İSTANBUL

Limak Enerji Üst Yöneticisi (CEO) Birol Ergüven, yenilenebilir enerji kullanımını desteklediklerini ve şirket olarak kendilerinin de bu alanda yatırım yaptığını belirterek, "Ama ülkenin tüm enerji ihtiyacının buradan karşılanması Türkiye gibi ülkelerde mümkün değil. Nükleer enerji santrali, teknik açıdan da ticari açıdan da gerekli, bunu da kullanmak zorundayız" dedi.

Ergüven, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kapasitesi, nükleer enerji, Limak Enerji bünyesinde yapılan çalışmalar ve şirket hedeflerini AA muhabirine değerlendirdi.

Türkiye'nin hiç değişmeyen, sürekliliği olan bir enerji tüketimi olduğuna işaret edip, bunun politika değil fizik kanunu olduğunu ifade eden Ergüven, kaynağı, şu an için yenilenebilir enerjiyle karşılamanın mümkün olmadığını anlattı.

Yenilenebilir enerjinin baz yük elektrik için yeterli olmadığını vurgulayan Ergüven, şöyle devam etti:

Yenilenebilir enerji kullanılmalıdır, destekliyoruz. Biz de yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyoruz. Buna karşın bir ülkenin bütün enerji ihtiyacının da ülke çok küçük olmadığı sürece, yenilenebilirden karşılanması, özellikle Türkiye gibi ülkelerde mümkün değil."

'Nükleer de kaza riski, uçaktan daha az'

Ergüven Türkiye'de kömürün de nükleer santralin de olması, sahip olunan bütün kaynakların kullanılması gerektiğini vurgulayarak, kaynakların kısıtlı olmasından ötürü baz yük olarak çalışan birnükleer santralin de gerekliliğine işaret etti.

Bu çerçevede nükleer konusunda Türkiye'de verilen tepkilere ve konunun kamuoyunda yer alış şekline de değinen Ergüven, şu değerlendirmelerde bulundu:

" Nükleer enerjiye, bu teknolojiye sahip olabilmek, bunu yönetebilmek, zaten o ülkenin teknolojide belli bir yere geldiğinin en önemli göstergesi. Haliyle Türkiye'nin kendisinenükleer teknolojiyi kullanan bir ülke hedefi koyması zaten zorunludur. Nükleer enerji santrali, teknik açıdan da ticari açıdan da gerekli. Tepkilere gelince, insanlarınnükleer enerjiden psikolojik olarak korkmasını, uzak durmasını anlıyorum.

Dünyada kötü örnekler var ama düşme ihtimaline rağmen nasıl hepimiz uçağa biniyorsak nükleerde de durum böyle ki bu ihtimal uçakta, nükleer santral kazasına göre daha da yüksek, bunu da kullanmak zorundayız. Geçmişte yapılan kazalara bakıldığında bunların hepsi 20-30 sene öncenin teknolojisi. Biz 2015 senesinde başladığımız nükleer santral işinde bugünün teknolojisini son noktasına kadar kullandığımızda korkulacak şey son derece minimize edilebilir."

Birol Ergüven, bunu yanı sıra nükleer enerjiden samimi duygularla korkan insanların da ikna edilmesi gerektiğini, insanların bir anda yaşadığı yerin yan tarafında bir nükleer santralin olmasını kolay karşılamamasının ya da korkmasının normal olduğunu dile getirdi.

Nükleer korkusunu normal karşıladığını ve bu insanlara nükleer enerjinin doğru anlatılması gerektiğini belirten Ergüven, "Türkiye'de rüzgar santralinin çok zararlı olduğundan, çevreye zarar verdiğinden dem vurarak rüzgar santrallerine karşı çıkan insanlar var. İki gün sonra güneş enerjisine de karşı çıkanlar olacağına eminim. Korku ararsak altını doldururuz, bu korkuların altını bilgiyle doldurmak önemli" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim