Duru sınavı iyi geçtiği için mutluydu. Baran ise hediyeyi ne zaman vereceğini düşünüyordu. Sandık dikkat çekeceği için kafede vermek istememişti,

Duru sınavı iyi geçtiği için mutluydu. Baran ise hediyeyi ne zaman vereceğini düşünüyordu. Sandık dikkat çekeceği için kafede vermek istememişti, çünkü içinden çıkan soğanı gören bazı 'küçük beyin'ler işin tadını kaçırabilirdi. Ara ara Whatsapp'ındaki grup konuşmasını takip eden Duru (sınav sonrası hararetli konuşmaların geçtiği bir gruptu bu) birden suratını buruşturdu. Ne oldu der gibi merakla bakan Baran'a dönüp,
“Her şeyim, kızlar seninle tanışmayı çok istiyordu biliyorsun. Beraber olduğumuzu söyledim, buraya yakınlarmış onlar da...” dedi Duru çekine çekine. Baran gülümsedi. "Açıklamana gerek yok. Gelsinler.”
Sanki kapıda bekliyorlarmış gibi dakikalar içinde masada bitiverdiler. Onlar gelince Baran, sandığın bulunduğu poşeti oturduğu sandalyenin altına itti. Tek tek tanıştılar. Aralarından biri çok konuşuyordu, oturduğu andan itibaren gerek kendiyle ilgili gerek okulda olanlarla ilgili aklına ne gelirse nefes almadan anlatıyordu. Baran bu kız yüzünden ilk dakikalardan daha sıkılmıştı ama saygısından belli etmiyordu. Gerçi diğer kızlar Baran'ın karşısında, gözlerini alamamak ile (Duru'ya ayıp olmasın diye) başka yere bakmak arasında o kadar git gel yapmışlardı ki, sonunda dikkatleri tümüyle dağılmış bu sebepten susup kalmışlardı. Çok konuşan kızın muhabbeti çekilmez olsa da bu sessizliği iyi perdeliyordu. Bir süre sonra kızlardan birinin sevgilisi de geldi. Sanki sevgilisi sırf o masada oturuyor diye onun da oturma hakkı varmış gibi, Baran'a sadece bir merhaba diyerek bir sandalye çekti. Baran'ın en sevmediği ortamlardan biri buydu, bulunduğu yerde tanımadığı biri ve o tanımadığı birinin de tanımadığı sevgilisi olması… Oturmakla kalmayıp, partnerini kolları altına alarak ve kulaktan kulağa konuşarak tamamen soyutlamıştı gruptan. Zayıf esmer bir çocuktu. Duru olmasa böyle üslup bilmeyen adamlara nasıl davranacağını çok iyi bilirdi Baran ama yine de saygılı tavrını korumaya devam etti. Yeni gelen çelimsiz arkadaş, Baran'ın kendinden misliyle daha yakışıklı olduğunu çoktan fark etmişti. Ezikliğinden dolayı hata üstüne hata ederek, gergin hallere girip kıskandığını sıkça belli ediyordu. Masaya aniden gelmiş, çökmüş, masadaki insanların sohbetine kulak vermeyip sevgilisini de muhabbetten koparmış, ve bu saygısızlıklarına sabreden adama karşı da kıskançlık besleyerek gergin tavırlar sergilemeye başlamıştı... Yani beş dakika içinde kaç tane hatalı davranış yapılabiliyorsa hepsini yapmış sayılırdı. Baran hala susuyordu, ve Duru'nun keyfini kaçırmamak için tebessümünü eksik etmiyordu.
Kıskanç sevgilisi tarafından köşeye çekilmiş olan zavallı kız, arkadaşlarının sohbetine katılmak isteyerek.
“Ya benim de sunum duruyor hala, ne yapacağım bilmiyorum!” diye girdi lafa. Kimseden ses çıkmayınca, arkadaşının sözü havada kalmasın diye, “Zor bir konu ama,” dedi Duru, bir diğeri destek verdi “Evet yaa, neydi yeni sosyal medya mecraları ne olacak mı öyle bir şeydi değil mi?”
“Yok tam olarak öyle değil,” sevgilisinin biçimsiz kollarının altından sıyrılarak doğruldu “On yıl sonra sosyal medya anlamında, trend paylaşımlar neler olacak, ya da yeni bir mecramı türeyecek, ya da ne bileyim Facebook ya da İnstagram bağlantılı farklı konseptte bir paylaşım platformu mu olacak?” kollarını iki yana açarak “ne olacak işte off bilmiyorum ki!” dedi. Duru düşünceli bir sesle “Senin ütopik bir tahminde bulunman gerekiyor ve daha zoru bu tahmin üzerine sunum hazırlayacak olman…” Diğer yandan dudaklarını büküp “İşin zor!” dedi Aslı. (Aslı Duru'nun en yakın arkadaşıydı.) “Bence,” dedi Baran bacağını çelerek “şöyle düşünebiliriz, mesela şimdi herkesin elinde kameralı telefonlar var. Her sınıftan insanın elinde. Biz çocukken bunlar yoktu ama. Hele biz bebekken hiçbiri yoktu. Kamera lüks bir şeydi. Belli kesimden insanlarda olurdu. Parası olan bile almayabiliyordu öyle bir alışkanlık yoktu çünkü o zamanlar. Her neyse... Yani şu an bizim neslimizin genelinin bebeklik videoları yok, nadiren bebeklik resimlerimiz var o da evdeki albümlerde saklanabildiyse. Ama şimdi yeni çocuğu olmuş çiftlere bakıyorum, bebeklerinin her anını gerek video gerek fotoğraf ile kaydediyorlar. Yani bu yıllarda iki üç yaşlarında olan nesil on yıl sonra yavaştan sosyal medyada kendi başına aktif olmaya başladığında, anlık paylaşımlarının yanı sıra bebeklik videolarından da paylaşıyor olacak. Bol miktarda hem de. Bu yeni bir trend olacak bence. O videoların düzenlenmesi için ayrıca uygulamalar çıkacak, özel filtre ve müziklere sahip vs. O videolar paylaşırken konulan yeni bir hashtag popüler hashtaglar arasına gireceği için, alakasız resimlerde bile kullanılacak daha fazla kişi görsün diye. Belki profillerdeki bebeklik resim veya videolarını otomatik eşleştirip -Siz birbiriniz için doğmuşsunuz- türünden bildirimler gönderen, meseleyi manitacılığa dökmüş yeni uygulamalar çıkacak. İnstagram ya da Facebook bağlantılı demiştin ya, bak bu onlara bağlı çalışan bir uygulama olabilir örneğin...”

Haftaya devam edecek...