Öncelikle beynimizi tanıyalım 

1.Katman: En alt katman hayatta kalmamızı sağlayan "Reptilian" denilen sürüngen beyin üreme ve hayatta kalmamızı sağlar. Çıkarcıdır duygusuzdur. Şok anında beynin diğer bölümleri devre dışına bırakır.   

"O an ne yaptığımı hatırlamıyorum bile" dediğimiz anlarda o yönetimi devralır. Alt beyin için insanlar dost düşman hayat siyah beyazdır çıkarları için yalan söylemek, hile yapmak, ahlaksız ve etik olmayan yollara girmek söz konusu olabilir. Bu durumda bile " iyi niyetli " olduğunu savunur.  

 Zor kullanabilir, gücünün yetmediği yerde kulis ve yalanlara başvurabilir. 

Yeniliklere kapalı olduğundan yeni şeyler öğrenemez, sabit fikirlidir. Topluma istediğini yaptırmak isteyen siyasiler yarattıkları korku kültürü ile insanların akıllarını devre dışı bıraktırarak sürüngen beyinleri kolaylıkla yönetebilirler. Hitlerin Almanya'sında yaşananlar örnektir. İnsanın ilk var olduğu milyonlarca yıl önceki sahip olduğu ilk ve tek bölgedir. 

2.Katman: Orta beyin (Limbik sistem):"Duygusal beyin " duygulardan sorumludur. 

 Fedakarlıklarımız, sempatik ve empatik davranışlarımız, öfkelerimiz, kızgınlıklarımız, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, kızgınlıklarımız, kinimiz… Duygularımıza ilişkili ne varsa beynimizin 2. katmanı olan duygusal beyin kaynaklıdır. 

  
3. Katman: Üst beyin (Neokorteks): Gördüğümüz en son oluşmuş, kıvrımlı görüntüye sahip dış kısmıdır. Aklımızın, mantığımızın, kültürümüzün merkezidir. Entelektüel bakış açımız, edindiğimiz verilerden çıkarımda bulunma yetimiz, analitik düşünme becerilerimiz, muhakeme gücümüzün üretildiği bölgedir.  

Okuduğumuz kitaplarımız, yazılarımız, hayallerimiz, planlarımız, seçimlerimiz, çözümlerimiz , sanat faaliyetlerimiz, düşüncelerimiz  beynimizin kıvrımlı olarak gördüğümüz o en üst kısmına aittir. ” Akıl hocamızdır “denilebilir.      

  Hayatımız her anında üç katman değişik oranlarda hep devrededir.  Bu oran insanların entelektüel seviyesine, gelişmişlik düzeyine göre değişir. "Akıl hocamız" devre dışı kaldığı durum da farkına bile varamadan tüm hayatımızı başkalarının hizmetine sunarız.  

Akıl hocamızın devre dışı olduğu zamanlarda büyük bir ideal ve şevkle yaptığımız işlerin aslında birilerinin çıkarına olduğunu hiçbir zaman farkında bile olamayız. Bu birileri bazen en yakınımız, bazen bir arkadaşımız, eşimiz, ortağımız, siyasi oluşum veya başka ülkelerin sömürü politikaları olabilir. 

Üst beynimizin sağ lobu sanat edebiyat, müzik ve sezgilerimizle ilgilidir. Yaratıcı yönümüzdür. 

Beynimizin sağ lobunu güçlendirmek için insanları, hayvanları doğayı sevmek incelemek ve hoşlanmak resim yapmak, müzik dinlemek, müzik aleti kullanmak faydalı olacaktır 

Sol lob ise matematik, mantık, mukayese muhakeme ile ilgilidir. Sol lobu güçlendirmek için satranç, bulmaca, yabancı dil öğrenmek, yazmak, dört işlemin akıldan yapılması, geometri fizik matematik, gün sonunda sakin ve sessiz bir yerde günün başlangıcından itibaren yaşadığımız anları atlamadan an an hissettiklerimiz o an aklımızdan geçenler duygu durumlarımızı hatırlamak; bu bize bilgilerin geri çağrılmasını sağladığı için hafızamızı güçlendirecektir. 

Kaliforniya Üniversitesinde yapılan araştırmalar insanların hem sağ hem de sol loblarının güçlendirilmesi sonunda zihinsel kapasitenin en az on misli arttırdığını  ortaya koymuştur. 

Albert Einstein, M. Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Napolyon vb onların üst düzey başarıları hem matematik hem de sanatla ilgili olmalarına bağlanmıştır.  

Hangi yaşta olursanız olun zekanızı arttırabilirsiniz 

Çok zeki mi olmak istiyorsunuz bu sizin elinizde. Önce sağlıklı bir yaşam içerisinde olmalısınız. Meraklı olmak araştırmak, beynimizi her zaman zorlamak, günlük gazete okumak, her günün farklı olmasına çalışmak, iyimser olmak, gülümsemek, mizah duygusunun geliştirilmesi, affetmek ve unutmak, geleceğin kaygısı, geçmişin pişmanlıklarından sıyrılarak anı yaşamak, hoşlandığımız bizi ana odaklayan işlerimizin olması, sevdiğimiz işi yapmak, insanlara ve eşyalara endeksli değil, amaca endeksli yaşamak, yardımseverliğin rahatlatıcı etkisini keşfetmek, sahip olmak ve çok tüketmekten vazgeçip sadece kendimiz olmamız sade, sıradan ve hırstan uzak hayatlar bizi mutlu edecektir.  

Mutlu insanın beyni, stresli ve kaygılı insanların beyninden daha verimlidir ve gelişmeye açıktır.  

Mutsuz insanların beyinlerinin gelişmesi bir tarafa gerilemektedir. Sürekli kaygılı hal, "psikojenik cücelik" olarak da bilinen bu problem aşırı stres ve baskı altında kalmış 2-15 yaşları arasındaki çocukların gelişim sorunlarına neden olur.  

Beynin en verimli olduğu anlar, en rahat, keyifli ve mutlu anlarımızdır. Batılılar bu ana “aha anı” derler. Aha anı beynimizde kıvılcımların çaktığı, aklımıza iyi bir fikrin geldiği ve keşiflerin anıdır.    Mutluluk dış değil, iç şartlara yani bize bağlı olduğunu keşfetmeniz dileğiyle.