DOHA

El Cezire Arapça Televizyonu'nun kıdemli gazetecilerinden Ahmed Mansur, Almanya'da yaklaşık iki gün tutuklanıp sonra serbest bırakılmasında yaşadığı süreci, "Bu basın özgürlüğünün baskı ve tiranlık üzerine kazandığı bir zaferdir. Bu belki de dünya tarihinde, en doğudan en batıya kadar özgür basının baskıcı bir rejim karşısında ilk buluşmasıdır" ifadeleriyle değerlendirdi.

Mansur, 20 Haziran'da Katar'a gitmek üzere geldiği Berlin-Tegel Havalimanı'nda tutuklanmasının ve 22 Haziran'da serbest bırakılmasının ardından gece saatlerinde Katar Havayollarına ait tarifeli uçakla başkent Doha'ya ulaştı. Mansur'u havalimanında, oğlu Muhammed Mansur, El Cezire Yayın Grubu Genel Müdürü Mustafa Sevvag, ailesi, yakınları, El Cezire yetkilileri ve çok sayıda meslektaşı karşıladı.

"Erdoğan, tutuklanmama karşı çıkan dünyadaki tek liderdi"

Mansur, kendisine destek olan hükümetler ve liderler hakkında şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman hükümetini eleştiren ve tutuklanmama karşı çıkan dünyadaki tek liderdi. Serbest bırakılmamın ardından danışmanı aradı ve Cumhurbaşkanı'nın beni kutladığını iletti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da tutuklanmamın ardından avukat heyetini ve serbest bırakılmamın ardından beni aradı. Bosna Hersek eski Cumhurbaşkanı Haris Silajdzic'in yardımcısından telefonumu teslim etmeden önce pazar günü mesaj geldi. Dr. Haris’in Almanya’daki en üst düzey yetkililere ulaştığını söyledi. Tunus eski Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Marzuki ve daha birçok kimsenin henüz okuyamadığım yüzlerce mesajı var, bana destek olan herkese teşekkür ediyorum."

Alman başsavcılığı ve hükümetine dava açacak

Alman hükümeti kararıyla değil, hükümetin toplanmasının ardından başsavcılık kararıyla serbest bırakıldığını hatırlatan Mansur, avukatlardan oluşan bir heyetin "başsavcılıktan tüm dava dosyasını alması halinde, başsavcılığı ve Alman hükümetini dava edeceğini" aktardı.

Mansur, dün Berlin'de düzenlediği basın toplantısında kullandığı, "Sisi yönetimi, diktatörlük rejimini Arap devletlerinden ziyade Almanya’ya ihraç etmeyi başardı" sözlerini tekrarladı.

Mansur, tutuklanmasında Alman başsavcılığına yapılan "diplomatik ve siyasi baskının" etkili olduğunu vurguladı.

"İngiliz hükümetinin tavrı çiğdi, kendisini kınıyorum"

İngiliz hükümetinin tavrını da eleştiren Mansur, şunları söyledi:

"İngiliz Büyükelçiliğinden gönderilen temsilci, benimle, davamla, tutuklanmamla ilgili tek bir şey bilmiyordu. Beni Berlin’de tutuklu mali yardım isteyen İngiliz vatandaşı zannediyor. Ben kendisini reddettim ve 'Seni veya hükümetini istemiyorum' dedim. İngiliz hükümetinin tavrı çiğdi, kendisini kınıyorum."

"El Cezire editöryal politikasından vazgeçmeyecek"

Öte yandan El Cezire Yayın Grubu Genel Müdürü Mustafa Sevvag, ise El Cezire'nin "Bu çeşit ahlak, meslek ve insanlık dışı uygulamalar, baskılar karşısında, profesyonel editöryal politikasından" vazgeçmeyeceğini söyledi.

Sevvag, açıktan zikretmese de Alman hükümetine mesajında, "Demokratik ve basın özgürlüğü değerlerini savunduğunu iddia edenler, tiran yönetiminin baskısına alet oldu. Bizim dün ve bugün halen daha dünyada basın özgürlüğünü yaygınlaştırmasını beklediğimiz ülkeler, kendi ülkesindeki baskıları dışarıya ihraç etmek isteyen bir rejimin aracı olmamalı. Bu kendini demokratik sayan diğer ülkelere ders olmalı" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim