Bu hafta gazetenin bana ayrılan bölümünde sizlere çok önemli bir konuyu izah etmeye çalışacağım. Sizlerin de bildiği gibi vasi olmanın önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Vasi tayinine itiraz edilmesi usulü konusunda bilgi vermeye çalışacağım.

Vesayet makamı vasinin kusur veya kastı olmasa dahi vesayet altındakinin menfaatlerini tehlikeye düşürdüğünü gördüğü takdirde vasiyi görevden alma yetkisine sahiptir. Vasinin ailevi, fiziki, sosyal ve siyasal sebepler/yetersizlikler nedeniyle görevden alınması mümkündür.

Türk Medeni Kanun’unda vasinin görevinden azil sebepleri detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Şöyle ki;

Türk Medeni Kanunu madde 483-Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 483. Maddesinde de görüldüğü üzere görevinden azil sebepleri detaylıca düzenlenmiştir.

Vasi,

a) Görevini ağır surette savsaklar,

b) Yetkilerini kötüye kullanır veya

c) Güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da

d) Borç ödemede acze düşerse,

Vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görevden alınmaktadır. Vesayet makamı ancak araştırma yaptıktan ve kendisini dinledikten sonra vasiyi görevden alabilir. Vasi, vesayet altındaki kişinin menfaatlerini korumadaki yetersizliği nedeni ile risk yarattığının görülmesi halinde de gerekli görülmesi halinde vasilik görevinden alınabilir. Yukarıda sayılan durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi vasiyi görevinden alma yetkisine sahiptir.

Türk Medeni Kanun’unda vasinin görevden alınma usulü detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Şöyle ki;

Türk Medeni Kanunu madde 484-Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re ‘sen görevden almakla yükümlüdür.

Vasinin azledilmesi konusunda görevli mahkeme vesayet makamı olan vasiyi tayin eden mahkemedir. Yetkili mahkeme ise vasi tayin edilen kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin mahkemeden izin almadan değiştirilmesi halinde yetkili mahkeme halen eski yerleşim yerindeki mahkeme olmaktadır. Ancak yetkili vesayet makamı yerleşim yeri değişikliğine sonradan onay verirse yani fiili durumu onaylarsa onay tarihinde yetkisi sona ereceğinden, vasinin görevden alınma isteklerine bakacak olan yetkili mahkeme sonradan yetkili hale gelen fiili yerleşim yeri vesayet makamı olmaktadır. Vasinin görevden alınma talebi mahkemece yapılacak duruşma neticesinde karara bağlanmaktadır. Türk Medeni Kanun’unun 485. maddesine göre vesayet makamı ancak vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir. Mahkeme delilleri toplamalı ve vasiyi dinlemelidir. Mahkeme ileri sürülen sebeplerle bağlı değildir. İnceleme sırasında vasinin görevden alınmasına sebebiyet verecek kendisine bildirilmemiş başkaca bir sorunun varlığını gördüğü takdirde, vasinin görevden alınmasına karar verme yetkisine sahiptir.

Vasi tayinine itiraz yazılı veya sözlü olarak vesayet makamına yapılabilir, sözlü yapılan itirazların vesayet makamı tarafından zapta geçirilmesi Türk Medeni Kanun’u gereği ise de itirazları yazılı olarak yapmak ve belgelendirmek usul ekonomisi ve uygulama kolaylığı bakımından kabul edilmektedir. İtiraz eden itirazının dayanağı olan belgeleri, itirazının yasal delillerini itiraz dilekçesine eklemelidir. Örneğin birden fazla küçüğün velayeti olduğu iddiasında ise nüfus kayıt örneği, sağlık nedeni ile vasilik yapamayacağı iddiasında ise sağlık raporu, kısıtlılık ya da mahkemece verilmiş bir karara istinaden yapamıyorsa mahkeme kararı gibi iddiasının dayanağı olan belgeyi de itiraz sırasında mahkemeye sunması gerekmektedir. İlgili biri tarafından vasi tayinine itiraz edilmekte ise aynı şekilde itirazının dayanağı olan belge itiraz dilekçesine eklenmelidir. Ancak bazı durumlarda iddia sadece tanık beyanı ile ispatlanabilecektir. Bu takdirde kimler tanık olarak dinletilmek isteniyorsa bu kişilerin ad ve soyadları ile adreslerinin belirtilmesi, herhangi bir kurumda veya kuruluşta var olduğuna inanılan bir belge ya da bilgi varsa o kurum veya kuruluşun adı ve adresi bildirilmelidir.