Türkçülüğün çağdaş, laik, devrimci, halkçı temellerini yapıtlarında en derin şekilde vurgulayan kuramcı Yusuf Akçura’dır. Akçura, söz konu

Türkçülüğün çağdaş, laik, devrimci, halkçı temellerini yapıtlarında en derin şekilde vurgulayan kuramcı Yusuf Akçura’dır.
Akçura, söz konusu temeller düzleminde Türkçü düşünce sisteminin Osmanlı’nın çöküş dönemlerine denk düşen gelişim evrelerini, -diğer bir değişle 19. yüzyılın son yarısını başlangıç olarak kabul ederek- tarihsel sürecini “Türkçülüğün Tarihi” adlı küçük hacimli ama geniş kapsamlı çalışmasında sade bir şekilde ele almıştır.
“Türkçülüğün Tarihi” adlı bugün elimizde derli-toplu bir biçimde bulunan bu başucu kaynağı, ilk olarak Yusuf Akçura’nın hem yayımcılığını, hem de başyazarlığını yaptığı Türk Ocakları’nın desteğiyle 1928 yılında İstanbul’da yayınlanan “Türk Yılı” adlı yıllığın 287’den 455’e kadar olan sayfalarında Arap abecesiyle yayınlanmıştır.
Söz konusu çalışma, daha sonra, 1978 yılında “Türkçülük/Türkçülüğün Tarihi Gelişimi” adıyla Dr. Sakin Öner’in Latin abecesine çevirip, sadeleştirmesiyle “Türk Kültür Yayını” olarak basılmıştır. 3. basımı ise “Yeni Türk Devletinin Öncüleri/1928 Yılı Yazıları” adıyla 1981 yılında Kültür Bakanlığı’nca gerçekleştirilmiştir. Son olarak bu yapıtı Kaynak Yayınları, “Türk Yılı”ndaki metni temel alarak ve diğer iki basımı da gözden geçirerek Kasım 1998’de okura sunmuştur.(1)
Akçura, “Türkçülüğün Tarihi”nde Tanzimat döneminden Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dek yaşanan süreçte Türkçülük düşüncesine katkı sunan dilbilimcileri, sanatçıları, düşünürleri ve siyasetçileri kendi gözlemleri ve tanışmışlığı noktasında ele almış, onları, dönemlerine göre etki edişlerini ve bu etkilerin sonraki dönemlere yansımalarını irdelemiştir.
Akçura, yapıtını bilimsel yöntemle tarihi bir sıralama yaparak bölümlere ayırmıştır:
-Teoride ve Batı Türkleri’nde Türkçülük
-Azeri Türkleri’nde Türkçülük
-Batı Türkleri’nde Türkçülüğün İkinci Devresi
-Kafkas, Kırım ve Kazan Türkleri’nde Milliyet Fikri
-Türkçülüğün Üçüncü Faal Devresi
-Siyasi Türkçülük
-Türkçülüğün Teşkilatlanma Devresi
-Türkiye Cumhuriyeti
Her ne kadar Ziya Gökalp de 1923 yılında yazdığı Türkçülüğün Esasları’nın giriş bölümünde yer alan “Türkçülüğün Tarihi” makalesinde büyük ölçüde aynı adlardan ve olaylardan söz etse de Akçura’nın çalışması kadar bilimsel niteliğe sahip olduğu söylenemez. Bu durumun da Akçura’nın tarih bilimine egemen bir tarihçi olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Yine aynı şekilde Gökalp’in söz konusu makalesi, Akçura’nın çalışmasının kapsamlılığıyla da kıyaslanamaz.
Akçura, yapıtına doğal olarak “Türk milliyeti fikri, Türkler arasına ne zaman ve nasıl girdi?” sorusuyla başlar. Fakat “halli pek de kolay olmayan bir tarih meselesi” dediği bu soruya kendisi de “iddiasız” bir şekilde açık bir yanıt veremez. Bu bağlamda, çalışmasında 1908 yılını (yani Jön Türk Devrimi’ni) son aşama olarak görür ve daha ilerisini belirli bir zaman vermeyerek gelecekte tamamlamayı düşündüğünü belirtir.
Akçura, bu soru ve yanıtının ardından “Türk’ün tanımı”nı yapar. Bu tanımda ortak soy, gelenek, dil ve tarih birliğine vurgu yapar ve Türkiye’ye göre en uzaktaki Türk topluluklarından olan Yakutlar’ı da diğer Türk topluluklarıyla birlikte ad belirterek bu tanımın içine katar. Atatürk’ün 1930 yılında Afet İnan’a yazdırdığı ve tamamı kendi ifadeleri olan “Medeni Bilgiler” kitabındaki “Türk” tanımı, Akçura’nın bu yapıtındaki “Türk” tanımıyla çok büyük ölçüde örtüşmektedir. Zaten, Yusuf Akçura, başta Cumhuriyet’in “Türklük” tanımı olmak üzere,  Cumhuriyet’in Türk tarih tezini belirleyecek olan, 15 Nisan 1931'de Atatürk’ün emriyle kurulan "Türk Tarihi Tetkik  Cemiyeti”nin 16 kurucu üyesinden birisidir. 1 yıl sonra da (1932) bu kurumun başkanlığına atanmıştır.
Akçura, “Türkçülüğün Tarihi”nde milliyet ve milliyetçilik düşüncesinin Avrupa’dan yayıldığı saptamasında bulunur. Ve aslında bundan da hiç hoşnut olmadığını başka bir yazısında şöyle belirtir:
“Vatan millet idealini biz mektebimizden değil, tesadüfen elimize geçen ecnebi kitaplarından yahut etrafımızda, içimizde yaşayan yabancı milletlerin faaliyetlerinden öğrendik. Şu söylediklerim acı ise hakikat değil midir?”(2)

(1) Türkçülüğün Tarihi-Yusuf Akçura(Sunuş Bölümü-Mehmet Ulusoy)-Kaynak Yayınları-2008 
(2) Türk Yurdu, Yıl 1911 (1328) Sayı 16, s. 488/Aktaran : Türkçülüğün Manifestosu-Fuat Uçar-IQ Kültür Sanat Yayınları-2009