Aylardır odaklandığımız yerel seçim için artık son virajdayız, hafta sonunda sandıklara gidilecek, gelecek hafta mahalli yönetim birimlerinin belirle

Aylardır odaklandığımız yerel seçim için artık son virajdayız, hafta sonunda sandıklara gidilecek, gelecek hafta mahalli yönetim birimlerinin belirlenmesi yanında bir müddet de malumları sonuçların değerlendirilmesi sürecek. Her seçimde olduğu gibi siyasi partilerin, aldıkları sonuçların başarılı olduğunu izah gayretlerine yine tanık olacağız.  
Geçen yıl 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinden beri ülke, eskilerin tabirine göre seçim sathı mailinde. Geçmişin defterleri açıldı. Aylardır, karşılıklı karalamalar, suçlamalar arasında, kesif bir propaganda dönemi yaşıyoruz. 
Pazartesi günü sonuçlar belli olunca ne değişecek dersiniz? 
Herhalde yeni seçilenlerin göreve başlamalarını müteakip siyasi partilerin, sonuçları nalıncı keseri gibi değerlendirmeleri öne çıkacak ve siyasi partiler arası ittifaklar tabanda da daha belirgin hal alacak. Ve ayrıca özellikle kaybeden siyasi grup ve partilerde her açıdan yeni değişim mücadeleleri de başlayacak. 
Değerli okurlarım, 2014 yerel seçim sonuçlarının siyasi faaliyetlere etkileri henüz hafızalarımızdadır. 2014 yerel seçimlerine %90’a varan bir katılımla, oyların %46’sını malumları AKP almıştı. Ve beş ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldığında, yerel seçimlerde % 6,5 oy alan HDP’nin oyları önem ve özellik kazanmıştı. 
Bu durumu değerlendiren bölücülerin; seçimi kazanan kendi belediyelerine, demokratik özerklik ve mevzuat seminerleri planlayıp kendi öz savunma gücü ve mali özgürlük gibi talepleri dile getirilmeye başlanmıştı. 
Şimdilik bölücülerin tekrar aynı pozisyonu yakalamaları imkansız gibi olsa da hazırlıklı olmak gereği de ortadadır. 
Ekonominin öncülük ettiği pek çok sorun yanında, gerek Irak, Suriye ve Ortadoğu’da, gerekse Kıbrıs’ta, Akdeniz ve Ege’deki gelişmeler, mevcut sorunları daha da karmaşık hale getirdiği malumlarıdır. Üstüne üstlük ABD de; Suriye’den çekilme kararını bir türlü uygulamamakta, PKK’yı alenen desteklemeye devam etmekte, kendisini bir bölgenin örneğin Golan Tepeleri’nin bir başka ülkeye verilmesinde yetkili görmekte, stratejik ortağı bize karşı Rum-Yunan ikilisini desteklemekte ve daha birçok konuda da ikili oynamaktadır. Ayrıca AB ile sorunlarımız da Rum-Yunan ikilisinin etkileri ile de bir türlü çözülememektedir. 
Değerli okurlarım, artık son dört günü kalan ve kıran kırana geçen bu yerel seçim dönemine ait aklımızda kalan bir iki anıya da değinmek istiyorum. 
Malumları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarından Sayın Yıldırım’ın; TBMM Başkanlığından Anayasa’nın açık hükmüne rağmen ayrılmaması konusundaki tartışmaların, Başkanlıktan ayrılarak son vermesini, muhalif muvafık her kesim olumlu karşıladı. Aksi takdirde olay Sn.Özal’ın Anayasanın bir defa delinmesini hoş görmesi gibi anılacaktı. 
Seçim faaliyetleri arasında İstanbul’un Sn.Büyükşehir Belediye Başkanı; bir toplantıda metro ağı tesis önceliğinin oy aldıkları bölgelere verildiğini, taraftarlarına bir sırrı fısıldar gibi açıklamıştı. Bu partizan ifade, parti yönetimi tarafından düzeltildi ve Sn.Başkan da bir ilçeye Belediye Başkanı adayı yapıldı. 
Yine seçim faaliyetleri arasında bir ilin Büyükşehir Belediye Başkan adayının müracaatı, o ilin parti yöneticileri tarafından YSK’na geç teslim edildiğinden kabul edilmedi. O parti Genel Başkanlığının il yönetimini görevden alması da eşine az rastlanan olaylardan biri idi. 
Bunları, basına intikal eden, siyasi hayatın değişik yönleri arasından unutulmaz bulduğum için derledim. 
Pazar günü, ülkemize yakışan, bir tarzda kavgasız-gürültüsüz, yüksek katılımlı bir seçim en halisane dileğimizdir.