"GÜNEŞİM" adlı kitabın sahibi, şiirleri bestelenen kıymetli insan ŞERİFE TEKİN ile bir araya geldik. Şiirlerinden, kitaplarından, bestelenen sözlerinden ve aşktan konuştuğumuz başarılı şair bugün sizlerle...

Röportaj: Yağmur Tanyıldız

Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanıyalım mı biraz? Kimdir Şerife?

Ben Şerife Tekin. Antalya'da yaşıyorum. 6 kardeşin üçüncüsüyüm. 5 kız kardeşim, 1 tane de erkek kardeşim vardı. Erkek kardeşimi 35 yaşındayken trafik kazasında kaybettik. Önce babamı kaybetmiştim, 5 yıl sonra da abimi kaybettim. Bu bana çok ağır gelmişti. Diyeceksiniz ki, "siz şiirler yazıyorsunuz, peki hangi okulu bitirdiniz?" Ben lise mezunuyum, üniversite okumadım. Eğitimim yok ama kendime ve şiirlerime, en çok da duygularıma güveniyorum. Duygularımla yola çıkıyorum. Kısacası kimdir Şerife derseniz, ben aşk şiirleri yazan bir kadınım kısacası.

İlk nasıl başladın şiir yazmaya?

İlk şiirimi lise yıllarında yazmıştım. O zamanki duygularım çocuksu duygulardı. Oğlum askere gittikten sonra "hayatımın anlamı, sen, benim her şeyimsin..." diye devam eden bir şiir yazmıştım ve bu şiirim bestelendi. Bunun yanında besteler birbirini takip etti. Şu anda 20 tane bestelenmiş eserim var. Türk sanat müziği bestelerine uyarlandı yazdığım sözler. Çok mutluyum bunun için.
Bir de bir hastalığı yendiniz bildiğim kadarıyla. O süreci bizimle paylaşır mısınız?
Evet, 2011 yılında kanser hastalığına yakalandım. Kanser olduğumu öğrenince çok zor günler geçirdim. Bir yaşam mücadelesi verdim. Ya kalacaktım, ya ölecektim. Ama hayat çok güzeldi, ben yaşamak istiyordum. O süreçte yazmaya devam ettim. Yazma ihtiyacı hissediyordum devamlı. Kalemim, defterim en yakın dostlarım olmuşlardı. Eşime "ben ölürsem yazdıklarımı kitaplaştır, ölmez de kalırsam kendim yaptıracağım" demiştim.



"Yazarak kanseri yendim"
Eşimle 40 yıllık bir evlilik hayatım var ve eşimi çok seviyorum. O zamanlar sabahlar olmak bilmiyordu, devamlı yazıyordum. Ben yazarak kanseri yendim. Her gece gökyüzünü seyrederdim. Bir gün baktım yıldızlar var gökyüzünde, evde herkes uyuyor. Dedim ki"gökyüzünde dolunay, içim yanar alev alev, bir görüşte aşık oldum, içim yanar alev alev" diye bir şiir yazdım, bunu eşime ithafen yazmıştım ve bu şiirim de bestelendi.

İlk kitabın nasıl çıktı?

Hastalığı yendikten sonra kitap fuarlarını dolaştım. Oralarda yazarları, şairleri gördüm. Kendi kendime "ben neden böyle olmayayım, Şerife Tekin de böyle olabilir" dedim. Böylece "Güneşim" adlı ilk kitabım çıktı.

İsmi neden "Güneşim" oldu?

Ben hastayken her gün güneşi seyrediyordum. Güneşin doğuşunu bekliyordum. Ağrılarım olurdu, ilacın etkisi sabaha karşı etkili olurdu. Güneşin doğuşunu görüp sonra uykuya dalardım. Akşam olunca da beni deniz kenarına götürürlerdi, evim denize çok yakın. Gidip denizi seyrederdim orada. Denizin güneşle kavuşmasını seyrederdim bu sefer de. Güneş ile ilgili de birçok şiir yazdım. İnşallah kurtulur da kitabımı çıkarırsam kitabımın ismi Güneşim olacak dedim. Güneşim çıkarsa eğer, o benim güneşim olacak, beni iyi edecek dedim. Çok şükür güneşim oldu.



Irak'ta da şiirlerin tanınıyor. Ne hissediyorsun?

Şiirlerim çok beğenildi, çpk mutluyum. Irak yayınlarında TV'de şiirlerim okundu, beni canlı yayına davet ettiler. Halen Irak'ta bir dergide şiirlerim her ay yayınlanmaktadır. İstanbul'da da çeşitli dergi ve gazetelerde şiirlerim yer alıyor. Bu da beni gururlandırıyor.

Yeni kitabın da yolda. Peki nasıl olacak yeni kitap? Okurları neler bekliyor?

Yeni kitabım lirik şiirler üzerine yazdığım bir kitap oldu. Sevgiye dönük şiirler yer alıyor. Sevgi üzerine diyorum ama ben sadece aşk şiirleri değil, her şeye herkese şiirler yazıyorum. Atatürk'ün annesine de yazdığım şiirim var mesela. Ülkeme, bayrağıma, çocuklara, herkese şiirler yazıyorum. Sahil Yayınevi'nden 1 aya kadar çıkacak inşallah.

Genç yazarlara, yeni yazar adaylarına neler söylemek istersin?

Söyleyecekleri sözü hiç çekinmeden söylemeliler. Kaleme alacaklarını kimseden çekinmeden yazmalılar. Utanmalılar. "Seviyorum" demekten, "öpebilir miyim" demekten, "ben aşığım" demekten utanmamalılar. Gönüllerine göre hareket etmeliler. Ayıp diye bir şey yoktur. Hele ki sanatta hiç yoktur. Sanatçının ayıbı olur mu hiç? Ressamlar çıplak kadın resmi çiziyorlar, ayıp mıdır yani bu? Asla değildir. Bizim de aşık olup şiir yazmamız ayıp değildir işte.



Kendi sözlerini şarkı olarak dinleyince ne hissediyorsun?

Kendi sözlerimi bestelenmiş şekilde dinleyince inanın ağlıyorum. Bu sözler benim mi diye düşünüyorum. Çok mutlu oluyorum. Herkes lütfen bestelerimi dinlesinler. Eminim kendilerinden bir şeyler bulacaklar. Çünkü o sözlerde sadece benim değil, herkesin hayatı var. Ben çevremdeki yakınlarımın hayatlarını dinleyip, onlardan beslenirim. O hayatların içine girip, sanki ben yaşıyormuşum gibi yazıyorum. Biri "sevgilim beni bıraktı" diyor mesela, ben de "hani sen beni bırakıp gittin ya, gözlerim iki çeşme gözlerini bekliyorum, hala ağlıyorum, dön gel sevgilim, kapım sana açık" diye yazıyorum.

Peki birgün okurlarını şaşırtacak mısın?

Şaşırtacağım. Bir roman yazmaya başladım mesela. Ben şairim ama roman da yazabilirim. Okurlarım benim sadece şiirlerimi değil romanımı da okuyacaklar.

Sence aşk nedir Şerife Teyze?

Aşk bence o anı yaşamaktır. Aşk, sevdiğini beklemektir. Aşk, onu gideceğin yere yanında götürmektir, onu yüreğinde taşımaktır.

Sen eşine aşıksın değil mi?

Evet, ben 40 yıldan beri yol arkadaşım eşime aşığım.

Peki 40 yılın sırrı nedir?

Ben eşimden hiçbir şey gizlemedim ki. Benim evimde dürüstlük var. Ben bugün biriyle oturup kahve içmişsem eşime bunu anlatırım. Hiç gizlim yoktur eşimden. Onun da benden gizlisi yoktur. Olay bu işte. Güven olunca 40 yıl da sürer, 60 yıl da... Durum böyle olunca kulaklarınız dışarıya kapanıyor. Eşiniz hakkında biri birşey söylese bile duymuyorsunuz, çünkü eşinize güveniyorsunuz. "Böyle bir şey olması mümkün değil" dersiniz ve konuyu kapatırsınız.



Ülkemizde şiddet gören, öldürülen kadınlar için neler söyleyeceksin?

Çok üzgünüm. Kimse ölümü haketmez hele ki kadınlarımız hiç haketmiyor. Erkekler şiddeti, güçlerini kadınlar üzerinde denememeliler. Kafalarını değiştirsin erkeklerimiz. Karısını sevmeyen ayrılsın, boşansın. Kadınlarımıza dokunmayın.

"Torunlarıma ithafen şiirler yazdım"
Oğlum da, kızım da, gelinim de kitaplarıma destek oldular. Özellikle gelinim kitabımın çıkmasına çok destek verdi. 5 tane de torunum var. Torunlarımın hepsine ayrı ayrı şiirler yazdım. Büyüdüklerinde kitaplardan kendilerine ithaf edilmiş şiirleri okuyacaklar.

Hangi şairleri okursun? Etkilendiğin yazarlar var mıdır?

Nazım Hikmet'in şiirlerini çocukluğumda çok okurdum, etkilenirdim. Benim annem bana kitap okutmak istemezdi, kitabı bize yasaklardı. O dönemde okumamızı istemiyorlardı. Bir gün anneme "ben yazar olacağım" dedim. "Nazım Hikmet benim ülkem için zorluklar çekti, vatanı için şiirler yazdı. Ben de yazacağım" dedim içimden. Annemden gizli okudum o kitapların hepsini. Arkadaşımın evine gidip orada okurdum. Yıllar sonra ben de bir şair oldum.

Sence en büyük Türk kimdir? Ve son olarak neler söylemek istersin?

En büyük Türk tabiki de ATATÜRK'tür. Lütfen beni okuyun, şiirlerimi okuyun. Ben sizin arkadaşınız, sırdaşınız da olurum. Telefon numaramı da verebilirim. Derdi olan, anlatmak isteyen, sohbet etmek isteyen herkese kapım her zaman açıktır. Dertlerini anlatırlar, onlara da şiir yazarım.



 

"Buz gibi gökyüzünden
Bir yıldız kaydı bu gece.
Alaca ayaz hissettirdi,
Ruhumun girdabında.
Bir yıldız kaydı bu gece,
Yorgun düşmüş yitik
Sevdalardan.
Geceler kör,
Geceler sağır,
Geceler uykusuz...
Geceler!
Kimi zaman ihanet,
Kimi zaman dost...
Sevenler ayakta,
Sevenler yatakta!
Sevenler, çırılçıplak,
Sevişmelerde.
Sevenler kapılarda,
Pencerelerde.
Kimi yaşta,
kiminin gözü yaşlı.
Geceler, sevdalım oldu.
Bir yıldız kaydı ruhumun;
Girdabından.
Yine uyku tutmuyor.
Cananım yok.
Açıyor canımın yarısı;
Güneşin doğmuyor üstüme.
Yine...
Bir yıldız kaydı ruhumun girdabından..."