizlerle paylaşacağım...
Teşekkür Arapça bir kelimedir. Tefe'ul babından mastardır. Aslı şükr dür. Farsçada teşekkür etmek moteşşekiremdir. Buda aslen Arapçadır. Teşekkür etmek demek, yapılan bir iş, gösterilen çaba ya da nezaketten ötürü duyulan minnetin, memnuniyetin, mutluluğun sözlü ifadesidir. Bununla birlikte teşekkür yapılan bir hizmete, nezakete vs. fiili karşılık vererek te yapılabilir. Telaffuz edilmediği zamanlar yahut ta konuşmaya etki katma amacıyla teşekkür lafzıyla beraber çeşitli sembolik ifadelerle (elini kalbine götürme, başını aşağıya doğru hareket ettirme vb.) teşekkür edilebilir. Birçok dilde teşekkürün lafzı farklı olsa da söyleniş amacı aynıdır.
“Teşekkür etmek”
“Sıfır” maliyetle dünyanın en karlı yatırımıdır teşekkür etmek.
Basit bir minnet ifadesi, emeklerin karşılığı olarak, maddi değer içermeyen bir ödeme şekli.
Sizi mutlu eden kişiye maddi hiçbir değeri olmayan, sadece dudağınızdan çıkacak bir ses ile minnettarlığınızı belirttiğiniz bir söz değil mi “teşekkürler, teşekkür ederim” demek?
İnsanların yaşamları her zaman karşılıklı ilişkiler içinde olmaktadır. Bu ilişkilerin her zaman iyilikten yana saygı içinde olması gerekir. Bu ilişkiler birey, toplum ve millet olarak genişlemektedir. Toplumların temelini oluşturan bireylerin hal ve hareketleri yaşam tarzları topluma yansımaktadır. Buna tüme varım olarak da bakmak mümkündür.
İnsan yaşamı çok kısadır. Bu nedenle insanlara iyilik etmek yardım etmek varken kötülük edip kalp kırmak ve şiddet meyilli olmak hiç bir şeye yaramadığı gibi vicdanlarda da soru işareti bırakmaktadır.
Tamam, kabul ediyorum hepimizin hayatı dayanılmaz sıkıntılar ile geçiyor.
Üstesinden gelemeyeceğimiz sorunlarımız var.
Sağlık sorunları, yitirdiklerimiz, işsizlik, pahalılık, terör ve hayallerin asla vücut bulmadığı bir yaşam alanı.
Tarifi imkânsız bir stres fırtınası altında yaşıyoruz (!)
Teşekkür etmek, işte bu fırtınadan, huzura, sakinliğe ve insan olmanın dayanılmaz erdemine açılan bir kapıdır.
Kibirden arınmanın tarifi mümkün olmayan şeklidir…
Neredeyse sevgi dâhil her şeyin maddiyatla ölçüldüğü bu vahşi dünyada belki de şeytandan uzak durmanın, kalp kırmaktan ziyade gönüllerde taht kurmanın büyülü şifresidir bu basit iki sözcük. “Teşekkür ederim”
Deneyin, göreceksiniz…
Sabahtan akşama kadar iyice bunalmış bir anneye, babaya, zor gününüzde yanınızda olup elinizi tutana, tüm emekçilere ve sonsuz iş gücü sahibine, güzel duygularınızı ifade eden görünüşte basit bir “teşekkür ederim” sözünüz, her ne kadar bütün günü yaşam kavgası ile geçmiş olsa bile, onun yorgunluğunu azaltacak, belki de günün bütün stresini evine taşımasına engel olacaktır.
Çatık kaşların gevşediğini, asık yüzlerin gülümsediğini, içinizden bir şeylerin yer değiştirdiğini göreceksiniz…
Nedenini bilmeden geçip giden zamanın içinde, hiç düşündünüz mü ne kadar teşekkür ettiğinizi?
Hayatı yaşanılır kılan, bir nefesi daha halkana katabilmen ve onunla nefes alabilmeyi öğrenmen, güler yüzle hürmet sloganı olan teşekkür etmekten ne olursa olsun vazgeçmeyelim.
Hani bir söz var ya “İyilik yap denize at. Halik bilmezse, balık bilir” diye.
İşte siz siz olun karşılığını beklemeden yapılan güzelliklere içinizden gelen bir haykırışla “teşekkür ederim” deyin.

Bin bir zahmet ve marifetle hazırladığı sofra için eşinize, çayınızı veya suyunuzu ayağınıza getiren çocuklarınıza; sahip olduklarınıza, sahip olmanız için sizi dünyaya getiren anne-babanıza, en sinirli anınızda bile sizi alttan alan, olgunluk ve büyük bir sabırla dinleyen sevgilinize, sizi bunaltıcı sıcaklarda dayanılmaz kokulardan kurtarmak için çöplerinizi toplayan çöpçünüze, bakkalınıza, komşunuza, postacınıza ve saymakla bitmeyecek ama hayatımızın bir anında mutlaka sizinle olan insanlara…
En son ne zaman teşekkür ettiniz?
Peki, o zaman bende size benim bu duyarlılığa dair yazımı okuduğunuz ve bana katıldığınız için “teşekkür ederim”.
Hep sağlık ve mutlulukla kalın sevgili okuyucularım...