“Sokaklar geçiyorum, sızım hüznüm gölgem benim. Caddeler aşıyorum, gözyaşlarım en sessizliğin. Asılsız çarelerle yürüyorum, işte böyle. Zam

“Sokaklar geçiyorum, sızım hüznüm gölgem benim. Caddeler aşıyorum, gözyaşlarım en sessizliğin. Asılsız çarelerle yürüyorum, işte böyle. Zamanı geriye çeviririm diye.”

Doğan Canku’nun “Sonsuza Dek” adlı parçasından dinlediğimiz sözler...

Sahi siz de bazen kendinizi dinler misiniz? Siz de kendi sokaklarında yürümeye cesaret eden cesur yüreklerden misiniz?
Mesela dönüp dolaşıp her yolun sonunda oraya varılan bir vicdan sokağı vardır. Bazen başta bazen sonda uğranılır...

Yola çıkmadan önce bir oraya uğrar mısınız? Ya da herşey tamam hadi rastgele deyip yola mı çıkarsınız? Köprüden önce son çıkışı olmaz bazen bazı yolların, asılsız çarelerle yürüyüp durursun kendine... Zamanı geri çeviririm diye!

Hz. Ali’nin bir sözü vardır, “Bir atılan ok, bir de kaçan fırsat geri gelmez” der.

Hayat seni önce dikenleriyle sınar, ödülün olan gülü vermek için belki de? Peki sen tutabilecek misin? Vicdan sokağına uğramayalar ne ödülünü ne cezasını tanır. Ama bir gün mutlaka bu sokağa uğramak zorunda bırakılır... Hiç tercih etmediyse o güne kadar yürümeyi burası çıkmaz sokağı olur...

Yılların birikmiş yükleri bir kere temizlenmeye yüz tuttu mu bu sokak en uğrak yerleri, onlar gönülsüz ziyaretçileri olur.

Kalbini başkent yapanlar bu sokakta korkusuzca dolanırlar. Her dönemecini isimleri gibi bilip oradaki yılanlardan, ejderhalardan korkmazlar. Çünkü daha önceden onlarla tanışmış, bir de selamlaşmıştırlar.

Onlar içlerindeki bu canavarları hayatın tanıştırmasına gerek duymadan çok önce ehlileştirmiş vicdan sokağının gönüllü ziyaretçileridir.

Yaşamın bu trajikomik akışında yönünü vicdanına veren yiğitlerdir...

Bilirler ki kurtuluşları yine bu sestedir...

Bilgisizliği, bilinçsizliği yüzünden bu sesten kaçanların yine yakalandıkları yer bu sese mağlubiyetle işitmedir...

Vicdan bilinci olmayan aydınlıkta bile olsa karanlık görür...

Göremeyen ışığa ve akışa ters yönden akar...

En büyük ceza bu olsa gerek...