İSTANBUL - Altınbaş Üniversitesi Gayrettepe Yerleşkesinde düzenlenen ‘Çarşamba Buluşmaları -Ekonomi Söyleşilerinde’, para piyasalarında yaşanan çalkantılar masaya yatırıldı. ‘Türkiye Ekonomisinin Geleceği’ başlığında Altınbaş Üniversitesi  İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet Kasım Han’ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve eski bakan Doç. Dr. Işın Çelebi ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Sağlam katıldı.

“DOLAR/LİRA DÜŞTÜ AMA BUNUN MALİYETLERİ VAR”

Panelde konuşan Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, para piyasalarında yaşanan çalkantının, geçtiğimiz hafta Almanya ekonomisinin kötüye gittiğini gösteren verilerin açıklanmasıyla başladığına dikkat çekti. Merkez Bankası’nın haftalık repo ihalelerini ertelemesinin de çalkantıyı artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Alkin, “JP Morgan’a yönelik soruşturma kararı ve Londra’daki Swap piyasasına yönelik adımlar da son günlere damga vurdu. Bunun sonucunda dolar/lira düştü ama bunun maliyetleri var. Mevcut durumun sürdürülebilir bir niteliği yok. Olağanüstü önlemlerin kısa tutulması gerekiyor. Türkiye’nin asıl atması gereken adım, yapısal reformlardır. Eğitimin seviyesi yükselmedikçe, adalet artırılmadıkça ekonomide kalıcı iyileşme sağlamak güç olacaktır. İhracatın ithalata bağımlılığının da azaltılması özellikle de 120 milyar dolardan fazla ara malı ithalatının azaltılması gerekiyor” dedi.

“450-500 YILLIK DÜZENİ YIKILDI”

Prof. Dr. Ahmet Kasım Han ise başarılı ülkelerin olağanüstü dönemleri olağan önlemlerle atlatabilenler olduğuna dikkat çekti. ABD’nin Golan Tepeleri’yle ilgili kararına da değinen Prof. Dr. Han, bu adımın uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve bölgede 450-500 yıllık düzeni yıktığını vurguladı.

“BORÇLARIN REZERVLERE ORANI YÜZDE 120’YE ÇIKTI”

Doç. Dr. Işın Çelebi ise yaşanan çalkantı sonrasında makro ekonomik hedeflerin geçerliliğini yitirdiğini belirterek, “Nisan ayında bunlar yenilenecek. Merkez Bankası rezervlerindeki düşüş de endişe yaratıyor. Kısa vadeli borçların rezervlere oranı yüzde 120’ye çıktı” dedi.

1994 krizinin faizleri masa başında belirleme amacından, 2001 krizinin ise IMF’in kuru belirleme amacından çıktığını belirten Doç. Dr. Işın Çelebi, “Kuru ve faizi belirleme amacı güdüldüğünde piyasalar işlerliğini yitiriyor. Şu anda ekonomide sıkı para politikasına ve sıkı bir ekonomi yönetimine ihtiyaç var” diye konuştu.

“SEÇİMSİZ DÖNEM FIRSAT”

Öğr. Üyesi Murat Sağlam ise Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin, benzeri ülkelere göre çok düşük olduğunu belirterek, bunun da kaygı yarattığına dikkat çekti. Murat Sağman “Mevduat faizlerinin düşük tutulması da endişeye yol açıyor. Mevcut enflasyon ve Merkez Bankası faizleri göz önüne alındığında mevduat faizlerinin yüzde 25-26’larda olması gerekiyor ancak yüzde 18-19’larda bulunuyor. Liranın değerinin düşmesi engellendi ama buna karşılık faiz yükseldi, borsa düştü. Bu durumun ekonomi üzerinde uzun vadede olumsuz etkisi olabilir. 31 Mart Yerel Seçimi’nden sonra 4,5 yıl seçim yapılmayacak bir dönemin başlayacak, bu da yapısal reformlar için fırsat yaratacaktır” dedi.