Ben kimim ki seni yargılıyorum. Hakkında ne biliyorum ki yorum yapıyorum, irdeliyorum. Senin neler yaşadığını, ne zorluklarla baş ettiğini bilmeden seni tanıdığımı düşünüyorum. Sadece gözlemle, üstün körü bir fikir yürütmeyle karar veriyorum. Geçmişini bilmeden, aldığın eğitimi, büyüdüğün aileyi, yetiştiğin çevreyi bilmeden.. Kimbilir neler yaşadın ve neden böyle oldun!

Diyeceksin ki "Bir sor bakalım neden böyle oldum".

Soruyorum; Neden böyle kaypaksın, neden böyle bencilsin. Neden yalancısın, hasetsin. Neden bu kadar kincisin. Neden sapıksın, neden çalarsın, neden saçma sapan bir insansın... Elbette vardır bir sebebi, hatta bir çok sebebi. Yalnız beni ilgilendiren kısmı sebepleri değil ortaya koyduğun vaziyettir. Budur beni yargı noktasına getiren. İşte bu sebepten yargılıyorum, YARGILI YORUM yapıyorum.

Her insanın fıtratı farklıdır. Kimi çok duygusal, kimi isyankar, kimi zalim, kimi haindir. Kimi güçlüdür, kimi zayıf. Bu sebepledir ki hayatın getirdikleri ve yaşattıkları herkese göre değişir. Derenin kumlu toprakta akarken yarattığı erozyon elbette ki kıllı topraktan farklıdır. Zalimi zalim yapan da bu farktır. İsyankarı isyan ettiren... Sağlamsa mayan suyun akışı bozamaz seni, yol verirsin gider. Ama kumlu toprak gibiysen kolay çözünürlük, su içine işler seni dağıtır. Kapılır gidersin suyun akışına, bir bakmışsın nerelerdesin, suyun götürdüğü yerdesin.

Kimbilir "Don yağı, bulgur pilavı" diye nitelediğimiz insan neden soğuktur bu kadar. Veya duygusuz dediğimiz biri bir anda nasıl hüngür hüngür ağlar karşımızda... Herkesin bir gardı vardır Hayata karşı. Kimimiz aşırı tepki koyarız ortaya, kimimiz sessiz sedasız yol veririz. Ama içimizde bir yerlerde o gardımızı düşürecek bir nokta saklıdır hep. Gardımız zaten zayıf diye gördüğümüz o noktayı saklamak gayretindendir. Canımızı yakmasınlar, içimizi acıtmasınlar diye. Bunu biliyorum elbet ve anlıyorum. Benim yargıladığım şey gardının evrilmesi ve çevrene zarar verici boyuta dönüşmesi, insanlara eziyet ederek dik durma hali. Bunu bir savunma mekanizması haline getirmişsin. Karşı olduğum nokta bu.

Elbette yaşadığımız şeyler bir birikim yapar hayatımızda ve bu biriken şeyler karakterimizi şekillendirir zamanla. Hayata karşı gardımızı hazırlar. Ama bu bizim karaktersiz olmamıza sebep vermemelidir. Hayatın bize getirdiği olumsuzlukların sorumluluğunu masum insanların üzerine yıkamayız. Onlara kafamıza göre ceza kesemeyiz. Toplum içinde bireyselmişiz gibi gezemeyiz. Kimse senin geçmişinden mesul değil ve senin geçmişinden bi haber insanlar senin karaktersizliğine mecbur değil.

Kinini, hıncını yen. İyilikle iyileştir yaralarını. Ahlaklı ol. Kendi içindeki ezginliği böylesine dışa vurup, insanların canını yakmaya, acıtmaya, kanatmaya çalışma. 

Edepli ol. Edepli ol ki yagılamayalım, yargılı yorum yapmayalım.

Yalancı mıyım?