Batı Afrika, Orta Afrika, Güney Afrika bu bölgeler coğrafi olarak önemli olmak üzere, yüzyıllardır yeşil sermayenin öncülüğü ile egemenlik alt

Batı Afrika, Orta Afrika, Güney Afrika bu bölgeler coğrafi olarak önemli olmak üzere, yüzyıllardır yeşil sermayenin öncülüğü ile egemenlik altında olup, ve peşinden buradaki yer altı kaynakları ile güçlerine güç katan, emperyalizm güçleri, kendilerini temize çıkarma adına bu bölgelere,
hep farklı alanlarda yanaşmış. Toprak bütünlüğünü savunuyoruz hikayeleri ile, bu bölgelerde suni terör grupları ve iç savaş senaryoları çizmişler. Tüm bu coğrafyada öyle bir dizayn yapmışlar ki; buradaki insanların duyguları ile oynanmış, sömürülmüş, ve genetik yapıları ile de oynanmış adeta bu insanlar köleleştirilmiştir.

Batı emperyalizminin en güzel el koyma metodu, kendi sahasına yarayacak ve hakim olacağı ülkelerde ve bölgelerde, iç karışıklık çıkartarak, kitleleri birbirine çatıştırma yaptırarak aynı
bölge üzerinde, barış naralarını attırarak, sözde barış götürüyoruz niyeti ile o bölge ve ülkeye el koyma metodudur. Tarihte bu gibi yöntemlerin çok örneği vardır. Arşivler adeta haykırıyor. Şimdi Biraz Afrika kıtasını inceleyim.

Batı Afrika 16 ülkeden oluşuyor, ve yaklaşık 5 milyon km²’ lik bir alan üzerindeki dağılımı ile zengin yer altı kaynaklarına sahip bir bölge özellikle Nijerya ve Senegal’de ve diğer ülkelerde,yer altı kaynakları başında, Önemli miktarda altın ve elmas madeni yatakları mevcut. Özellikle Sierra Leone 
ülkesi çok zengin yer altı kaynaklarına rağmen fakir bir ülke çünkü dış güçler tarafından hakim olunmuş ve sömürülmüş.İngiliz sömürüsü altında olan ülke BM kayıtlarına göre dünyanın en fakir ülkeleri arasında ve ortalama yaşam süresi 40 yıl 2002 de çıkan iç savaş çok insan kaybına sebep olmuş. Yıllar boyu sömürü ile köleleştirilen hayatlar yıkılan umutlar,ama zenginliği ve yüksek kalitede yer altı kaynaklarını elde eden İngilizler çünkü altın ve titanyum da orada. Hepsi yüksek teknolojide kullanılan ya da çok para eden madenler.Bu durumda yerin altındakileri başkaları alırken, üstündekileri ise hayatlarını feda ediyorlar,yaşamlarından parçalar kopuyor. keza  her 3 çocuktan biri 5-6 yaşına gelmeden ölüyor. Nüfus’un % 3′ü AIDS ve bu Afrika ortalamasının altında sayılır.Ve bununla birlikte birçok bulaşıcı hastalıklar.

Orta Afrika eski bir Fransız sömürgesi altında olan Orta Afrika, son dönemlerde insan kıyımlarının ve vahşetlerin sahne aldığı haberler ile dünyaya haber olmakta. Özellikle Müslüman halka yönelik vahşet haberleriyle gündeme gelen Orta Afrika Cumhuriyeti zengin maden yataklarıyla öne çıkması, ve ülkedeki iç savaşları ile karışıklık yaratılması, yabancı ülkelerin eli olduğu şüphelerini gündeme getiriyor. Ülke, zengin altın, elmas ve uranyum yatakları ile öne çıkıyor.2000’li yıllarda ABD’nin bölgeye ilgisi 2009 yılında bölgede zengin uranyum yataklarını keşfetmesiyle başlıyor.Ardından diplomatik girişimler ve Elçiliklerinin büyütülmesi ve Bölgeye parasal yardım yapılması ile, 2012'de ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ofisini Bangui'de açan ABD yönetimi 2013 yılında, bölgede Fransız bölge yönetimi ile koordinasyona başlamış ve bölgede ses getirmek vede baskın rol oynama adına parasal ve maddi yardımlar yapmıştır.Orta Afrika’nın Bölgesinin yer altı kaynaklarının ve ekonomisinin %17 sine hakim olan Fransa geliştirdiği projelerin ilerlemesi halinde daha çok yüzdeliğe sahip olma peşinde, ABD, İngiltere, Fransa ve Kanadalı 4 şirketin hegamonyası altında olan bölge sömürülmeye devam ediyor.ve son zamanlardad Çin’inde ilgisine çeken ve Çin’inde bu bölgede girişimlere başlaması,bölgenin ne kadar değerli vede zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunun kanıtıdır.Her zaman şunu sözü savunurum el oğlu boşuna sana iyilik yapmaz.Yada hani bir laf vardır.”Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?” işte o misali emperyalizmin en güzel yaptığı iş, böl- parçala-yönet.Ve sonunda yok et.

Güney Afrika’da Kimberley Elmas Bölgesi’nin açılması, beyazların yerleşme şekillerini değiştirmiş, tam da baskı altında tutulan ve yoksullaşan Doğu Avrupa Yahudileri dış ülkelerde yeni olanaklar araştırırlarken, bu ülkeye Avrupa’dan göçü teşvik etmişlerdir. Ve bu bölgeye Britanya ve Batı Avrupa’dan göç sürmüştür, Kongo, Angola, Sierra Leone, Güney Afrika ve diğerleri. Afrika kıtasının büyük bir çoğunluğu ya zengin elmas yataklarına sahip ya da elmas ticaretinin geçiş güzergahında. 
işte özellikle bölgenin zengin elmas madenine sahip olması,çeşitli zengin kaynak madenlerinin olması, o bölgede yine sömürünün hakim kılınmasına sebep olmuş. Elmas, altın ve platin, Avrupa’nın ve Amerika uygarlıklarının gözlerini ışıltılarıyla kör ederken, koca bir kıta için ise kara günlere dönüşüyor. Emperyal ülkeler toprağın metrelerce altındaki ışıltının peşinden koşarken, milyonlarca yaşamı da toprağa gömmekten rahatsız olmuyorlar.Her şartta ve her koşulda,suni sebeplerden ötürü

Sözün kısası Afrika zengin yeraltı kaynakları ile egemen güçlerin iştah kaynağı, ve emperyalizmin hain tuzakları burada da devam ediyor. Öyle ki dünya çok şeylere gebe, bir sürü hastalık çıktı, son zamanlarda ismini bile zor telaffuz edebileceğimiz hastalık türleri O bölgede türedi. Yani el oğlu yine boş durmuyor, insanlık feda ediliyor. İnsanların hayatları hiçe sayılıyor, göstermelik yardım müdahaleleri ile medeniyet götürüyoruz dedikleri bölge ve ülkelere bulaşıcı virüsler, hastalıklar götürüyorlar. Yeni virüsler bilinmeyen türde mikroplar üreterek,ve panzehirlerini kendilerinde tutarak, (AİDS-EBOLA) insanlığın hastalanmasını,yavaş yavaş yok olmasını istiyorlar. Geride kalanlara ise kurtarıcı oluyorlar. Ve sonra medeniyet ve hakimiyet arasında ikincisini uyguluyorlar. Çünkü çıkardıkları iç savaşta cabaları, orada da barış elçiliğini savunuyorlar, suni yarattıkları örgütleri silahla besleyip, kargaşa çıkarıyorlar.Ve sonra aynı bölgelere silah tüccarlığı yaparak kendi savunma sanayilerini geliştirip ekonomilerine katkı sağlıyorlar.

Tüm bunları kimlermi yapıyor? Dünyanın kabusu, aç kapitalizm ve küresel sermayenin gözü dönmüş hizmetkarları,başları ve sömürü uygarlığı düzenini benimseyenler.