BRÜKSEL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine direnen vatandaşların, dünya insanlığına, halk iradesinin üstünde hiçbir şeyin olamayacağını gösterdiğini belirterek, "Bu bir direnişti, bir darbe karşıtı duruştu, bu gerçekten saygı duyulacak bir hareketti. Milletimiz bunu yaptı, insanlık adına bunu yaptı. Bu çok önemli. Burada biz dostlarımızdan gerçek anlamda bir destek bekliyoruz." dedi.

Topbaş, Türkiye Demokrasi Platformunun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Brüksel Temsilciliğinde darbe girişimi ve sonrasında yaşananların anlatılması amacıyla düzenlediği çalışma toplantısında yaptığı konuşmada, Gaziantep'te 3 polisin şehit olduğu terör operasyonlarına değindi.

Terör saldırılarının İstanbul, Brüksel ve Paris'te de yaşandığını hatırlatan Topbaş, "Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanabiliyor bu. Terör maalesef bir sektör haline geldi. Buna zannediyorum iş veriliyor ve o şekliyle bir yerlerde birtakım faaliyetler gösteriyor. Bunun mutlaka karşısında durulması gerekiyor." diye konuştu.

Topbaş, terör saldırısı sonrası Brüksel'de havaalanının 12 gün kapalı kaldığını ve bunun ardından düşük kapasiteyle faaliyete geçtiğini anımsattı.

İstanbul'da ise 3 canlı bombalı eylemden 16 saat sonra normal uçuşlara başlandığını dile getiren Topbaş, "Bizler, anında reflekslerimizle problemleri çözebiliyoruz, bunu düzenleyebiliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Kadir Topbaş, İstanbul'daki göçmenlerin barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını anlatarak, "Tabii İstanbul'da 600 bin civarında göçmen var ama İstanbul'da bu çok fazla hissedilmez." ifadesini kullandı.

"Daha iyi anlatmak gerekiyor"

FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Topbaş, darbelerin zayıf toplumlarda başarılı olabileceğine işaret etti.

Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Birliği (AB), 'Türkiye'yi aramıza alsaydık bu darbe olmazdı' diye hiç düşündü mü acaba? Bizi birliğe dahil etmiş olsaydı, Türkiye'de darbe olmazdı. Bir de bu yandan bakmak lazım. Bunu da sorgulamak lazım. Bir gerçek var; yaşadığımız dünyamızda tüm insanların bu yüzyılda kaderleri birbirine bağlı. Bu kaderimiz bir ise buna çözümü de birlikte bulmak zorundayız. Sadece o ülkenin meselesi diye bakılamaz. Biraz da bizim anlatmamız gerekiyormuş. Eksiğimiz var, anlatamamışız. Daha iyi anlatmak gerekiyor. Uzaktan hissedilmemiş."

Türkiye'nin, darbe girişiminden sonra çok kısa sürede normale dönmeyi başardığına dikkati çeken Topbaş, halkın yönetime güvendiğini ve yargının gerekli ayıklamayı yapacağını belirtti.

Topbaş, darbe girişimi sonrası Avrupa'dan beklentilerine ilişkin şunları kaydetti:

"Maalesef bazı medya çevrelerinde çok yanlı değerlendirmeler yapılıyor. Bu bizi rahatsız ediyor. Göründüğü gibi değil. Burada halkın her katmanı, 79 milyon, herkes burada bunun karşısında durdu. Sadece bir siyasi partinin taraftarı filan değil. Çünkü burada bir halk iradesine darbe vurulmak isteniyordu. Tamamen gördüğünüz gibi bir vahşet yaşandı. Orada siyasi kimlik konuşmadı. Burada insanlık adına bir eylem yapıldı. Karşı duruş verildi. Dünya insanlığına, bir halk iradesinin üstünde hiçbir şeyin olamayacağını bizim halkımız gösterdi. Bu bir direnişti, bir darbe karşıtı duruştu, bu gerçekten saygı duyulacak bir hareketti. Milletimiz bunu yaptı, insanlık adına bunu yaptı. Bu çok önemli. Burada biz dostlarımızdan gerçek anlamda bir destek bekliyoruz."

"Türkiye'de yatırım imkanları çok fazla"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar da FETÖ'nün darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisinin 27 çeyrektir büyüdüğünü ve dünyada eşi benzeri görülmemiş çok sayıda projeye devam ettiğini vurguladı.

Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasıyla ilgili görüşlerini paylaşan Çağlar, şöyle konuştu:

"Biz, iş dünyası olarak OHAL'den memnunuz. Bunu çok net bir şekilde söyleyebilirim. Çünkü OHAL, Türkiye'de yaşayan insanların, iş dünyasının üzerinde bir baskı yapmıyor. Sadece bu darbe girişiminin tarafı olan hainlere karşı yapılmış bir organizasyondur. OHAL ile hükümet, iş dünyasına büyük teşvikler veriyor. Siz bunu Türkiye'de yatırımı olan Avrupalı firmalara bir sorun. Şu anda hepsi açıklama yapıyorlar. Türkiye'de yatırım imkanları çok fazla."

Platformun başkanı Kezban Hatemi, Brüksel'e fikir alışverişinde bulunmak amacıyla geldiklerini aktardı.

Hatemi, AB üyesi olmamasına rağmen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin taraflarından Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğuna dikkati çekti. Bunda hiçbir tereddüt olmadığına işaret eden Hatemi, "Ülkemiz milletvekilleri halk tarafından seçimle serbest bir seçimle seçilmektedir. Ancak bununla yetinmeyip yüksek derecede ileri demokrasi için demokratik ve sosyal hukuk devleti olabilmenin gayreti içindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kezban Hatemi, Türkiye'nin huzurunun 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle sarsıldığını ifade etti.

Bu darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını anımsatan Hatemi, şunları söyledi:

"Merkezini ABD Pensilvanya'ya aktarmış olan dini görünümlü bir baskı grubu ülkemizde, orduda, kamu personeli içinde, bürokraside ve hatta yüksek yönetim kademeleri içinde gizlice taraftarlar tutmayı başardı ve 17-25 Aralık'ta yargıdaki taraftarlarıyla kalkıştığı ve yine başarısız olan darbe girişiminin rövanşını almak istedi. Tanrı bizi çok kanlı olabilecek bir darbeden korudu. Ne var ki devlet teşkilatının içine yerleşmiş kanser tümörünün yeni bir girişimi için zaman ve imkan bırakmaksızın devlet bünyesinden sökülmesi gerekiyordu. Bu sebeple OHAL ilan edildi."

Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aşkın Asan ise toplantıya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye Demokrasi Platformunun akademisyenler, iş insanları, azınlıklar ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerinden oluştuğu bilgisini vererek, Türkiye'de sivil inisiyatif olarak yola çıkan ve Avrupa'daki dostlarının kendilerini yeterince anlamadığına inanan bir grup olduklarını anlattı.

Türkiye'nin 15 Temmuz ve sonrasında yaşadığı deneyimin özellikle medya çevrelerinin manipülasyonu nedeniyle Brüksel ve Avrupa tarafından çok iyi algılanmadığını vurgulayan Asan, "Biz, yaşadığımız tecrübeleri anlattık. Onlar bize sorular sordular. Çok farklı arkadaşlarımız var platformda. Herkes kendi adına yaşamış olduğu tecrübeyi ve olaylara bakış açısını burada paylaştı. Bizim Avrupalı dostlarımızın bizi daha iyi anladıklarını gördük. Olayı bizzat bizden dinlediler." açıklamasını yaptı.

Türkiye Demokrasi Platformunda, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Azınlık Vakıfları Temsilcisi Pandeli Laki Vingas, eski AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, iş dünyasından Leyla Alaton, medya dünyasından CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Balçiçek İlter ve Murat Yetkin'in de aralarında bulunduğu çok sayıda STK temsilcisi, iş insanı, akademisyen ve siyasetçi yer alıyor.
Editör: TE Bilisim