Bazen sizin de aklınızdan geçer mi alıp başınızı uzaklara gitmek düşüncesi? Son zamanlarda tam işe yoğunlaşmışken birden bu düşünce ile kendi

Bazen sizin de aklınızdan geçer mi alıp başınızı uzaklara gitmek düşüncesi? Son zamanlarda tam işe yoğunlaşmışken birden bu düşünce ile kendime geldiğimde sen buraya ait değilsin diye cevap veriyor iç sesim. İçimdeki sesi dinlerken yeniden çalışırken buluyorum kendimi.

Gitmekle kalmak arası bir çelişki benimkisi…

Gitmek ile kalmak arasında sıkışmış hayatlarımıza devam ederken ne gidebiliyor ne de kalabiliyoruz. Hiçbir yere ait olamadığımız gerçeğiyle yüzleşerek bir mucize bekliyoruz.

Hayal kurmaya fırsat bulabilsek, bir ara versek çalışmaya eminim gitmenin çeşitli yollarını bulabileceğiz bir mucizeye gerek duymadan.

Mesela hayatı kucaklamak için elleri boşa çıkaran bir sırt çantası hazırlasak. İçine en sevdiğimiz bir kitap ile lüzumlu birkaç eşya atsak nereye giderdik?

Sorun gitmek ya da kalmak değildi aslında.

Nereye ait olduğumuza karar vermekteydi mesele. Zira sahip olduklarımızın kaçından vazgeçme, kaçını geride bırakma cesareti gösterebilme yetisiydi.

Diyelim ki cesaret gösterdik yol hazırlıklarını tamamladık bu kez de nereye gideceğimiz konusunda en ufak bir fikrimiz bulunmazdı.

Uzaklaşmak isterken uzaklaştıklarımızı da yanımızda bir asalak gibi taşımayacağımız bir an olsa. Olur da bir gün hayallerimizdeki gibi bir sırt çantası hazırladığımızda..

Bir mucize olur belki, kim bilir?

Mucize…

İnanır mısınız?