Şu CHP’ye hayret ediyorum. Kendi içlerinde verdikleri mücadeleyi, sarf ettikleri eforu, kurultay, imza tartışmalarını, iktidara karşı verseler inanı

Şu CHP’ye hayret ediyorum. Kendi içlerinde verdikleri mücadeleyi, sarf ettikleri eforu, kurultay, imza tartışmalarını, iktidara karşı verseler inanın çok şey değişir, oyları yüzde 35’leri aşar.
Uzun tarihe sahip Türk Devlet Yapısı, Yeni Sistem diye alt üst edildi, tüm yetkiler tek bir adamda toplandı. Toplanmaya devam ediyor... Hiçbir ülkede olmayan bir sistem, denetim, kontrol, denge mekanizması yok. TBMM ne işlev görecek. Güven oyu, gensoru, soru önergesi yok. ABD’de, Başkan öyle aklına her geleni yapamaz, müesses nizam denilen düzen var. Parlamentonun (Kongrenin) onayından geçmeden, büyükelçi bile atayamıyor. Kongrenin (Parlamentonun) denetimi, murakabesi, her an Başkanın üzerindedir. Bizde tek adam her şeye hakim, kararnamelerle ne isterse yapabilir. Bakın 3 Ağustos 2018’de Cumhurbaşkanı, Sarayda 3000 kişilik davetlinin huzurunda, 100 Günlük İcraat Programı açıkladı. 400 projeden bahsetti. Tüm basın/medya saatlerce naklen yayınladı.
Allah aşkına açıklananlar, Türkiye’nin gerçek sorunlarına çare oluyor mu? 2023 hedeflerine nasıl ulaşacaksın, yüzde 20’lere çıkan enflasyonu nasıl indireceksin, duran tasarruf, yatırım, üretim sürecini nasıl mobilize edeceksin, 6 milyon işsize nasıl iş bulup, ekmek vereceksin, giderek bozulan ekonomiyi nasıl rayına sokacaksın, Katar, Rusya dışında dostunun kalmadığı dış politikayı nasıl düzeltip, dostları arttıracaksın, eğitimi çağdaş bir duruma nasıl getireceksin, neden teknolojiye, çağdaşlığa, müsbet ilime yönelik gençlik yerine, dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz deyip, istemedikleri halde çocuklarımızı İmam Hatip Okullarına girmeye zorluyorsun. (Acaba bu duruma yeni Eğitim Bakanı ne diyor?...) Türk halkının refah düzeyini nasıl yükselteceksin (Hoş halkımız, zam yapıldıkça memnun oluyor. AKP’ye daha fazla oy ve destek veriyor...) Türkiye, dünyanın en gelişmiş ilk 10 ekonomisi arasına nasıl girecek, GSMH’sini bu hedefi tutturmak için nasıl 4 trilyon dolara çıkaracak. Sorunlar sarmalı ile kuşatılmış Türkiye’yi, esenliğe çıkaracak yollar nasıl bulunacak. Sanat, kültür, çevre bütün büyüklüğü ile sorun olarak duruyor. Şimdi bir diğer önemli konu var. Türkiye Planlı Kalkınma Sistemini seçmiş, mensubu olmaktan gurur ve onur duyduğum, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Anayasal bir örgüt olarak kurulmuştur. Bakanlıklar üstü kuruluşumuz, beş yıllık kalkınma planlarını, yıllık programları, icra planlarını başarı ile hazırlamış, tatbik ettirmiştir. Son yıllarda planlama fikri tahrip edilerek, Kalkınma Bakanlığı diye sıradan bir Bakanlık haline dönüştürülmüş, DPT yok edilmiştir. Daha fecisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, bir sürü kurum, başkanlık, kurul olduğu halde, Planlama ve Planlı Kalkınmadan eser yoktur. Türkiye Planlı Kalkınma değil, keyfi kalkınma sürecine sokulmak istenmektedir. Yani plansızlık yolu tercih edilmiştir.
Peki bu 100 günlük icraat programına karşı CHP’nin ekonomi kurmaylarının, uzmanlarının değerlendirme yapıp, eleştiriler yapması gerekmez mi? Nerede onlar, söyleyecekleri hiçbir husus mu yoktur? Tabii CHP’liler, kurultay, imza meseleleri ile meşguller. Acaba Genel Başkan değişirse, CHP’nin oyları yüzde 30’lara, Ecevit’in başardığı gibi yüzde 41’lere çıkabilecek mi?.. CHP seçimlerde büyük liste hataları yaptı. Tüm kamuoyunun tanıyıp, takdir ettiği Hikmet Çetin, Onur Öymen, Faruk Loğoğlu, Rıza Türmen, Murat Karayalçın, Algan Hacaloğlu, Enis Tütüncü, Umut Oran gibi değerli isimleri listeye almadı. Rahatsız olup, milletvekilliği görevlerini yapamayacak Sn. Baykal listede... 146 Milletvekili yeterli mi? Aslında CHP, Rize, Erzurum, Gümüşhane, Maraş, Kars (bir zamanlar CHP’nin kalesiydi) ve Güneydoğu vilayetleri haricinde hemen hemen her ilden Milletvekili çıkardı. Ancak Milletvekili çıkaramadığı illere dönük çalışmalar yapması gerekmez mi? Siyaset Ankara’da oturarak, ahkam keserek yapılmaz. Siyaset, doğru ve iyi yapılan icraatları eleştirmek, her halükarda noksanlar bulmak, sert muhalefet yapmaktır. Biz böyle çalıştık. Öte yandan yetersiz işleri de yeterli göstermektir. Bak yaklaşan yerel seçimler bile tehlikede, sadece Atatürk, Atatürk İlke ve İnkılapları, Laik Cumhuriyet söylemleri ile sonuç alamazsınız, vatandaş hizmet ister, taş üzerine taş koymanızı ister, projeler, yenilikler ister. Örnek Bodrum... Yaz nüfusu 2 milyona yaklaşan Bodrum’da hizmet ve belediyeciliğin kalmadığını gözlemledim, İzmir’de aynı... AKP tırmanıyor... Demokrasilerin olmazsa olmazı güçlü hizmet vadeden, iktidarın yerini almaya aday muhalefet partileridir..
Seçimlerde İYİ Parti, tam bir hayal kırıklığı yarattı. Dağ fare doğurdu. Bu durum, Türkiye’de ANAP, DYP tipi çağdaş, hizmet üreten, Türkiye’yi uçuracak, Merkez Sağ Parti’ye büyük gereksinim olduğunu kanıtlıyor. Ancak böyle bir parti modeliyle AKP iktidardan uzaklaştırılabilir. Şu anda böyle bir girişim görülmüyor, öyleyse mevcut koşullarda bugün için CHP’nin iç çekişmeleri bırakıp, bir an önce Türkiye’nin gerçek ve temel sorunlarının çözümüne yönelmesi gerekir. Yüzde 49’luk cephe, bunu bekliyor...