ANKARA

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye'nin, AB ile herhangi bir imtiyazlı ortaklık konusunu kabul etmeyeceğini belirterek, "'Kapağında imtiyazlı ortaklık' diye bir teklif görürsek, bu kapağı dahi açmayacağız ve reddedeceğiz. Hiç kimse Türkiye'ye AB ilişkilerinde ikinci sınıf bir statü teklif edemez." dedi.

Bakan Çelik, Habertürk'te katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 5 Ocak'ta Paris'te yaptığı görüşmenin ardından gündeme gelen Türkiye ile AB arasında imtiyazlı ortaklık tartışmalarına ilişkin Çelik, Türkiye'nin imtiyazlı ortaklık konusunda net olduğunun altını çizdi.

Çelik, "Türkiye herhangi bir imtiyazlı ortaklık konusunu kabul etmeyecek." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin sadece göçmen meselesinde iş birliği yapılacak bir mülteci kampı ya da terörle mücadelede konusunda iş birliği yapılacak bir askeri karargah olmadığını dile getiren Çelik, "Türkiye'ye bir ülke olarak bakacaksınız. Yakın zamanda bu (imtiyazlı ortaklık) Alman siyasetçiler tarafından dillendirildiğinde, oradaki siyasetçilere imtiyazlı ortaklık gibi bir modelin Türkiye'ye bakış açısı açısından ahlaksız bir teklif olduğunu ifade ettim." diye konuştu.

Bakan Çelik, Türkiye'nin imtiyazlı ortaklık teklifine karşı tutumu hakkında, "'Kapağında imtiyazlı ortaklık' diye bir teklif görürsek bu kapağı dahi açmayacağız ve reddedeceğiz. Hiç kimse Türkiye'ye AB ilişkilerinde ikinci sınıf bir statü teklif edemez." dedi.

"Hahn, Türkiye-AB ilişkilerini koparmak istiyor"

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın, "Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin gerçekçi şekle sokulması gerekir." yönündeki ifadeleri hakkında Çelik, Hahn'ın söz konusu ifadelerinin çok fazla ciddiye alınmaması gerektiğini belirtti.

Çelik, "(Hahn) AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Komiseri olmasına rağmen Türkiye-AB ilişkilerini kopartmak istiyor. Belki böyle bir özel misyonla hareket etmiş. Daha önce de söyledim. AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Komiseri midir yoksa Avusturya Dışişleri Bakan Yardımcısı mıdır? Bunu netleştirsin diye." şeklinde konuştu.

"AB mülteci krizini yönetemedi"

İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının ardından Avrupa entegrasyonunun ciddi sarsıntı geçirdiğine dikkati çeken Çelik, İngiltere'nin Birlik'ten ayrılmasının ardından AB'nin genetik değişikliğe uğrayacağını kaydetti.

Çelik, mülteci krizinin Avrupa'daki siyasi haritayı değiştirdiğini vurgulayarak, AB'nin bu krizi başarılı bir şekilde yönetemediğinin altını çizdi.

23. ve 24. fasıllar

Çelik, Türkiye ile AB arasında 23'üncü (yargı ve temel haklar) ve 24'üncü fasılların (adalet, özgürlük ve güvenlik) açılmasının önemine işaret ederek, "23. ve 24. fasıllar, fasılların kalbidir." dedi.

Türkiye'nin eleştirildiği konulardaki fasılların açılmasını talep ettiklerini ve bu konulardan kaçmadıklarını söyleyen Çelik, eleştirilerinin omurgasını oluşturan fasılları açmak ve beraberce üzerinde çalışmak istediklerini ifade etti.

"Almanya Avusturyalılaşıyor"

Almanya'daki koalisyon görüşmelerinde, "Türkiye ile yeni fasıl açılmayacak ve açılan fasıl kapanmayacak. Türkiye'ye vize serbestisi verilmeyecek ve Gümrük Birliği genişletilmeyecek." şeklindeki maddeye ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Çelik, şunları kaydetti:

"'Almanya'nın Avusturyalılaşması' diyebiliriz. Asıl bu mantığı savunan, Türkiye ile müzakereler kesilsin diyen Avusturya'dır. Normalde Almanya'nın Avusturya'nın önüne vizyon koyması gerekirken Almanya, Avusturya'nın vizyonsuzluğunun peşinden sürüklenmiş oluyor bu cümleyle birlikte."

"Türkiye karşıtlığı üzerinden kamuoylarını zehirlediler"

Avrupa'da bazı siyasetçilerin Türkiye karşıtlığı yapmadan gündeme gelemediğini belirten Çelik, "Türkiye karşıtlığı üzerinden kamuoylarını zehirlediler ve artık bu, kamuoyu önünde devletlerin ve siyasetçilerin meselesi olmaktan çıktı. Kamuoylarını zehirlediler, yanlış bilgilendirdiler. Şimdi de o kamuoylarının önündeki hareket sahaları Türkiye ile birlikte yürüme konusunda kendi kendilerini dağıttılar. Hem kendi kamuoylarına hem de Türkiye ile kurulacak ilişkiye zarar verdiler." ifadelerini kullandı.

Çelik, Türkiye, İslam ve Erdoğan düşmanlığıyla, bu düşmanlığın altına gizlenerek semitizm üzerinden açılan alanın, merkez sağ ve solun oyunu düşürerek, aşırı sağın oyunu yükselttiğini vurguladı.

Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin bu yılki seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, hükümetimizin ve AB Bakanlığının bana verdiği görev çerçevesinde kazan-kazan durumunu tahkim etmeye, Türkiye'nin tam üyeliğinin önünü açmak için yeni kapılar açmaya var gücümle gayret edeceğim. İrade budur. Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan aldığım talimat, hükümetimizin ortak politikası budur, değişmemiştir. Aynı şekilde, terörle mücadeledeki mesafeler alındıkça bu reform iradesinin daha da temel ürettiği görülecektir. Burada beklenen şey şudur, Avrupalı muhataplarımıza şunu söylüyorum: Dünyanın giderek istikrarsızlaştığı bu bölgede sizin yapmanız gereken en akıllıca hamle, Avrupa entegrasyonunu korumak için de Avrupa'nın çıkarlarını korumak ve dünyanın geri kalanına iyi bir model olmak için de Türkiye ile bu bütünleşmeyi sağlamaktır."