Bir haftadır ne yapıyorsun diye kime sorsam “Clubhouse’dayım” cümlesini duyuyorum. Özellikle haftasonu ünlü-ünsüz herkes bu keşfedilmemiş, herkesin ilgisini çeken yeni mekandaydı. Evet mekan diyorum, çünkü pandemi dolayısıyla artık insanlarla iletişime geçebildiğimiz çok az yer kaldı. Whatsap, instagram, facebook, twitter gibi dünyada en çok kullanılan uygulamalar özellikle evlere kapandığımız bu dönemde hızla tüketildi ve eski imajlarını kaybetti. Yeni olan keşfedilmeye açık olandır. Bence Clubhouse’in bu kadar sevilerek kullanılmasının en büyük nedeni bu. Tabi bir de davetiye ile katılım sağlanması insanlar için daha çok merak uyandırıyor.

Bu siteyi diğer sosyal ağlardan ayıran en büyük özellik; fotoğraf paylaşımı, mesajlaşma, fav yollama, dm’den birbirine yürüme, dürtme gibi diğer sosyal ağlarda karşılaştıklarımızın aksine odalar kurup, bu odalara kurucunun verdiği isimler ve sadece davetli olarak katılabilen, podcast gibi sadece dinleyici olarak da var olabildiğin canlı bir konuşma sisteminin olması. Sahte hesaplarla katılma imkanın yok. Sadece numara ve isimle giriş yapılabiliyor. Birden fazla hattı olanlar katılsa bile tanınan kişiler seslerinden kendilerini ele veriyor. 

Şuan ki verilere göre özellikle bu hafta influencer, sanatçı, youtuber gibi halk tarafından merak uyandıran insanların katılımıyla bir anda 2 milyon kullanıcıya ulaşıldığı bildirildi. Bu sayı Mayıs 2020’de 1500, Aralık 2020’de 600 bin’di Clubhouse’ın bu popülerliğinden sonra İnstagram için de canlı sohbet hattı özelliği gelecek. Şuan için sadece App Store (İos) uygulamasından indirilebiliniyor. Kısa süre içerisinde Android telefonlarda da kullanılabilecek. App Store’da en popüler 7. Uygulama olmayı başardı. Piyasa değeri 1 Milyar Dolar. Uygulamayı en çok indiren ülke Japonya olmuş. 

Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda Z kuşağının en temel iletişim ağı Messenger’dı. Ben de o kuşaktan biri olarak az ekmeğini yemedik. Ardından Facebook gelince herkesin toplanıp birbiriyle mesajlaşabildiği, fotoğraf koyabildiği, ilkokul arkadaşlarını bulabildiği yeni bir yer keşfettik. Facebook ilk açıldığında 2.500 üniversite öğrencisi, 25.000 lise öğrencisi üyeydi. Şimdi bu rakam 2.7 Milyar. Ardından Whatsapp en popüler uygulama olma özelliğini yakaladı. Şuan bile dünya genelinde en çok kullanılan anlık mesajlaşma uygulaması. Onun da abone sayısı 2 Milyarın üzerinde. Twitter ise duygularımızı yazılı alanda ifade edebileceğimiz 140 karakterlik bir alan yarattı. Twitter sayesinde TT olmak gibi bir kavramla tanıştık. Hala dünya gündemini buradan takip eden bir akım var. Sadece şuan aktif 340 Milyon kullanıcıya sahip. 

Bu zincirin devamını getiren en büyük halka İnstagram oldu. Şuan aktif 1 Milyar kullanıcısı var. Kurulduğu günden beri hep kendini yenileyerek diğer uygulamaların önüne geçti. Story koyma, fav atma, reel videolar, tıklanma sayısıyla zengin olma, en sonunda pandemi sürecinde evde yapılan canlı yayın sohbetleri ile en yenilikçi ve en gözde mekanımızdı. Lakin teknoloji denilen şey hep kendinin üstüne katan bir şey olduğu için şimdi ki yeni mekanımızın adı da Clubhouse oldu. Burada ne klavye delikanlıları ne de sahte hesaplarla DM’den yürüyen boş insan kalabalığı var. Bir arkadaşa bakıp çıkacağım eskileri bu yeni mekanın dışında kaldı. Bazı odalarda askerlik anıları geyiği yapılırken, bazı odalarda çok derin konular konuşuluyor. Yine de bu kadar masum ve çekici göründüğüne bakmayın. Ağzınızdan çıkacak bir kelime virüs gibi yayılıp,  büyüyebilir. Eğlenceli, yaratıcı, bilgi dolu olmasının dışında riskli ve sözlerinin geri dönüşü olmayan bir yer.

Zaman içinde asosyalliğe doğru yaklaştığımız bu dönemde “Yeni mekanı görmeye geldik” diyebileceğimiz yeni bir ses oldu. O zaman ne diyelim; Hoş Geldin Clubhouse