Manavgat'ta 28 Temmuz günü saat 12.05'te 4 farklı noktada başlayan orman yangınları, 9'uncu gününe girdi. Manavgat'a sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan yangında, 7 kişi yaşamını yitirdi. İlk yangınlardan birini ilçe merkezinde başlatan C.Y. (16) Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında 'kasten orman yakmak' suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.

YANGIN 5 İLÇEDE SÜRÜYOR

Yangınlar, Antalya'nın Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 15 farklı noktada devam ediyor. Manavgat yangını ilçenin batısında Demirciler, Kızıldağ, Sırtköy, Beşkonak mahallelerini içine alacak şekilde sürüyor. Kızıldağ'da da söndürme çalışmaları gece saatlerinde de sürdü. Havanın kararmasıyla müdahale zorlaşan yangın yolu aşıp karşıdaki ormana atlamasın diye ormancılar ve itfaiye ekipleri alevlerle mücadele etti. Rüzgarın yavaşlamasıyla birlikte ormana giren ekipler alevlere müdahale ederek hızlı ilerleyişini durdurdu. Yangını söndürme çalışmalarına katılmak için bölgeye gelen gönüllüler de sabahın ilk ışıklarına kadar ekiplerin mücadelesine destek oldu. Alevlerin, turistik Köprülü Kanyon ve Tazı Kanyonu'na ulaşmasından endişe ediliyor.

EYNİF OVASI'NA ULAŞTI

Akseki'deki yangın Gülendağı mevkiinde etkili oluyor. Gündoğmuş'taki yangın ise iki farklı noktada sürüyor. Çayırözü Mahallesi'ndeki yangını kontrol altına alma çalışmaları sürerken, ekipler ilçenin güneybatısında, Alara Çayı'nın Alanya tarafından kuzey batıya ilerleyen yangının da önünü kesmeye çalışıyor. Alanya'nın Gündoğmuş tarafındaki mahallesi Güzelbağ'da da alevlerle mücadele sürüyor. Manavgat'ın Beydiğin Mahallesi yakınlarında başlayan orman yangını ise İbradı ilçesi sınırlarında devam ediyor. Katrancı, Belbaşı ve Gölcük mevkilerinde yer alan ormanlık alanda ilerlen yangın, yılkı atlarının bulunduğu Eynif Ovası'nı çevreleyen dağlara ulaştı.

6500 PERSONELLE MÜDAHALE

Bölgede 6 uçak, 2 İHA, 19 helikopter, 1 insansız helikopter, 1858 araç ve 6 bin 500 personelle söndürme çalışmaları sürüyor. Yangından etkilenen 722 kişi ve görevlinin 715'i tedavi edildi, 7 kişinin tedavisi devam ediyor.

ÇADIR VE KONTEYNERLER KURULUYOR

Afetten etkilenen 45 mahallede 2 bin 400 afetzedeye psikososyal destek verildi. 93 aileye konteyner kuruldu. 20 mahallede tuvalet- duş sistemi hayata geçirildi. Hem hayvanların barınması hem de insanlar için de 133 çadır kuruldu. Bölgeye 47.5 milyon liralık nakdi yardım geldi. Hasar tespit çalışmalarında 1118'i konut 2006 bina ağır hasarlı tespit edildi.

CANBUL TEDAVİYE GELDİ

Diğer yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi koordinatörlüğünde Konya Büyükşehir Belediyesi'nden gelen 'Canbul' ekibi, yanan bölgelerden kurtarılan hayvanların sağlık kontrollerini yapıyor. Veteriner hekimler, bölgedeki tüm hayvanlar için yanık kremi ve göz damlası dağıtırken, yaralı hayvanların tedavileri de gerçekleştiriyor.

BÖLGEDE 3 BAKAN BULUNUYOR

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor. Bakan Çavuşoğlu, koordinasyon merkezinde bulunurken, diğer bakanlar Kurum ve Karaismailoğlu, yangından etkilenen köylerde vatandaşları ziyaret ediyor, taleplerini dinliyor. Manavgat yangınını söndürme çalışmaları sürerken, alevlerin köyleri yaktığı ilk günlerde çok sayıda mahallede yaşanan dramlar da ortaya çıkmaya başladı.

TEK BAŞINA 4 SAAT MÜCADELE

Manavgat yangınına gece yarısı Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde yakalanan Hasan Manas, eşi, annesi ve kız kardeşini Manavgat'tan gelen kızının otomobiline bindirip yolladı. Ailesini güvenli bölgeye gönderen Manas, evde tek başına yangınla mücadele ederek, ahırdaki hayvanları kurtarmaya çalıştı. 4 saatlik mücadelenin ardından 51 koyunu tamamen yanan Manas, evini ise kurtardı. Yangına 28 Temmuz günü saat 01.00 sıralarında yakalandıklarını anlatan Hasan Manas, kızının telefonuyla uyandığını söyledi. Manas, "Kızım, 'Baba yangın var, ayağınızı denk alın. Almaya geliyorum' dedi. Sonra buraya geldi, annem, eşim ve kız kardeşimi arabaya bindirip yolladım. Yarım saat sonra bu memleketi ateş bitirdi" dedi.

Evde hayvanları da olduğu için kadınları gönderdikten sonra tek başına hem hayvanları hem de evi kurtarmak için yangınla 4 saat mücadele ettiğini anlatan Hasan Manas, "Evi yakmasın diye tüpü attım, motoru kaçırdım. Evin yanındaki ahırda kuzularım vardı, yan tarafta arılarım vardı ama hepsi yandı. 6- 7 ton samanım gitti. Daha da gözlerim şişik o günden beri. 51 koyunum yandı" diye konuştu.

KAÇAMAYAN GEBE KOYUN DOĞURDU

Sarılar Mahallesi'nde hayvancılık yapan Sinan Oğuz da yangının çiftliğine doğru geldiğini görünce önce ne yapacağını bilemedi ardından hayvanları ölmesin, diye bedava vermek istediği kişileri aradı ancak olumsuz cevap aldı. Yangının iyice yaklaşmasıyla 150 koyun ve keçisini çıkartıp kaçırmaya başladı. Bu sırada gebe olan koyunlardan biri geride kalıp otların içine yattı. Koyunun doğum yaptığını gören Oğuz, geride bırakmayıp el arabasıyla taşımaya başladı. Hayvanlarını yola çıkaran Oğuz, buradan arkadaşının arazisine götürdü. Bu sırada gebe koyun ise doğum yaptı ancak geç kalınan doğum nedeniyle kuzu öldü. Koyunun alevlerin önünde doğum yapmak için çimlerin üzerine yatması ise cep telefonu kamerası ile görüntülendi.

Yangının çiftliğine geleceğini beklediğini söyleyen Sinan Oğuz, "Gece uyumadık, hazırlıklıydık aslında. Saat 11 gibi bir anda dumanlar hızlandı. Hayvanları çıkardık işte ileride boş arazi var oraya doğru. Bir anda zaten hiç müdahale edemedik zaten evin oradan geldi yangın. Yaktı, yıktı, çıktı, gitti yani. Yemler, depo, malzemeler hepsi yandı. Hayvanları kurtardık çok şükür. Yola çıkarıp yürütüp bir arkadaşın yanına götürdük. Buralar hala yanıyordu. Soğutma çalışması yapıldıktan sonra getirdik" dedi.

Yangını çektiği sırada koyunun doğum yapmaya çalıştığını söyleyen Oğuz, "Hayvanlardan biri o sırada doğuma başladı. Onu el arabasıyla taşıdık. Doğurmak üzereydi diye strese girdi hayvan. Koyun doğururken başında bekledik ama yavru kuzuyu kaybettik çünkü annesi zamanında doğum yapamadı ve strese girdi. Yangın günü başka bir koyunumuz doğurdu, tesellimiz o oldu. 6 kuzumuz dumana maruz kaldığı için nefes darlığından öldü. Tavuklarımızın bir bölümü öldü" diye konuştu.

Yangının ardından toparlanmaya çalıştıklarını söyleyen Oğuz, "Yangın günü 3-4 kişiyi aradım. Paraya bakmadan hayvanları birisi götürsün beslesin de ölmesin, diye. Benim gibi düşünen çok insan vardı. Şu an toparlamaya çalışıyoruz. Geri getirdik hayvanlarımızı orada aç kaldılar 2 gün. Kaygılıyız çünkü tüm meralar yandı, otlaklarımız yok. Yardımlar geliyor fakat ilerisi için nasıl olur bilmiyorum. Hazır yem alarak bunu yapamayız. Yem fiyatları çok yüksek. Yaylada olan hayvancılar var onlar da gelecek" dedi.