Baş döndürücü bir gündemle karşı karşıyayız. Bir tarafta Rusya ile yaşanan uçak krizi, diğer tarafta Güneydoğuda Pkk’ya karşı yapılan op

Baş döndürücü bir gündemle karşı karşıyayız.
Bir tarafta Rusya ile yaşanan uçak krizi, diğer tarafta Güneydoğuda Pkk’ya karşı yapılan operasyonlar, Musul’a yapılan askeri sevkiyatve İran’ın Türkiye’nin başına örmeye çalıştığı çorap.
Bu kadar gündemi değişen başka bir ülke yoktur sanırım.
Rusya’nın uçak krizini bu kadar abartması sadece uçakla ilgili olmadığını gösterdi doğrusu.
Rusya, İran ve Suriye ile yaptığı anlaşmaya bağlı olarak uçak krizini fırsata çevirmenin peşinde.
Suriye’de bulunan üslerini korumanın derdine düşen Rusya, uçak krizi ile daha agresif bir yapıya büründü.
Böylece bölgeye sevketmeyi düşündüğü S-300 ve S-400 füzelerine bir gerekçe oluştu.
Aslında Suriye’de 3-4 yıldır devam eden vekaletler savaşında bir sonuç elde edilememesi asıl aktörlerin devreye gireceği tezini böylece güçlendirmiş oldu.
Rusya ve İran Türkiye’yi güneyden çevrelemenin hesaplarını güderken, Türkiye ani bir hareketle Musul’a asker sevketti.
Bu durum da İran’nın Suriye’ye yapacağı sevkiyatları etkileyeceği için hem doğrudan bağırmaya hem de Irak’taki şii yöneticiler üzerinden olayı BM’ye taşımanın gayreti içinde.
Kendi topraklarında Daeş’in varlığına ses çıkarmayan veya çıkaramayan Irak Hükümeti Türkiye için ortalığı velveleye vermenin derdinde.
Peki Rusya’nın gerçekten günlerdir derdi bir uçak mı?
Veya Irak Türk askerinin Musul’da olmasından neden bu kadar rahatsız?
Rusya bölgeye tamamen yerleşmenin derdinde aslında.
Ayrıca Putin iç siyasette gösterdiği İmaj maker döneminin sonunu yaşıyor.
Yıllardır Rus halkına verilen “Putin herşeyi düzeltti” imajı yavaş yavaş yerle yeksan oluyor.
Neden?
Sebebi belli aslında.
Putin’in en büyük kozu Petrol ve Doğalgaz fiyatlarının çok yüksek olmasıydı.
Petrolde seviyelerin 35-37 Dolar seviyelerine kadar inmesi Rusya için sonun başlangıcı demek oluyor.
Bu durumda hem iç siyaseti dış düşmanla meşgul etmeyi (burada tombala Türkiye’ye çıktı gibi görünüyor) hem de petrolden gelecek gelirin azalmasına bağlı olarak yeni gelir kaynakları bulmak ve bunları Rusya’nın sendeleyen ekonomisine doğru aktarmayı gerektirmekteydi.
O’da belli..
Silah!
Bölge ne kadar karışır ve ne kadar savaş ortamına sürüklenirse silah şirketlerinin satışları, borsada ki değerleri o kadar artardı.
Hatta Rusya’nın bu işi gittikçe tırmandırmasının perde arkasında da aslında bu var.
İsveç Barış Enstitüsü’nün (SIPRI) derlediği rakamlara göre Rus şirketler satışlarını yüzde 48.4 arttırmış durumda.
Dolayısıyla iş sadece bir uçak düşürme işinden çok daha ötede bir durum.
Gelelim İran’a.
Tarih boyunca hep batıyla iş tutmuş İran.
İslam birliğini oluşturmak isteyen kim varsa karşısında Batı’yı ve İran’ı bulmuş.
Şimdi de Rusya, Irak ve Suriye ile birlikte Türkiye’yi güneyden bir hilal ile çevrelemek istiyor.
Yıllardır bahsedilen Şii Hilali teorisi böylece hayat bulmaya başlamış durumda.
Yemen’i Suudi Arabistan’ın başına bela eden İran, Pkk’yıda iç siyasette Türkiye’nin başına bela etmenin derdinde.
Böylece bölgede etkili olabilecek aktörleri devre dışına itebilirse kendisinin yıllardır hayalini kurduğu “Şah İsmail” zihniyetinin eseri olan Pers İmparatorluğunu canlandırmış olacak.
İran’ın bu samimiyetsizliğinden dolayı İslam aleminde pek itibar görmediği aşikar.
Dünya savaşında İngiliz yardımlarını İran sırtından Rusya’ya akıtanlar bugünde İran üzerinden İslam alemini daha doğrusu Sünni kesimi hizaya getirmenin gayreti içindeler.
Kartlar yeniden karılırken aktif bir siyaset istemeyen Batı, Türkiye’nin önüne iki aktör sürmüş durumda.
Bunlar; Rusya ve İran.
Bu güçler üzerinden hesaplaştırılan bölge ülkeleri, iş bittiğinde Batı için küçük lokmalar haline gelmiş, yutulup hazmedilmesi kolay birer argüman olacaktır.
Eğer bölge ateşe atılırsa (görülen birileri Tanrıyı kıyamete zorlamanın derdinde) bu Dünya Savaşına kadar gidecek gibi duruyor.
Savaşın diğer aktörleri olan Abd, İsrail, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin durumuda bir sonraki yazımızda inşallah...
O yüzden görelim Mevla neyler,
Neylerse güzel eyler.
Selam ve dua ile...