Sevgili okurlarım! Britanya Krallığının MI6 ile (İngiliz istihbarat Birimi) İslam Dünyası içine Truva atı gibi sokup kullandığı, bilhassa Türk-İ

Sevgili okurlarım! Britanya Krallığının MI6 ile (İngiliz istihbarat Birimi) İslam Dünyası içine Truva atı gibi sokup kullandığı, bilhassa Türk-İslam dünyasında aşırı etkili olan bazı proje tarikatların ve türevlerinin gerçek amaçlarının, gayelerinin aslında İslam olmadığını görmekteyiz. Kadim bir Milletin ve ulu bir Ümmetin asimilasyona uğratılma ve istikrarsızlaştırılma gayesinde oldukları- nın ve İslam dininin içinin boşaltılarak, daha ötesine gideyim, sapıklaştırarak, gençlerimizin ve çocukları- mızın geleceğini ve koskoca bir milletin kendi özünden kopratıldığının görülmesi gerekmektedir. Neden mi bunları yazıyorum? Anlatayım.

Yazılarımı takip edenler bilirler. Bu “Yeni Dünya Düzeni” kurucuları ve savunucuları dünyada birçok devleti hedef aldığı gibi asıl hedeflerinin inanç sistemlerinin içinin boşaltılması ve Tek düzen bir inanç siste- minin bunun yerine monte edilmesi olduğunu defalarca yazmıştım.

Şimdi gelelim asıl meseleye; Ortadoğu’da bazı taşların yerine oturması için, gerekli olan oluşumların ve bazı devletlerin güç kazanması adına bir çok hamle yapılmak istenildiği açık olarak bellidir.

Hedef Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Güneydoğu topraklarıdır. Artık az çok hepiniz veya hepimiz hedefin neden güneydoğu toprakları oldugunu biliyoruz. Neden bir Kürt Federasyonu kurulmak istendiğini, neyin amaçlandığını Milletçe öğrenmeye başladık. Peki Türkiye’nin Güney Doğusunu da işgal ederek kurulmak istenen Federasyonun, Britanya Krallığı ve Tarikatlar ile bağlantısı nedir? Hemen ora- ya geleyim. Farkına vardıklarımızın ışığında sizlere birşeyler anlatmaya, perde arkasında oynanan gölge oyunlarına ışık tutmaya çalışacağım.

Küresel Gücün kurmak için son hızıyla hareket ettirdiği “Kürt Federasyonu Projesi”; Askeri yönünden, Ekonomi yönünden ve dahi toprak yönünden çözülse bile dini yönünden altın vuruş bir hamle değil ise hedefine ulaşamayacaktır. Dini yönden şu an da gerçekleşen ve hızla devam ettirilen bu altın vuruş içimize entegre edilen bazı tarikatların görünüşte “İslam Şeyhleri” ama aslında İngiliz şeyhleri olan Tarikat Liderleri tarafından gerçekleştiriliyor. Ve bununla da sınırlı kalmayıp kendilerini medya da o kadar millete sempatik lanse ediyorlar ki hem islam dinini modernize edilmiş göstermek, hem de her türlü sapkınlığa yol açacak şekilde insanlara subliminal mesajlar yolluyorlar. Beyinlerimize öyle algı operasyonları düzenliyorlar ki biz onları seyrederken kendi dinimizin ve özümüzün sanki keşfedilmemiş tarafları varmışta, biz yüzyıllar- dır uyuyormuşuz da hiiiçç farkedememişiz gibi. İşte bu doğrultuda bu amaçları ümmeti kendi inancından saptırmaya çalışan Bu tarikat ve gizli örgütler işlevlerini her yönden sürdürüyorlar. Birde kendi içlerinde bölünmelere gidip daha tehlikeli oluşumlara da çanak tutuyorlar. Bu sapkın tarikatlar, Sahte Mesih ve Mehdi meselesinin tam orta yerinden sahneye giriyorlar. Birbirlerine atfedip, birbirlerini meth edip İslam adına bir çok sapık düşünceleri normalmiş gibi lansse ettiriyorlar.” Mezopotamya” ve Kudüs topraklarını ele alıp oradan algı operasyonları yapıyorlar. Neyse konumuzun dışına çıkmadan asıl meseleye geleyim.

Kuzey Irak Kürdistan Devletinin Başkanı olan Barzani ailesi Bütün Kürt Federasyonunun yani Büyük Kürdistan’ın Liderliğini yapması için hazırlanan bir ailedir. Yukarıda da belirtmiştim Din yönünden çözüm gerçekleşmez ise Küresel Gücün kurduğu bu plan hayata geçemeyecektir. Bilhassa ülkemizin Doğusun-da ve Güney Doğusunda yaşayan vatandaşlarımıza öyle algı operasyonları yapıyorlar ki artık bu olay Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nin Ulusal Güvenliğini tehdit eden en büyük Dini Mesele haline gelmiştir.

Şuan da bu Tarikatların Liderleri Kuzey Irak Kürt Federasyonu Lideri Barzani ailesini bizim ülkemizin Güneydoğusunda ve Doğusunda ki en büyük aşiretleri ve Kürt işadamlarını, dini kullanarak bir araya getirmiş, aynı masaya oturtmuş, Barza- ni ailesinin önderliğindeki Kürt Federasyonu için Biat ettirmeye çalışmaktadır.

Başlıkta belirttiğim gibi bu Tarikatlar Britanya Krallığının Dış İstihbarat birimi olan yani İngiliz İstihba- ratı olan MI6’ nın güdümünde bölgedeki Müslüman halkın içine yerleştirilerek hareket ettirilmektedir. Bu Tarikatların gerçek yüzünü görmek için gözümüzü Güneydoğu’ya ve de Mezopotamya’ya çevirmek biraz da araştırma yapmak ve okumak yeterli, ümmet olarak, millet olarak uyanık olmalıyız. Elin istihbarat birimleri içimize sızıyor. Bizi Dini inançlarımız ile sınıyor, yetmiyor kendi dinimiz ile bizi birbirimize düşman ediyor. Bugün dünya da baktığımız zaman tek bir din düşman ilan edilmiş gibi görünüyor. Tüm Dünya İslama karşı bir karşı atağa geçmiş gibi hareket ediyor. Bu bir anlamda doğru aynen de İslam ‘a karşı bir nefret empozesi yaratılmaya çalışılıyor. Ama elbette hedefler çok başlıklı ve çok amaçlı. Bunu biraz daha açmak gerekirse 1871 de Albert Pike (Yeni Dünya Düzeni) yaratıcılarından Guiseppe Manzini’ye (Mason Teşkilatları 33. Derece üyelerinden) yazdığı mektup da 1. Dünya savaşları ve 2. Dünya davaşlarının adeta kendileri tarafından çıkarıldığını ve dizayn edildiğini anlıyoruz. Şimdi 3. Dünya Savaşı (The Third World War) için Siyonistler ve İslam Alemi arasında farklılıklar körüklenmeli tetiklenmeli diyor. O halde her türlü planları da devre de demektir. MI6 bu konuda derin çalışıyor. Tarikatlar ile sapık bir millet ve sapkın bir gençlik hedefleniyor.

Bugün açık ve net olarak görüyoruz ki, artık her olasılığı deniyorlar. Tv Medya gazete sivil kuruluşlar ve dernek adı altında gençlerimizi kandırıyorlar. Gençlerimizi her yönden sapkın hale getirmek istiyorlar. Dini inanç değerlerimiz ile alay edercesine Tv’ler de her türlü sapkınlığı normalmiş gibi gösteriyorlar. Bize dayattıkları açıkça şu; (“Günah olan olan hiçbirşey yoktur aslında!” Herşey serbest deneyin ve görün”) mesajını bize pompalıyorlar. Bu kadar açık ve net yazdım. Artık bize dü- şen, çok uyanık olmalıyız! Değerlerimize örf adet geleneklerimize dini inancımıza sahip çıkmalıyız.!
Dikkat! İçimizde Ajan Tarikat War!