Bu toplumun kodlarıyla oynandı. İnsanların kimyası tamamen bozuldu. Elinde yetki olan insanların, devletin etkili kurumlarının, en kısa zamanda, toplu

Bu toplumun kodlarıyla oynandı. İnsanların kimyası tamamen bozuldu.

Elinde yetki olan insanların, devletin etkili kurumlarının, en kısa zamanda, toplumun kodları ve insanların kimyasıyla alakalı, kapsamlı düzenlemeler yapması ve her şeyden önce önlem alması lazım.

Pedagoglar, Psikologlar, Psikanalizler, Psikiyatr’lar, bu işe, dikkatle eğilmeli ve tabi cezai müeyyideler de dişe dokunmalı, biraz dokunmalı ve insanları korkutmalı...

Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu (UBAM) Genel Müdürü tecavüzden tutuklanıyor.

Bu ne menem bir iştir. İddialar doğruysa, vicdansız adam, bunu nasıl yaparsın, emanete nasıl hıyanet edersin. Orada senden yardım isteyen, çaresiz insanlar vardı.

Bir tanık anlatıyor.

“Kadınlara aşırı zaafı vardı. Tedavi için müracaat eden ve parası olmayan kadınlarla ilişkiye giriyor, erkek hastalardan bir yakınını ilişki için talep ediyordu. Kadın bağımlılara, ‘Cinsel ilişki ile krizi atlatabilirsiniz’ diyerek onları kullanıyordu. Kendisini uyardık. ‘Bu özel hayatım, işinize bakın. Alan razı, veren razı, size ne’ derdi.”

Düşmüş, çare ve merhamet bekleyen insanlara karşı, bu kadar, her şeyi, bilerek isteyerek ve utanmadan yapan biri var karşımızda. Bu adamın, cezai müeyyideleri, kendine göre yaptırımları saklı kalmak kaydıyla, incelenmesi gerekiyor mu?




Kodları bozulmuş bir başkası, Ankara’da 13 Mart 2016 Pazar akşamı yaşanan patlamadan sonra, canlı yayındaki kameraya lâkaytça bakıyordu.

Patlamada ölenlerin aileleri, telefonlara sarılmışken, aradığı kişi, yaşanan hengâmeden zil sesini duymuyordur diye düşünüp o ağır gerçekle yüzleşmemek için Allaha yalvarırken, gören/tanıyan var mı diye sosyal paylaşım sitelerine yakınlarının fotoğraflarını koyarken ve bizim de içimiz kan ağlarken, sanki futbol maçından çıkmış kalabalığın arasındaymış gibi, adam sırıtarak kameraya el sallıyordu.

Ruhunu yitirmiş bu insana, ne denmeli, ben bulamıyorum. Orada gencecik, biraz sonra evine gidip günün yorgunluğunu çıkarmak isteyen insanlar paramparça edilmiş, sen gülüyorsun.

Yakınını patlamada kurban verdi, şoka girdi desen değil. Bu yüzden kimya bozuldu ve kodlar yer değiştirdi diyorum. Bu sebepten ciddi bir şekilde incelemekten bahsediyorum.




Niçin çok sağlam bir önlem alma kültürümüz yok. Neden çocuklarımızı, yavrularımızı ko-ru-ya-mı-yo-ruz.

Niçin her olayı siyasileştiriyoruz, neden bir taraf ört bas etme telaşındayken, başka taraf bunu malzeme olarak kullanmanın peşinde.

Kimse burada sürekli böyle şeyler olduğunu söylemiyor zaten, münferit olaylar bunlar, sapık her yerde sapıktır çünkü.

Yetkili ve etkili kurumlardakiler, böyle olayların kendi çocuklarınızın başına gelmeyeceğinden emin misiniz? Bunları sadece gariban ve tutanı kapanı olmayan ailelerin çocukları mı yaşar sizce.

Bence kimse, hiçbir şeyden, emin olmasın. Sapıklar çok çabuk çoğalıyor çünkü. Utanmaları, arlanmaları, kontrol mekanizmaları olmadığı gibi, çok da korkusuzlar. Evet, kork-mu-yor-lar.

Bu esfele safilin yaratıklar, korkmadıkları için, ömrünün baharında, üniversitesinden evine dönen, gelirken de ileride kendisini tutup kapacak, kavzayacak, romantik bir erkekle tanışmayı, onunla güzel bir yuva kurmayı ve karşılıklı sohbet edip kahve içmenin hayalini kuran kızlarımıza, bıçak zoruyla tecavüz ediyor.

Bu esfele safilin yaratıklardan birisi, hiçbir şeyden çekinmediği için, birlikte alkol aldıkları 18 yaşındaki genç adama, tecavüz ediyor, görüntü de çekiyor ve bu görüntülerle çocuğa şantaj yapmaya, kirli emelini gerçekleştirmeye devam ediyor.

Üstelik sonra para da istemeye başlıyor. Paranın miktarı artınca genç, her şeyi göze alıyor, polise başvuruyor ve olay böyle ortaya çıkıyor.

Bu aşağılıkların nefisleri, yavrularını emziren köpeklere uyanıyor ve sonra da onları boyunlarını kırarak öldürüyorlar.

Bunlar gerçekten sapık… Bu insanımsıların incelenmesi gerekiyor ve onlar için her türlü önlem alınmalı... Başkalarına zararlarının dokunmaması için gereken caydırıcı tüm müeyyideler de hayata geçirilmeli…

Yoksa böyle giderse daha da yayılacaklar. Utanmadıkları, arlanmadıkları, kendilerini dizginleyen kontrol mekanizmaları olmadığı gibi korkmayacaklar da…

Bir insanın en tehlikeli olduğu zaman, korkmadığı, istediğini yapabileceğini kendisine inandırdığı zamandır.