Geçen ki yazımızda bahsettiğimiz Suriye ve o eksende bölgede planları olan devletlerden Rusya’yı anlatmıştık Bölge de esas oğlanı oynayan ama n

Geçen ki yazımızda bahsettiğimiz Suriye ve o eksende bölgede planları olan devletlerden Rusya’yı anlatmıştık
Bölge de esas oğlanı oynayan ama ne hikmetse ortalıkta pekte görülmeyen aktörler var.
Bunlar Abd, İngiliz, İsrail ve Almanya şeklinde sıralayabileceğimiz Batı Bloku.

ABD
Bölgede aktif olarak yer almak yerine Daeş bahanesiyle Pyd’yi sahaya sürmenin derdinde.
Böylece kendi gücünü aktif olarak kullanmadığı gibi “Kürtler mağdur oluyor” edebiyatı yaparak - yaptırarak bölgede uydu devletini inşa ediyor.
Kürtler ise en fazla zarar görecekler arasında yerini çok net almaya başlamış durumda.
Pyd terör örgütünün Suriye’de ki bütün kürtlerin sözcüsüymüş gibi yansıtılması ve muhatap alınması diğer kürt grupları baskı altında hissettirerek Pyd altında toplanmaya itmeye başlamış durumda.
1940’lı yıllarda Rusya’nın kürtlere devlet kurma tezgahını bu sefer Abd ve Rusya ortak yapımı olarak görmek mümkün.
1946 yılında Rus destekli kurdurulan Kürt Mahabad Devleti yine aynı yıl tarihin tozlu raflarında yerini almıştı.
Şimdi aynı tezgah Abd tarafından oynanıyor.
Sadece zaman ve oyuncuların bir kısmı farklı. Tezgah aynı tezgah.
Bölgede Abd destekli koalisyon ortakları ne hikmetse Daeş gibi çapı belli bir yapıyı silip süpürememişti. Her gün yetkili ağızlarından “Daeş’in bitirilmesi bilmem kaç yıl sürer” açıklaması geliyordu. PR’ı ustaca yapılıyor ve “Orduların önünde duramadığı güç” imajı veriliyordu.
Peki buna inanıyor mu dünya?
Hayır
Çünkü tezgahı kendilerinin kurduğunu biliyor.
Ama siyasi, ekonomik ve basın üstünlüğünü elinde tutan Batı istediği gibi suçluyu masum, masumu suçlu gösterebiliyor.
Bazen Pyd’ye kaç Daeş’e tut diyorlar, bazen de Daeş’e kaç Pyd yakala diyorlar.
Ama kim kaçarsa kaçsın, kim tutarsa tutsun hepsi Abd ve Batı blokunun işine yarıyor.

İngiliz
İngilizler her zaman ki sinsi hareketlerini yine devam ettiriyorlar.
Arka kısımda
Istediklerini almak için Daeş benzeri yapıları kullanıyorlar.
Aslında bölgede Daeş’i kullanan ingilizlerin yanı sıra Abd- İngiliz - Rusya - İran var.
Daeş Pyd/Pkk ile beraber bir Pyd devletinin de temellerini atıyor.
Bu devleti kurdurabilirse hem petrolü kolayca Akdenize indirip oradan Avrupa’ya aktaracaklar hem de Türkiye’yi sürekli tehdit edecek bir yol bulacaklar...
Pkk terör örgütleri listesinde olduğu için bunu Pyd üzerinden yapmak uluslararası alanda da sorun teşkil etmeyecek.
İngiliz basınının Pyd’yi Daeş zulmünden Batı’yı koruyan bir öncü kuvvet gibi göstermesi ve yine İngiliz gazetecilerin onları şirin gösteren roportajları bunun en somut göstergesi.

Almanya
Aslında bölgede en aktif olmak isteyen devlet Almanya.
Ama birileri sürekli olarak Almanya’nın önüne set çekiyor.
Rusya ile Ukrayna üzerinde kapışan Almanlar bölgede de yine Ruslarla karşı karşıyalar.
Dertleri aynı enerji kaynakları ve bölge yeniden taksim edilirken büyük pay sahibi olabilmek.
Geçmişte Pkk’ya verdiği örtülü desteği şimdi Pyd’ye açık açık vermeye başladı.
Özellikle yakalanan keskin nişancıların ve Milan Anti Tank silahlarını Pyd’ye göndermesi desteğin boyutunu görmek açısından önemli.
Ancak ileriki aşamada Rusya ile karşı karşıya gelmesi an meselesi olabilir.
Çünkü Ukrayna üzerinde Rusya’ya yenilen bir Almanya’nın bunu ilk fırsatta değerlendireceği aşikar.
Ayrıca Avrupa’ya olan göçmen hareketinin en fazla tehdit ettiği ülke Almanya olduğu için evdeki hesaplar çarşıya uymayabilir.

İsrail
Aslında İsrail’in derdi başından beri aynıydı.
Bölgede kendin güvende hissetmek ve hedeflediği Arz-ı Mevud’a ulaşmak.
Bunun için de tabiri caizse ateşe atmayacağı ülke yok.
Sürekli sorulan Daeş neden İsrail’e saldırmıyor sorusu İsrail’li yetkililer tarafından cevaplansa da, sorunun cevabına kimse yürekten inanmıyor.
İşin arkasında farklı bir kolektif yapının mevcudiyeti olduğu ve bu yapının Dünya’da İslami algıyı dizaydn için El Kaide, Boko Haram, Daeş gibi örgütler kurup istedikleri şekilde kullanıyorlar.
Vitrin de bu örgütler olduğu için de çok kolay algı operasyonu yapılabiliyor.
Böylece İslam kan dökücü, kafa kesici, intihar eylemcisi yetiştiren bir Din haline getiriliyor.
İsrail için en önemli şey “Bölge ne kadar karışırsa İsrail o kadar güvenli olur” kuralıdır.
Bölünecekse ve daha küçük parçalara ayrılacak olan Ortadoğu İsrail’in kolayca at oynatacağı bir yer (sanki şuan bunu yapamıyormuş gibi daha küçük lokmalara ayırma söz konusu) haline dönüştürülecek.

Şuan bölgede yeni bir dizayn oluşturuluyor.
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan koridor projesiyle Türkiye'nin güneydoğu bölgelerindeki çzyönetim/işgal girişiminin tek merkezden yönetildiğini, bu koridor haritasının bir süre sonra sınırın Türkiye tarafında da oluşturulacağını hala farketmeyen varsa ya ahmaktır ya haindir. Bunun başka izahı söz konusu değildir.

Buna direnen ve tek parti ile bütün hesapları boşa çıkaran Türkiye farklı tezgahlarla karşı karşıya kalmış ve kalmaya da devam edecektir. Çünkü istedikleri tek parti olmaması mümkünse koalisyon olması. Eğer bu da gerçekleşmiyorsa Erdoğan ile Akparti arasında ki bağlantıyı koparıp, partiyi ruhsuz, renksiz, kokusuz ve tehlikesiz bir hale (Batılılar için) getirilmesidir.

Şimdi Suriye’ye girip girmeme noktasında içte ve dışta oluşan kampanyaya dikkat etmek lazım. Kim Türkiye’nin Suriye’ye girmesini istemiyor?
Türkiye müdahale etsin veya etmesin, girsin veya girmesin, isterse hiç birşey yapmasın oluşturdukları ŞER koalisyonu bir süre sonra sonsuz savaş ortamını oluşturup ve yıllarca nefeslerini kesecek uzun soluklu bir savaşa neden olacaktır. Işte Suriye’de taksim yaparken kimlerin yutulduğu ve kimlerin diz çöktürüldüğü anlaşılacaktır.
Şu bir gerçek ki Türkiye bölge için olmazsa olmazdır. Abd’nin “Türkiye PYD'yi terör örgütü kabul ediyor ama biz etmiyoruz” diyor. Yani “biz terörle ortağız” demesi aslında Kürtlere “Sizi işim bitene kadar kullanacağız”dan öte bir anlam ifade etmiyor.

Bizsiz kimsenin birşey yapamayacağını aslında hepsi biliyor ama 3 maymunu oynuyor.