Hep gülümseten, yaşattığı karakterlerle, keyifli cevaplarıyla yüreğimize sıcak bir sohbet bırakan Şeyla Halis ile birlikteyim. Cennet Mahallesi dizi

Hep gülümseten, yaşattığı karakterlerle, keyifli cevaplarıyla yüreğimize sıcak bir sohbet bırakan Şeyla Halis ile birlikteyim. Cennet Mahallesi dizisinde yıllarca “Menekşe” olarak izledik, sevdik. Sonra Akasya Durağı, zengin kız fakir oğlan, Avlu … Ekranda, sahnede hep bizi güldürdü “Acaba kendi de güldürdüğü kadar gülüyor mu?” ama Şeyla Halis “Gülünecek bir şey varsa çok gülerim, ama zor gülerim” diyor. Şuan “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını” ve ‘’Damdaki Kemancı Müzikali ‘’oyunlarında ve Youtube da ‘’Böyle Aşkın Izdırabını’’ isimli mini dizide izliyoruz. Oyunculuk, annelik, giden kiloların serüveni ve hayat; işte Şeyla Halis’e dair merak edilen her şey…


• Uzun yıllardır

• Küçük çocukluk değil de büyük çocukluk haylimdi (gülerek). İlkokulda okurken müzisyen olmak istiyordum. Önce Mimar Sinan Üniversitesi, Piyano Bölümü’ne girdim. Önlisans döneminde ‘Ben piyanist değil, tiyatrocu olmalıyım’ diye düşünüp, tiyatroya girmeye karar verdim. Böylelikle yolculuğum da başlamış oldu.

• Kaç yıldır tiyatro yapıyorsunuz?

• 1995’den beri tiyatro yapıyorum.

• Uzun yıllar sizi Cennet Mahallesi dizisindeydiniz. Akasya Durağı, Görgüsüzler… Bütün bu dizilerde de bizi gülmekten öldüren karakter tiplerinde izledik. Güldürdüğünüz kadar güler misiniz?

• Gülünecek bir şey varsa güldürdüğümden daha çok gülerim. Sahne dışında çok güldüren biri olduğumu zannetmiyorum. Daha ciddi ve yüzü asık bir tipimdir. Disiplinli, dakik, tabiri caizse zor bir insanımdır.



• Kendinize mi zorsunuzdur yoksa çevrenize mi?

• Daha çok kendime zorum. Sistematiğime uyarlarsa hayatı kolaylaştırırım (gülerek). Ben her şeyin sistematik olmasını seven biri olduğum için o sisteme uyulduğunda hayat çok kolay. “Ben nereye gitsem geç kalırım” diyen insanları sevmem. Bunun çok basit bir yolu var; evden çıktığında varacağın yere ortalama süreni tahmin ediyorsun. Geç kalmak istemiyorsan o sürenin daha öncesinde yola çıkıyorsun.

• 2016 yılında mide ameliyatı olmadan 40 kilo vererek sevenlerinizi şaşırttınız. Bu serüveni bize kısaca anlatırmısınız ?

• Kilo dediğiniz şey vücutta durduğu gibi durmuyor (gülerek) kiloyu veriyorsunuz, geri alıyorsunuz. Kızım 3-4 yaşlarındaydı. O dönemler çok koşturmalı zamanlardır ve ben de hayli kilolu bir insan olduğum için gerçekten peşinde koşamayan bir anne gibiydim. O yüzden tüm yemek yeme ,uyku düzeni gibi alışkanlıklarımı değiştirip 2 yılda 40 kilo verdim. Sonra tekrar eski bozuk düzene döndüğümde artık profesyonel yardım almam gerektiği için şu an da danışanı olduğum ve hem doktorum hem de dostum olarak çok sevdiğim, güvendiğim Güneş Aksüsle tekrar bir sağlıklı yaşam programı içine geri döndüm. Ben şimdi 10 kilo kadar verdim. Eşim de 16 kiloya ulaştı.

• Peki, youtube kanalınızda neler yapıyorsunuz?

• Şeyla Halis Youtube Kanalında ‘’ŞEYLA ZAYIFLIYOR ‘’ İsimli Programda ,Takipçilerden ve izleyicilerden hep “Nasıl kilo verdiniz?” şeklinde merak soruları geliyordu. Öncelikle bu serüveni anlatan, bu kiloları nasıl verdiğimiz yada bazen veremediğimiz süreci anlatıyoruz eşimle beraber Güneş Aküsüs denetiminde.

İkinci projemiz ise YouTube da ‘’ Böyle Aşkın Izdırabını ‘’ isimli mini dizi. Bu dizide Osi ve Nej isimli iki karakterin kadın erkek ilişkisini absürt komedi tarzında ele alıyoruz.
Diğer bi projemiz ise yolda. :))



• Şu an oynadığınız “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını” ve ‘’ Damdaki Kemancı ‘’oyunlarınızın konusu nedir?

• Aşkımız Aksaray Güngör Dilmen’in çok önemli eserlerinden biridir. Türkiye’de uzun aralıklarla oynanmış bir oyun. Şimdi bizimle paralel olarak Ankara Devlet Tiyatrosu oynuyor. Biz de Kedi Sahne olarak oynuyoruz. Kısaca; Aksaray’da bir mahallede, mahalleli ve Aksaray’ın eski konağına taşınan soylu hanımın yaşadığı bir aşk hikayesini anlatıyor. Oyunumuz Hakan Hoca’nın (Altıner) getirdiği farklı yorumuyla ,Osmanlı dönemindeki bir tiyatro kumpanyası ele alıyor ve İlk defa müzikli versiyonuyla sahneleniyor.

Damdaki Kemancı da Brodway in yıllarca kapalı gişe olarak oynamış Türkiye de 50 yıl önce ustalarımızdan Cüneyt Gökçerin unutulmaz performans yıla hafızalarımıza kazınan ve 50 yıl aradan sonra sevgili Mehmet Ergen hocamızın sahneye koyduğu en önemli müzikallerden biridir. Oyun un konusunu kısaca toplumsal değişimlerin , gelenek ve nesil çatışmalarının, aşk , sevgi ve politika gibi kavramların bir baba ve 5 kızı üzerinden anlatıldığı bir müzikal oyundur.



• İzleyenlerden 2 oyunla ilgili nasıl dönüşler alıyorsunuz?

• 2 farklı oyun ikisi de farklı lezzetler sunuyor izleyenlere. Ama ikisinin de ortak noktası usta oyuncu kadrosuyla sahnelenen bu oyunlardan büyük bir mutluluk ve keyifle ayrılıyor olması. Bir oyuncu daha ne isteyebilir ki.:)) mutluluğun tarifi :))

• Hiç tiyatroya ara verdiniz mi?
• Evet, verdim.

• O dönemde ne hissettiniz?

• O dönemde hamileydim. O yüzden tamamen çocuğa odaklı bir araydı (gülerek). Doktorum “Dizi yapabilirsin, ama tiyatro yapmamanı tavsiye ederim. Tekmelediğinde seyirciye “Ay pardon! Durduruyoruz, bebeğim tekmeliyor.” Diyemeyeceğin için tiyatro yapma” dedi. Toplam 2 yıl bir ara olmuştur, ama aralarda girip çıktığımda oldu.

• Hayatında istediği her şeyi yapmış, mutlu bir Şeyla Halis’mi oturuyor karşımda?

• Mümkün mertebe istediği her şeyi yapmaya çalışmış, gayret etmiş bir Şeyla Halis duruyor.

• Bir oyuncu olarak hem dizilerde hem de oyunlarda birçok karaktere hayat veriyorsunuz. Yılların üzerine eklediği bu karakterler sizi yoruyor mu?

• Hayır, yormuyor. Bilakis beni keyiflendiriyor. Eskiden böyle “rolünden çıkamadı” gibilerinden rivayetler vardı. Ben böyle bir şeye inanmıyorum (gülerek). Biz, olmak istediğimiz mesleğin okulunu okumuş ve bu mesleği yaparak ekmek parasını kazanabilen özel insanlarız.

• Hayatınızdaki tiyatronun yerini nasıl anlatırsınız?

• Olmazsa olmazı. Tiyatro oyuncuları sahneye çıkmazsa bir yanı eksik kalır.

• Son yıllarda özel tiyatro sektörü iyice arttı. Bunu gördükçe biz tiyatro sevenler mutlu oluyoruz. Sizce bu artış önümüzdeki zamanlarda tiyatroya hak ettiği yeri verir mi?

• Bence vermeye de başladı. Eskiye oranla tiyatronun şu anda yükseldiğini düşünüyorum. Özel tiyatrolar, alternatif tiyatrolar çoğalmalı ki, insanlar seçme hakkına sahip olsunlar.

• Bu artışta, popüler dizilerin oyuncularının tiyatro yapmalarının bir payı olduğunu düşünüyor musunuz?

• Olabilir ? Olmaya da bilir :)) izleyicimiz bazen tv ekranından hayran olduğu bir oyuncuyu er meydanında izlemek isteyebilir ve bu tiyatroların gişesine olumlu bir şekilde yansıya bilir . Önemli olan buradaki yani er meydanı dediğimiz tiyatro sahnesinde var oluşunu sürdürmek. Yani kalıcı olabilmek. Bir kereye mahsus bir projede başarılı olmak kalıcı olarak tiyatroya ve gişeye etki sağlamak anlamına gelmez.

• Oyunculuk, son zamanlarda sizin başladığınız dönemkinden çok daha farklı algılanmaya başlandı. Başarılı bir tiyatro oyuncusu ve ekranların sevilen yüzü olarak gençlerimize ne söylemek istersiniz?

• Bu çağ teknolojik bir çağ, beslenebilen için çok faydalı bir çağ; bol bol oyun izlesinler, film izlesinler. Alternatif tiyatrolar artıyor ve bu gençler için, herkes için büyük bir avantaj. Bizim gençliğimizde bu kadar özel tiyatro yoktu. Bulabildikleri her şeyi okusunlar; tiyatro eserleri, kitaplar, romanlar, şiirler, denemeler, gazeteler… Yerli ve yabancı sinema filmlerini takip etmeliler; bizim ülkemizde neler oluyor? Dünyada neler oluyor? Örtüştüğümüz yanlar, geride olduğumuz yerler, ileride olduğumuz noktalar, bunların analizlerini yapmaları gerekiyor. Genç neslin kendini dinamik tutmalarından, çağı yakalamları ve evrensel olabilmelerinden bahsediyorum.