ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus’un ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in peşpeşe ziyaretleri, Türkiye’ni

ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus’un ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in peşpeşe ziyaretleri, Türkiye’nin küresel jeopolitik açıdan önemini ortaya koyması kadar, karşımıza dikilmekte olan tehdit ve tehlikelerin boyutlarını göstermesi açısından da önemlidir.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı dört saatlik görüşme sonrasında düzenlenen basın toplantısında soru alınmaması, son zamanlarda, Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında Türkiye ile ABD arasında başgösteren derin görüş ayrılıklarının su yüzüne vurmasıydı.
Papa Franciscus’un Türkiye ziyaretinin derin anlamını çok iyi okumak gerekir. Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus ile Ortodoks Kilisesi Patriği Bartholomeos'un, Ortodoks Kilisesi'ni kurduğuna inanılan Aziz Andreas'ın anma yortusuna birlikte katılmaları ve ayinde, Papa'nın isteği üzerine, Fener Patriği’nin onu başından öperek kutsaması, dinler tarihi açısından çok önemli bir olaydır.
Putin’in Ankara’yı ziyareti sırasında gündeme gelen Türk Akımı doğalgaz hattı projesi ve imzalanan anlaşmalar dolayısıyla gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıtılan memnuniyet ve zafer havası abartılı olsa da, Türkiye’yi ve Rusya’yı safdışı bırakarak İsrail’i Ortadoğu’nun enerji terminali yapmayı planlayan ABD açısından şok edici bir gelişme olmuştur. Suriye konusunda karşı cephelerde yer alan Türkiye- Rusya yakınlaşması ve Türkiye’nin, “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada terini alır” tavrı, ABD tarafından altı kalın kalın çizilecek önemli bir gelişmedir.
Türkiye güneyindeki yangını bastırmaya çalışırken, bu kez kuzeyinde, hem siyasi hem ekonomik hem de ruhani boyutu olan yepyeni bir yangınla boğuşmak durumunda kalmıştır. Türkiye’nin kuzeyinde doğalgaz merkezli patlak veren ve “Ekümenik Patrikhane” vurgulamaları üzerinden İstanbul’a da özel olarak odaklanan bu yangın, güneyimizi saran yangından bağımsız bir yangın değildir. Bu yangının Türkiye’yi çeşitli yönlerden sıkıntıya sokma riski oldukça yüksektir.
M. KEMAL SALLI

ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus’un ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in peşpeşe ziyaretleri, Türkiye’nin küresel jeopolitik açıdan önemini ortaya koyması kadar, karşımıza dikilmekte olan tehdit ve tehlikelerin boyutlarını göstermesi açısından da önemlidir.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı dört saatlik görüşme sonrasında düzenlenen basın toplantısında soru alınmaması, son zamanlarda, Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında Türkiye ile ABD arasında başgösteren derin görüş ayrılıklarının su yüzüne vurmasıydı.
Papa Franciscus’un Türkiye ziyaretinin derin anlamını çok iyi okumak gerekir. Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus ile Ortodoks Kilisesi Patriği Bartholomeos'un, Ortodoks Kilisesi'ni kurduğuna inanılan Aziz Andreas'ın anma yortusuna birlikte katılmaları ve ayinde, Papa'nın isteği üzerine, Fener Patriği’nin onu başından öperek kutsaması, dinler tarihi açısından çok önemli bir olaydır.
Katoliklerin Lideri olan Papa franciscus'un Aziz Andreas Yortusu'nda, Ortodoks Fener Rum Kilisesi Patriği Bartholomeos'a, "Beni de kutsar mısınız?" ricasını kabul edip başından öpmesi, dinler tarihi açısından olduğu kadar, kapısını araladığı olası siyasi gelişmeler ve Türkiye açısından da dikkatle değerlendirilmesi gereken tarihi bir olaydır.
ABD Başkan Yardımcı Joe Biden’ın Papa’dan bir hafta önceki ziyaretinde, Fener Patriği Bartholomeos’tan ısrarla “Ekümenik Patrik”olarak söz etmesi, özellikle Türkiye, İstanbul ve Rusya açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken tarihi bir gelişmedir. Türkiye’nin tapusu olan Lozan’ı tartışmalı konuma sokan bu süreç, 1947’de, ABD Başkanı H. Truman’ın başını Patrik Athenagoras’a öptürmesiyle başlatılmıştı. Fener Patrikhanesi’nin “ekümenik” olarak anılması da Truman’ın Athenagoras’la kucaklaşmasıyla başlamıştı.

“MAVİ AKIM”INİPTALİ ŞOK ETKİSİ YARATTI
Biden ve Papa’nın hemen ardından, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’yi ziyareti sırasında yaşanan gelişmeler, iki ülke arasında imzalanan anlaşmalar, “Türkiye eksen kayması mı yaşıyor?” sorgulamasına neden olan gelişmelerdir. Kapalı kapılar ardında Gazprom Başkanı ve Putin’le yapılan görüşmeler sonrasında doğalgaza yüzde 6 oranında indirim yapılacağı haberleri yansıdı, ama asıl önemli olan Rusya Devlet Başkanı’nın Rus doğalgazını Karadeniz yoluyla Avrupa Birliği’ne taşıyacak olan Güney Akım’ı iptal ederek, yerine Türkiye üzerinden Yunanistan’a uzanacak bir doğalgaz boru hattı (Yeni Mavi Akım/Türk Akımı) inşa etmek istediklerini açıklaması, enerji piyasalarında ve Doğu Avrupa ülkelerini Rusya doğalgazına bağımlı olmaktan kurtarma planları yapan ABD’de şok etkisi yarattı.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen 4 saatlik görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında soru alınmamasını, Papa Franciscus'un, Ankara'dan sonra geldiği İstanbul'da Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etmesini ve Papa ile Patrik’in Katolik ve Ortodoks kiliselerinin bin yıllık küslüğüne son verdiklerini bir kez daha açıklamaları, Kırım’ı ilhak etmesinden dolayı Rus Ortodoks Patriği Krill tarafından kutsanan Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ankara’yı ziyaret etmesini, Güney Akım boru hattının iptal edilip “Türk Akımı” doğalgaz boru hattının gündeme gelmesini, rastlantı sonucu peşpeşe gelmiş sıradan gelişmeler olarak değerlendiremeyiz. Dinler tarihi açısından olduğu kadar, siyasi ve ekonomik boyutları açısından da bu ziyaretlerin gizli kodlarını görmemek, araştırmamak ve tartışmaya açmamak büyük bir aymazlıktır. Böylesine karmaşık arka planı olan gelişmelerin çok boyutlu değerlendirmeleri paranteze alan yorumlarla irdelenmesi gerekir.

PUTİN’İN HAMLELERİ ABD’NİN “ORTADOĞU ENERJİ TERMİNALİ” PLANLARINI NASIL ETKİLER?
Özetle değerlendirmek gerekirse, Putin’in ziyaretini, ve bu ziyaret kapsamında alınan Türk Akımı doğalgaz hattı projesini önemsiz görmek mümkün değildir. Ziyaret sırasında imzalanan anlaşmalar dolayısıyla gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıtılan memnuniyet ve zafer havası abartılı olsa da, Türkiye’yi ve Rusya’yı safdışı bırakarak İsrail’i Ortadoğu’nun enerji terminali yapmayı planlayan ABD açısından şok edici bir gelişme olmuştur. Türkiye’nin “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada terini alır” tavrı, ABD tarafından altı kalın kalın çizilecek önemli bir gelişmedir.
Türkiye güneyindeki yangını bastırmaya çalışırken, bu kez kuzeyinde, hem siyasi hem ekonomik hem de ruhani boyutu olan yepyeni bir yangınla boğuşmak durumunda kalmıştır. Türkiye’nin kuzeyinde doğalgaz merkezli patlak veren ve “Ekümenik Patrikhane” vurgulamaları üzerinden İstanbul’a da özel olarak odaklanan bu yangın güneyimizi saran yangından bağımsız bir yangın değildir. Bu yangının Türkiye’yi çeşitli yönlerden sıkıntıya sokma riski oldukça yüksektir. Çünkü, sınırlarımızın güneyinde, I. Körfez Savaşı (1991) yaşan gelişmeler Ortadoğu askeri olimpiyatları değil, adını koymakta oldukça mahcup davrandığımız enerji merkezli bir dünya savaşıdır.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Ankara ve Patrikhane ziyaretlerini, Papa Fananciscus Patrik Barholomeos buluşmasının tarihi boyutunu, “Ekümenik Patrikhane” vurgulamasının gizli kodlarını, Putin’in ziyaretnin hem ekonomik, hem siyasi hem de ruhani boyutlarını gelecek yazılarımızda ayrıca değerlendireceğiz..