Ayvalık, Burhaniye, Gömeç, Havran ve Edremit ilçelerinin yer aldığı Edremit Körfezi'nde, Türkiye genelindeki zeytin ağaçlarının yaklaşık yüzde 8’i bulunuyor. Madra ve Kazdağlarındaki zeytinlikler, 150 kilometre sahil bandı çevresini de donatmış durumda. Edremit Körfezi’nde yer alan yaklaşık 13 milyon zeytin ağacında hasat çalışmaları da, erken hasat denilen yeşil zeytinle ekim ayı itibariyle başladı. Ağır taşıma ve silkme işlerini genellikle erkeklerin yaptığı zeytin hasadında, kadınlar da toplama, eleme, ayırma gibi farklı işleri sürdürüyor.

55 yıldır zeytin işçisi olarak çalıştığını söyleyen Ali Aksoy, “Kadınlar genelde yaygı, tırmık işlerini yapar. Erkekler de ağaç üstünde tepedeki zeytinleri toplar ve sırık kullanır. Genelde sabah saat 08.00’de başlayıp, saat 16.00’da paydos ederiz. Zeytin verimine göre ortalama 4 ay hasat sürüyor” dedi. 30 yıldır tarlalarda çalıştığını söyleyen Habibe İkiz ise, “Tayfalar burada boşa vakit geçirmez. Herkes işini bilir ve hava kararana kadar devam eder. Ne erkekler olmadan bu işi yapabiliriz, ne de biz olmadan onlar yapabilir. Erkekler ağır işi bize bırakmaz. Yoksa bu iş yürümez” diye konuştu.

Ailesi 4 kuşaktır zeytin sektöründe bulunan Edremit Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Hakkı Semerci de, bölgenin ana gelir kaynağının zeytincilik olduğunu söyledi. Edremit Körfezi’nde var-yok senesine göre 15 ila 25 bin ton arasında zeytinyağı üretildiğini belirten Semerci, “Hasat döneminde Edremit Körfezi'ne, Balıkesir geneli ve yakın illerden işçi gelir.  İşçiler sabah saat 08.00 gibi tarlaya giriyorlar. Yaklaşık 1 saat yemek arası veren işçiler saat 16.00 civarında, güneşin batış durumuna göre bahçeden ayrılıyorlar. Bu sene kadın işçilerin yevmiyeleri 100 TL civarındayken, erkekler de 130-140 TL civarı yevmiye alıyor” dedi.

30 BİN KİŞİ ZEYTİNLİKLERDE

Her hasat döneminde Edremit Körfezi'ndeki zeytinliklerde 30 bin kişinin çalıştığını söyleyen Mehmet Hakkı Semerci, şunları söyledi:

“Bu rakamlar sadece Edremit Körfezi için. Türkiye’deki zeytin ağacı sayısı 100 milyon civarından, son yıllarda yapılan yatırımlarla 190 milyon civarına çıktı. Tüketim miktarı da kişi başına ortalama 600-700 gramdan, 1,5-2 litreye çıktı. Bu rakamlar hala dünyadaki zeytinyağı üretiminde ilk sıralarda olan ülkelere kıyasla Türkiye’de çok az. Bu da zeytinyağının üretildiği bölgeler dışında, özellikle ülkemizin doğu kısmında tüketimin çok az olmasından kaynaklanıyor. Bizim üretici olarak gayemiz, bu üretimin devam etmesi ve gelecek nesillere aktarılması. Türkiye; İspanya’nın ardından Yunanistan ile aynı miktarda üretime sahip. Üretici arkadaşlarımız, uluslararası birçok yarışmada derece alıyor, yağlarımızın kalitesi bu yarışmalarda onaylanıyor ve jürileri tatmin ediyor. Ama ülkedeki tüketim miktarlarına bakınca ya yeterince yağımızı tanıtamıyoruz ya da halkımızı tatmin edemiyoruz. Eski dönemlerde 1 kilo zeytinyağının, 1 kilo peynir fiyatına eşit olduğunu büyüklerimizden duyardık. Şuan zeytinyağı geçtiğimiz senelere oranla, artan maliyetler oranında zam görmedi. Bütün vatandaşlarımıza, sağlık açısında da önemli bir gıda olan zeytinyağını ve zeytini daha fazla tüketmesi önerisinde bulunuyorum."