Mısır, Yunanistan’ı kızdıran hamlesiyle Doğu Akdeniz ittifak dengesinin şartlarını yeniden şekillendirdi. Mısır'ın Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetleri için çıktığı ihalede Türkiye’nin 2019’da Birleşmiş Milletlere bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak belirlediği sınır, uzun süredir diplomatik ilişkilerini alt düzeyde ilerleten Mısır ve Türkiye için olumlu bir adım olarak görülmelidir. Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye yönelik yalnızlaştırılma politikasının ortaya koyulduğu ve bunun için uğraş veren ülkeler açısından Mısır’ın sınırımıza olan olumlu yaklaşımı dengelerin Türkiye lehine tekrar kurulması açısından önem arz ediyor. 

Darbe sonrası iktidara gelen Sisi ile geçen uzun süreli anlaşmazlıklar, Türkiye’nin bölgesel ilişkilerine zarar vermiş ve Sisi destekçilerinin Türkiye’ye karşı kozlarını arttıran nitelikte olmuştur. Bu düzensiz ilişkinin Doğu Akdeniz’e yansıması ise olası iş birliğinin önüne geçmiş ve diplomatik kazanç şansının önünde engel oluşturmuştur. Şimdi ise Mısır tarafından yakılan yeşil ışığın değerlendirilmesi ve ikili ilişkilerin Doğu Akdeniz’de çıkarlara yönelik kullanması gerekmektedir. Ancak yine de Fransa değerlerinin ön plana çıktığı Mısır yönetimi ile yapılan anlaşmaların ve çizilen yol haritasının detaylarını iyi hesaplamak gerekiyor. 

 

Sekiz yıldır süren çok ciddi bir gerilim var! 

Türkiye-Mısır ilişkileri; Mursi’nin darbe ile devrilmesinden sonra büyük sıkıntılar yaşadı. Diplomatik ilişkilerin az olduğu dönemde İstihbarat yetkilileriyle yapılan önemli görüşmelerin olduğu iddia edildi ancak çoğu zaman bu durum resmi olarak onaylanmadı. Yakın zamanda Doğu Akdeniz’deki kriz ile tekrar gündeme gelen ilişkiler,  Türkiye’nin Libya’ya yaklaşımı ışığında darbeci güç  Hafter’i destekleyen Mısır tarafından hoş karşılanmadı. Yine geçtiğimiz yıl gerçekleşen ve nedeni açıklanmayan Mısır polisinin Anadolu Ajansı (AA) Kahire ofisine düzenlediği baskın sonucu Mısır'ın Ankara'daki maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Bu şaibeli durum da   Mısır ile Türkiye ilişkileri açısından gerilimin devam ettiğinin göstergelerinden biri oldu.  

Kahire’nin Ankara ile olan ilişkilerinin düzelmesi için sunacağı şartlar, Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarının önüne geçmeyecek düzeyde kabul edilmelidir. İki devletin yaşadığı yönetim ve rejim kaynaklı anlaşmazlıkların kimseye kazandırmadığı bilinerek; Mısır ile rayına girecek ilişkilerin Türkiye açısından kazancı öncelikli olarak ABD yönetimine karşı elinin güçlenmesi, Doğu Akdeniz’deki meşru haklarını koruması ve terör tehditlerine karşı iş birliği kazanımıdır. Mısır’ın Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan yakınlaşmasının engellenmesi açısından da önemli bir adımdır. Diğer taraftan birçok konuda Arap Dörtlüsü'nün (Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır) koordinasyonu ile hareket eden Mısır , destek almadan kendi başına hareket etmeyecektir. 

Yunanistan’ın Mısır ile Doğu Akdeniz’de ani anlaşması! 

2020 Ağustos ayında gerçekleşen Yunanistan- Mısır anlaşması,
Türkiye’nin sert tepkisine neden olmuştu. Yunanistan , Ankara'nın Kasım ayında "Libya ile yaptığı ve Yunan adalarını görmezden gelen anlaşmasına karşı" bir misilleme olarak yaptığını belirtmişti. Anlaşmada  "iki ülke arasındaki deniz alanlarının kısmen belirlenmiş olduğundan ve ucunun açık olduğundan" söz edilmişti. Türkiye tarafından yok hükmünde olan anlaşma da geçen önemli detay ise;  Mısır ‘ın "Meis adasının -şimdilik- kapsam dışında bırakılması şartıyla" imzalamasıydı. Diplomatik ilişkilerin azaldığı ve Türkiye ile gergin dönem içinde olan Mısır, Meis nedeniyle Ankara ile Atina arasındaki anlaşmazlıklara taraf olmak istememişti. 

 Mısır’a deniz yetki anlaşmasını imzalama talimatı Pompeo’dan mı geldi? 

Mısır’ın Yunanistan ile herhangi bir anlaşma olasılığını aklımıza bile getirmezken krizi tetikleyen bu anlaşma; büyük oranda Mısır çıkarlarını zedeleyen bir anlaşma olarak doğmuştur. Yunan Dış İşleri bakanının itiraf niteliğindeki anlaşma açıklamasını hatırlayacak olursak ; Mısır ile anlaşmanın yapılmasının planlar dahilinde olmadığını ABD Dış İşleri Bakanı Pompeo’nun telefonu üzerine şekillenen bir anlaşma olduğunu dile getirmişti.  ABD’de ciddi bir Türkiye karşıtı yapılanmanın Doğu Akdeniz krizinde de belirginleştiğin ve bu durumun eski veya yeni yönetim fark etmeksizin ilerlediğini biliyoruz. Sadece bu açıdan bakıldığında bile Mısır ile ilişkilerin düzeltilmesi ve Doğu Akdeniz’de müttefiklik dengesinin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye aleyhine yönelik çalışan Biden’nın Mısır konusunda koz verilmemesi ve bölgesel politikada kalıcı değişimlerin Türkiye yararına olması Doğu Akdeniz’de atılacak sağlam adımların başında gelmektedir. 

Sonuç olarak ; Türkiye ve Mısır arasında yaşanan ve gereğinden fazla uzun süren bu gerilimli ilişkiler iki devlet dışında birçok ülkeye fayda sağlamaktadır.  Bölgesel ve dini yakınlığın , dış politikada kader birliğinin oluşmasına yön vermeli , iş birliği ve dayanışmanın içinde olmaları “kazan ,kazan “ durumunun kullanılmasına izin vermelidir. Mısır’ın beklentileri , Türkiye’nin bölge güvenliği konusunda teminatı ile sonuca ulaşabilecek görüşmeler,  uzun yıllarca süren gerilimli ilişkilerin acısına iş birliği ile taçlanmalıdır.