Haber: Mert Osman Erman
Gazeteci Riham Alkousaa, Perşembe günü, doğu Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Sakson İsviçresi'nde dağlık ormanlık bir bölgede bir grupla yürüyüş tatilindeydi.
Ancak hostele geri döndüğünde polis memurlarının onları beklediğini gördü.
Birileri polise, "yabancı bir grup" olduğunu belirten bir ihbarda bulunmuştu.
Aranan kişiler, yakınlardaki Çekya'dan sınırdan kaçmaya çalışan göçmenler olarak bildirildi.
Ancak Alkousaa, çoğunluğu Almanya'da yaşayan Suriyelilerden oluşan, kayıtlı Alman bir yürüyüş kulübüyle yürüyüş yapmaktaydı.
Suriye doğumlu, Alman vatandaşı olan ödüllü bir gazetecidir ve New York'taki Columbia Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Geçtiğimiz 10 yılda birçok Alman ve Amerikan yayın organı için çalışmıştır.
Almanya'nın olayla ilgili olarak Saxony polisi, Alman bir vatandaşın 110 acil numarasını arayarak sınıra yakın bir bölgede yürüyüş yapan bir grubu gördüğünü ve grubun kaçak olarak sınırdan geçmeye çalıştığını şüphelendiğini bildirdi.
Bölgesel polis, bu bilgiyi federal polis gücüne iletti ve güçlerini bölgede devriye gezmek için gönderdi. Bu görevde yürüyüşçüleri buldular.
Polis, yürüyüş grubunun belgelerini kontrol ettikten sonra, grubun tamamen yasal olarak Almanya'da olduğunu doğruladı.
Alkousaa'nın, eski adıyla Twitter'da yaptığı paylaşım, sosyal medyada büyük bir tepkiye neden oldu.
Paylaşıma yapılan pek çok yorum ona destek verirken, bazıları ırkçı nitelikte. Diğerleri ise polisin tepkisini onayladı.
Bu olay, Almanya'da, aşırı göçmen karşıtı Alternatif için Almanya Partisi'nin (AfD) yükseldiği bölgelerde azınlıkların hoşgörülüp hoş görülmediği konusundaki artan endişelere işaret ediyor.
Sakson İsviçresi, Almanya'nın en güzel bölgelerinden biridir. Muhteşem dağlık coğrafyası, Caspar David Friedrich gibi 18. ve 19. yüzyıl Romantik ressamlarının eserlerinde tasvir edilir. Manzara, Alman kültüründe özel bir yere sahiptir ve turistler arasında popülerdir.
Ancak Saksonya eyaleti, aşırı sağın seçimlerde iyi performans gösterdiği bir yerdir.
Araştırmalara göre, AfD ya en popüler parti olup oyların üçte birini alıyor ya da iktidardaki muhafazakar Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile başa baş durumda.
Gelecek yıl, Saksonya da dahil olmak üzere üç Alman bölgesi yeni bölgesel meclisler seçecek. Şu an için AfD'nin iktidara gelme ihtimali düşük, çünkü başka hiçbir parti ile koalisyon kurmayacak.
Ancak eğer aşırı sağ en fazla oyu alırsa, ana akım partilere istikrarlı bir hükümet koalisyonu oluşturmayı imkansız kılabilir.
Son birkaç aydır Almanya, artan sığınmacı sayısıyla ilgili yoğun bir tartışma içinde. Bu yıl şu ana kadar yaklaşık 290.000 kişi sığınma başvurusunda bulundu, bu, 2022'den daha fazla.
Bu sayılar, 2015 ve 2016'daki 1.5 milyon göçmen ve mültecinin Almanya'ya geldiği dönemlerden çok daha düşük.
Ancak bazı yerel konseyler, mevcut akışın, büyük sayıda Ukraynalılarla birlikte zaten büyük sayılarda gelmiş olması nedeniyle lojistik olarak zorlanıyor. Rusya'nın geçen yıl tam işgaliyle Almanya'ya 1.5 milyon Ukraynalı gelmiştir.
Göçmenlik üzerine giderek artan gergin hava, aşırı göçmen karşıtı AfD için bir artıdır.
Son on yılda, retorikleri, ulusal düzeyde euro karşıtı popülizmden yerli halka dönük aşırı sağ radikalizme dönüştü. Ulusal anketlerde AfD genellikle sadece muhalefet muhafazakarlarının ardından %20'nin üzerinde oy alır.
Muhafazakar politikacılar da hükümet üzerinde baskı yapıyor. Angela Merkel'in merkezci, sözde "Willkommenskultur"u veya hoş geldiniz kültürü, tartışmalardan ortadan kayboldu gibi görünüyor. Yeni muhafazakar lider Friedrich Merz, retoriğinde daha sert bir çizgi izliyor ve hükümeti sınırları sıkılaştırmaya zorluyor.
Sonuç olarak, başbakan Olaf Scholz'un sol eğilimli koalisyonu, bazı göçmenlerin Polonya
ve Çekya sınırlarındaki doğu bölgelerinden geçtiği noktalarda anlık kontroller getirdi.
Yetkililer, amacın insan kaçakçılarına yönelik olduğunu söylüyor. Ancak eleştirmenler, AfD'nin yükselişi karşısında, bu hareketin gelecek yıl Doğu Almanya'da yapılacak önemli seçimlere yönelik kozmetik politik adımlarla ilgili olduğundan şüpheleniyor.
Almanya, birçok sektörde iş gücü eksikliğiyle mücadele ederken, yerel iş liderleri sık sık, aşırı sağın popüler olduğu bölgelerde potansiyel yabancı işçilerin isteksiz olabileceğinden endişe ediyor. Riham Alkousaa'nın deneyimine yapılan yorumlardan yola çıkarak, bazı uluslararası turistlerin de etkilenebileceği görülmektedir.
