ABD yönetimi,  NATO üyesi olan Türkiye’ye Rus yapımı S-400 füzelerini teslim alması üzerine CAATSA yasası kapsamında bir dizi yaptırım uygulamaya hazırlanıyor. Yakın zamanda S400 krizi ile F-35 programından çıkarılan Türkiye’nin ABD ile olan ikili ilişkilerinin ne yöne doğru gideceği uzunca tartışılmıştı. Tartışmalar devam ederken , ABD'nin uygulamayı planladığı yaptırımları içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) Tasarısı, Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'daki oylamada 13'e karşı 84 oyla geçti. ABD Başkanı Trump, Türkiye'ye yönelik yaptırımları da içeren yasa tasarısını veto edeceğini duyursa da Senato tekrar toplanarak vetoyu üçte iki oy ile geçersiz kılabilir. Bu durum ise tasarının yasalaşma olasılığı ile birlikte Türkiye-ABD ilişkileri ve Yeni Başkan Biden ile diplomasi trafiğinin nasıl ilerleyeceği konusunda yeni bir tartışma alanı yaratıyor.

CAATSA Yasası,  Kuzey Kore, İran ve Rusya‘dan silah alımı yapan ülkelere yaptırım uygulamasını öngören, 2017 yılında Trump Döneminde çıkartılan bir yasadır. “Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası” adının kısaltması olan CAATSA yaptırımlarını Trump,  daha önce Türkiye'ye karşı uygulanmasını engellemişti. Türkiye'nin ABD'den Patriot hava savunma sistemleri alamadığı için Obama Yönetimini suçlamış,  Türkiye’yi yalnızlaştırdığını ve böylelikle Rusya’ya yönelmesine sebep olduğunu vurgulamıştı. Bu sebepten dolayı Türkiye’nin cezalandırılmaması gerektiğini kaydeden Trump, CAATSA'da kendisine tanınan muafiyet yetkisini kullanma yolunu seçmişti.

Tasarının Türkiye ile ilgili önemli maddelerine baktığımızda;  

- Türkiye’nin S-400’leri teslim almasının ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında Rusya ile önemli bir işlem olarak kabul edildi.

- NDAA’nın yasalaşmasından sonra 30 gün içinde Türkiye’de S-400 alımına müdahil olanlara CAATSA yaptırımlarının uygulanması talep edildi.

-Başkanın CAATSA kapsamında belirtilen 12 maddeden en az 5’ini uygulaması, yaptırımların "ithal edilen malları" kapsamaması istendi. Bu mallar da "doğal ya da insan eliyle yapılmış maddeler, imal edilmiş erzak ve bunlara ilişkin denetim ekipmanı" şeklinde sıralandı.

- CAATSA kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi, ABD ve uluslararası mali kuruluşlarından kredi verilmemesi, mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi, döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması gibi yaptırımlar yer alıyor.

Yaptırımlar NATO müttefikliğine aykırı! 

Tasarının içeriği ve yasalaşma durumu her ne kadar ABD iç hukukunda meşru olarak görülse de , NATO anlaşma maddelerine ve müttefiklik kurallarına aykırı olduğu tartışmasız ortadadır. Daha önce de söylediğim gibi son dönemlerde NATO gibi uluslararası örgütlerin amaçlarından ve hukuki sorumluluklarından farklı yaklaşımları , yaptırımlar konusunda da aynı olacaktır ve belirli maddeler gözden kaçacaktır.  Ama biz yine de bilelim…

NATO Anlaşması’nın birinci maddesine göre “Taraflar, karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM'nin amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler.” 

Metnin aksine uygulanacak yaptırımlar uluslararası anlaşmazlığı çözüme uzak bir yapıya sokmakla beraber ekonomi alanında yapılan tehditlerden biridir.

İkinci maddede yer alan  “Tarafların,  uluslararası ekonomi politikalarında çatışmayı ortadan kaldırmaya yönelecekler ve taraflardan herhangi biri ya da hepsi ile ekonomik işbirliğini teşvik edeceklerdir.”  

Ancak yine ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi, ABD ve uluslararası mali kuruluşlarından kredi verilmemesi, mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi gibi metne aykırı olarak uygulanacak yaptırımlar ile ters düşmektedir.

 

ABD'nin yaptırımı Türk-ABD ilişkilere nasıl yansır? 

ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması ilk değil. 1973 yılında Türkiye’nin haşhaş ekim yasağının kaldırılması üzerine ABD Kongresi, Türkiye'ye her türlü askeri, ekonomik ve diğer yardımların yanı sıra mühimmat, savunma hizmetleri ve silah teslimatına dair ruhsatları askıya almıştı. Her ne kadar yaptırımın nedeni haşhaş ekimi olarak gözükse de yaptırımların tam olarak Kıbrıs Barış Harekatı’nın (1974) hemen ardından uygulanmaya başlanmış olması sebebiyle o dönemin şüpheyle tartışılan konusu haline gelmişti.

Şu an gündemde olan yaptırımların daha önce yaşanan yaptırıma kıyasla bizi ne kadar etkileyip etkilemeyeceği konusunda kararsızım. Zira yaptırımların amacı ekonomi darbesi yaşatmakta birlikte ülke kalkınması açısından tahribat yaratmaktır. Küresel pandemi zamanında birçok ülkede olduğu gibi ekonomi açısından sıkıntıda olan ülkemizin finansal durumu , bu yaptırımı karşılama potansiyelini umarım sağlam tutabilir.

Yaptırımların uygulanması halinde Türkiye,  NATO müttefiki olarak cezalandırılmış bir ülke pozisyonuna getirilecektir. Ayrıca diplomasi ve hukuk mantığına aykırı bir şekilde ,  Amerika’nın Hasımları listesindeki yeni yerini ve sıfatını almış olacaktır. Trump her ne kadar tasarıyı veto edeceğini söylese de bunun Türkiye ile ilgili önemli maddelerden daha çok , Çin’in stratejik gücüne karşı kaygısından dolayı göstermiş olduğu tepkidir. Bu sebeple Trump’ın Türkiye’yi düşünerek veto edeceğini söylemek yanlış olacaktır. Veto engelinin aşılması durumunda Türkiye ile olası ilişkileri çokça konuşulan Biden’a ‘yaptırımlı ilişkilerin’ sunulma olasılığını yüksek görüyorum. Yaptırım kararı Trump’a bırakılmasa bile yaptırımların uygulanma süresinin ve kararının Biden’a denk gelme veya getirilme durumu da yaşanabilir. Böyle bir durumda Biden’ın Türkiye’ye karşı yaptırım kararını onaylamama gibi bir hamle yapmasının da ne yazık ki düşük bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz.

Mutlu ve sağlıklı günler dilerim…